Mevsim gereği havalar soğumaya başladı. Doğalgazla nasıl mücadele ederiz, şimdiden düşünceleri milletimizi sardı.

Asgari ücret 2.850 TL iken çalışanlar aylıklarıyla aldıkları şekeri, çayı, peyniri, zeytini, kırmızı eti, tavuğu, pirinci, bulguru, domatesi, biberi, patlıcanı, bugün 5.500 TL olan aylıklarıyla almaktan mahrum hale düşürüldüler. Daha fakirleşildi. Yoksullaşıldı.

Tokat’ımız, ülkemizin birçok iline sebze ve meyve gönderen ilimizdir. Sebzenin, meyvenin ambarı gibidir. Böyle olmasına rağmen, yetkililer kurulan hafta pazarlarını görmezler mi, durumu yukarıdaki idare edenlere hiç mi bildirmezler?

Unu – tuzu kuru olanlara göre hayat pahalılığı hiç yok. Adeta milletle dalga geçerler. Bunlar hayal aleminde yaşayanlardır.

Sofraya konan domatesler Tokat’ımızda 10-15 TL’ye satılıyorsa, biberin kilosu 15-20 TL’ye çıkmışsa, patlıcan 15-20 TL, fasulye 20-25 TL olmuşsa, geçen sene 12-15 TL’ye satılan 10 kg.lık bir çuval kuru soğan bugün 80-85 TL’ye satılıyorsa, hayat pahalılığı enflasyon vatandaşın canına okuyor. Diğer gıda ürünlerini saymaya hiç gerek yok. Geçen seneye göre birkaç kat fiyatlar artmıştır.

Bir örnek de temizlik maddesinden verelim. 18-19 TL’ye satılan 1,5 kg.lık normal bir çamaşır deterjanı bugün olmuş 43 TL. Dar gelirli nasıl hayatını devam ettirsin?

Elektrik, doğalgaz en az yüzde 150 zamlandı.

2023 yılı devlet bütçesi Kasım’da Meclise gelecek. Harçlar, vergiler, resimlere gelecek zamları birlikte yaşayacağız.

Elektrik, doğalgaz, akaryakıt zamlarını da yine göreceğiz.

Dar gelirlilerin hakkını, dolar zenginlerine lütfedenler seçim önü dağıtıyor da dağıtıyor. Ne yapsanız nafile. Vatandaş yaşamak için karnını doyuramıyor. Kimse yaşadığı, yaşatıldığı sıkıntıları asla unutmuyor. Sandık bekleniyor.

Yirmi senede millete reva görülen hayat pahalılığı seçime 8 ay kala çare mi zannediliyor?

Daha çok zam gelecek, asgari ücret nereye çıkarsa çıksın piyasa bugünkü günümüzü aratacak.

Sevgi ve saygılarımla…