Cumhuriyetimize ve devletimizin kuruluş temel değerlerine sistematik bir şekilde saldırılar yapılmaktadır. Bu saldırılar, bazen açıkça bazen de sinsi tavırlarla sergilenmektedir.

Başından beri Cumhuriyetimizi kabullenmemiş, fırsatını buldukça saldırıya geçenlerin ana temsilcisi fesli kafa düşüncesini açıkçataya koymuş "Kurtuluş Savaşı'nı keşke Yunanlar kazansaydı." düşüncesini paylaşmıştı.

Birilerinin kafa yapısı, cücük beyinleri de aynı düşünceye sahipler. Fakat düşüncelerini delikanlıca dürüstçe paylaşamazlar, kıvırırlar, dururlar, fırsat buldukça saldırıya geçerler.

Türk Milletinden, Cumhuriyetimizden, kuruluş değerlerimizden rahatsızlık da duyarlar. Cumhuriyet ve Demokrasinin verdiği nimetlerden yararlanıp bindikleri dalları kesmeye de devam ederler.

İsmail Kahraman isimli eski TBMM Başkanı, şimdi ise terfi ettirilerek ödüle mazhar kılınıp YİK Üyesi olarak görevlendirilen kişi, "Anayasa'nın ilk dört değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez." hükümlerini tartışmaya açmaya kalkmıştır.

Bu kafa Cumhuriyet değerlerinin demokrasinin nimetlerinden yararlanarak ekmeğini, yemeğini yedikleri aziz milletimize adeta kötülük düşüncelerinde olanların kafasıdır.

Bunlar zavallılar, yüz yıldır ham hayal peşinde koşan beyinleri uyuşmuş, uyuşturulmuş kafaların sahipleridir.

En yüksek makam ve mevkilere atanırlar. Çünkü isteneni yapacak ve söyleyecek papağanlardırlar.

Türk Milletinden hoşlanmazlar. Atatürk'e fırsat buldukça saldırırlar. Türk'e alenen düşman kafanın sahipleridir. "Feslinin müridleridir."

Hani yıllar önce derlerdi, iktidar partisi yetkilileri "DEMOKRASİ BİZİM İÇİN AMAÇ DEĞİL ARAÇTIR." diye. Bu günlerde yapılan açıklamalar hedefleritaya koyuyor.

Türk Milliyetçileri bu açıklamalara seyirci kalamaz. Varlık nedenleri saldırı altında iken suskunluk, gerekeni yapamamak hiç yakışık almıyor. Koltuk her şey asla olmamalı. Önce vatan, Devlet ve Cumhuriyet değerleri şahısların önünde tutulmalıdır.

Yine bu sütunlardan haykırıyorum, Türk düşmanlarına:

"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE."

Sevgi ve saygılarımla.