Cumhuriyet parlamento yaşamının 1950'den bu yanını bilirim. Son 10-15 yıldaki kadar seviyesiz, düzensiz, düşüncesiz, saygısız, bilinçsiz bir parlamento ağzını hiç hatırlamıyorum.

Bu konuya bir kere daha değinmiştim. Hatta torunlarımı bu ağızlardan uzak tutmak için televizyon izlemekten korumuştum.

İsmet İnönü, Celal Bayar, Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Turgut Özal, Osman Bölükbaşı, Tansu Çiller, Necmettin Erbakan, Turan Feyzioğlu, Mesut Yılmaz, Ekrem Alican, Alparslan Türkeş, Mustafa Timisi ve daha birçokları bu ülkede siyasi parti başkanlığı yaptılar. Hem de uzun yıllar.

İktidar oldular, muhalefette kaldılar, aralarında çok sert tartışmalar oldu. Ama hiçbiri ötekine şerefsiz, alçak, adi, satılmış, namussuz ve buna benzer iğrenç sözleri etmediler. Buna o dönemlerin milletvekilleri de dahil.

Çünkü onlar şerefin, namusun, alçaklığın, satılmışlığın ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlardı.

Onlar, şerefin ne olduğunu yalanla, dolanla, iftira ile, hırsızlıkla, yolsuzlukla, sövmeyle, saymayla, sokak kabadayılığı ile, şereflilik olmayacağını biliyorlardı.

CHP'nin bir milletvekili. CHP'nin dışişleri önderi. Eski Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz. IŞİD tarafından kaçırılıp çok uzun süre tutsak olarak kalan kişi.

Son günlerde TV'lerde çok sık görünen biri. Birkaç gün önce yaptığı bir konuşmada MHP yöneticilerine "satılmışlar" sözünü kullandı.

Onlar da açtılar küfür torbasını veryansın ettiler.

Şimdi bu adamlar bu küfürleri, aşağılamaları ettiler mi yoksa bu aşağılamalar ettirildi mi ? Gayet tabii ettirildi.

Sen bu adamlara "satılmış" demek yerine iktidar partisi ile bütünleşerek gönül bağı kurdular, ileriye yönelik bir şeyler çeviriyorlar, ama MHP tabanı bu düşüncede değil desen amacına ulaşmış olamıymuydun ?

Eğer Onur Öymen, Şükrü Elekdağ böyle bir uyarıya kalksaydı çok daha etkili ve çok daha kibar sözler ederlerdi. Hem taşı gediğine korlar hem de üzerlerine çamur sıçratmazlardı.

Çünkü onlar çok uzun deneyimin adamları hem de adam gibi adamlar. Nerede ne yapılacağını, nerede ne söyleneceğini çok iyi bilirler. Söyleyeceğiniz sözleri iyi tartacaksınız. Sözünüzle, tavrınızla partinizi ve seçmeninizi zorda bırakmayacaksınız.

Son günlerde sahte kahramanlık gösterileri dizi filmlerini geçti. Sen onlar üzerine yürü. Her gün bir senaryo yazıyorlar. Oradaki sahte rolleritaya koy. Ama usulü içinde.

Eskiden okullarda adab-ı muaşeret diye bir şey öğretilirdi. Yani insanlara topluma nasıl davranılacağını, büyüğe saygıyı, küçüğe sevgiyi öğretirlerdi. Küfürden, şarlatanlıktan uzak durmanın iyi olduğuna dikkat çekerlerdi.

Milli Eğitim Bakanına rica etsek okuma yazma kursları yerine politikacılarımıza bir adab-ı muaşeret kursu açsa hem de tepeden kuyruğa hepsine.

Okuma yazma kursu gerekli ama önceliği adab-ı muaşerete versek.

Yüce yerlere gelmiş cüce kişilere özeniyorsan kendine yazık edersin Öztürk Yılmaz. Bugünkü sıkıntımızın en büyüğü yüce yerleri cüce kişilere kaptırmış olmamızdandır.