Yakın geçmişimizde 'orta direk' diye tanımlanan bir kesim vardı. Orta direğin güçlü tutulmasına rahmetli Demirel ve Özal dönemlerinde büyük özen gösterilirdi. Orta direk güç kaybedince tedbirler alınır, gerekenler yapılırdı. Dengeydi. Orta direk de küçük esnaf, çiftçi, memur, işçi, emeklilerden oluşurdu.

Bugün getirildiğimiztamda,ta direk kabul edilen kesimler asgari ücrete bile muhtaç duruma getirilmişler, tüketilmişlerdir. Küçük esnaf adeta yok edilmek üzeredir. Her mahallede kendi ifadeleriyle neredeyse 400 metrede bir zincir market kurulmuştur. Şimdi TBMM'de bir yasa hazırlanıyTicaret Bakanlığınca. 400 metrelik mesafenin 200 metreye düşürülmesi çalışmaları yapılıyor. Kimseden tık çıkmıyor.

Şehir merkezimizden örnek verilirse, zincir marketler çeşitleniyor. Bu yetmezmiş gibi Tarım Kredi Kooperatifleri de bazı semtlerde marketler açmaya başladı. Küçük esnaf, mahalle bakkalı, berberi, terzisi, tuhafiyecisi, manavı, kasabı, pazarcı esnafı daha da sıkıntılara maruz kalacak.

Bir zamanlar meslek kuruluşumuz önderliğinde "Kahraman Bakkal"ımız vardı. Kahraman Bakkalımız da komaya sokuldu. Göz göre göre...

Orta direği temsil eden meslek gruplarımız, emekliler, çalışanlar, çiftçiler zincir marketlerin geniş imkanlı çarkları arasında ezilmeye mahkum gibi.

Geçen Cuma günü eczaneye giderken Cuma günleri kurulan pazaryerine uğradım. İstanbul pazaryerlerinde sebzelere konan etiketler dikkatimizi çekerdi. "Yarım kilosu .... TL" diye. Tuhafımıza giderdi. Hastalık bizim pazarımıza da teşrif etmiş. Yazıy"yarım kilosu .... TL" diye. Bu durum ülkemiz ekonomisinin vahim durumunu anlatmaya yeter. Vatandaşın alım gücü sıfırlanmış, tüketime, lükse özendirilen insanımız bankalara adeta ipotekli hale getirilmiştir. Geçim sıkıntısı tahmin edilemeyecek boyutlara gelmiştir. Mahallesinde komşularına veresiye vererek yardımcı olan küçük esnafımız da sıkıntılarla boğuşur haldedir.

Toplumda milletin yaşadığı sıkıntılara zerrecik çözüm aranmıyor. TV'de yandaş, yalaka bir programcıya "maaşını sen dolarla mı alıyorsun? Dolardan bize ne?" diyebilen Hazine ve Maliye Bakanı kayboldu. Doların ülke şartlarında yükselmesinin hayatı nasıl pahalandırdığının bile farkını kavrayamamışlar. Yazıklar olsun böyle kafalara.

Merkez Bankasındaki zgünler için ayrılan yedek akçe pandemiden çok önce çekilmiş, eritilmiş. Muhalefet Merkez Bankasının açıklanamayan 128 milyar dolarının hesabını sormaya devam ediyor. Kimse hesap vermiyor, şeffaflık yok edilmiş durumda.

Evet bir ülkenin ekonomisinin, geçiminin temelita direktir. Şimdi binlerle övünülen zincir marketler, pahalılığın da nedeni. Küçük esnaf nasıl ayakta kalacak? Kredisiz, borçsuz bir esnafımızı düşünemiyorum. Tek dertleri koltuklarda nasıl kalırımdır. İnsanları canı derdine düşüren pandemi şartlarıyla yaşamların daha da ağırlaştığı bir dönem yaşanıyor.

Orta direk yıkıldı. Küçük esnaf can çekişiyor. Mahallelerde her gün yeni bir zincir market açılıyor. Esnaf kuruluşlarımız, siyasilerimiz bu konuda ne yapar bilemiyorum. Ciddi bir tavır konulacağını da düşünmüyorum. Çünkü herkes kendi halinden memnun bir tavır içerisindedir.

Aziz milletimizin saygı değer okuyucularımın mübarek Ramazanlarını tebrik ediyorum.

Sevgi ve saygılarımla...