70'li yılların başları... Çorum'da milli eğitim müdür yardımcısıydım. Görevli olarak Alaca ilçesine gittim. İlçenin Kaymakamı Yener Ünlüer'di. Yener Ünlüer, zayıf, çelimsiz, çok genç bir kaymakamdı. Ama çok büyük bir yüreği vardı. Alaca Kaymakamlık binasının önüne Atatürk büstü koydurmayı düşünmüş. Kaymakamlığın önü açık bir meydandır. Çaprazında da bir cami vardır. Cami kaymakamlığa 300-400 metre uzaklıktadır. O zamanlar Alaca Belediye Başkanı da Yasin Hatipoğlu'dur. O günlerde Alaca'da Yasin Hatipoğlu'nun da adının karıştığı Alevi-Sünni sürtüşmesine yönelik bazı gelişmeler de vardı.

Kaymakamlığın önüne Atatürk büstü konulmasına karşı duran gruplar varmış. Büstün yapımı için işçilerin çalıştığı bir esnada bazı yozlar bu çalışanlara saldırıya geçmişler. Kaymakam silahını çekerek saldırganlara karşı koymuş. Daha sonra polisler devreye girmiş, olay nispeten önlenmiş.

Bir soruşturma nedeniyle benim kaymakamla görüşmem gerekiyordu. Odasına girdim. Kısa bir görüşme yaptık. Bana oturmamı ve biraz beklememi söyledi. Babası Ertuğrul Ünlüer Samsun Valisi idi. Babası ile görüşeceğini belirtti. Ben oturdum. Kaymakam Bey telefon açtı babasıyla görüşüyor. Babasına olayı anlattı. Ne yapması gerektiğini sordu. Baba Vali Ertuğrul Ünlüer (ben telefondan seslerini duyuyorum) oğlu kaymakama aynen şöyle söyledi; "Başlamışsın bitir. Ben cenazeni almaya gelirim." Ve telefonu kapattı.

Yener Ünlüer büstün kaymakamlık önüne konuşlandırılmasını tamamladı. Çorum'daki resmi kuruluşların da katılımıyla büyük bir törenle büstün açılışını yapmıştık.

İşte bir kaymakam ve babası bir vali. Bunlar cumhuriyetin kaymakamı ve cumhuriyetin valileri idi.

Hiç kuşkunuz olmasın. Cumhuriyetin bu anlayışta olan kaymakam ve valileri hala vardır.

Cumhuriyet sahipsiz değildir. Günü gelir üfler vatanımın boruları. Bugüne kadar birçok yönleriyle gagalamalar ve yıpratmalar olmasına karşın ayakta olduğuna göre Cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır. Çünkü Cumhuriyet ilim, irfan ve demokrasi yönetimidir.