Akşam akşam Kadir Bekgöz yeğenim aradı. Hal hatırdan sonra,

“Emmi dedi, bu gün öğretmenevine geldin mi?”

“Gelmez olur muyum yeğenim, her gün ki gibi bu gün de oradaydım. Hayırdır, bir şey mi oldu?”

“Valiler başlıklı yazın Vali Bey’in eline geçmiş. Sökülen parçalar derhal yerine takılsın diye Milli Eğitim müdürünü, o da öğretmenevi müdürlüğünü aramış. Millette bir telaş bir telaş. “Yazıyı kim yazdı? diyorlar. Ben de Rasim Canbolat yazdı dedim. Arıyorlar.”

“ Arayan kim? Beni arıyorlarsa evdeyim şimdi”

“Yok emmi, seni netsinler? Müdür yardımcıları, sökülen parçayı arıyorlar.

Dönemin valisi rahmetli Mehmet Gündoğdu’nun büyük emekleriyle yapılan öğretmenevinin girişine “BU BİNA, BÜYÜK TÜRK MİLLETİ’NİN SAYGIDEĞER ÖĞRETMENİNE ARMAĞANIDIR” TOKAT VALİSİ: MEHMET GÜNDOĞDU - 2001 yazılı bir tabela çakılmıştı. Son günlerde tabelada bulunan “…armağanıdır” sözcüğünden sonraki bölümün söküldüğünü gördüm. Bunu, emeğe ve hatıraya saygısızlık sayarak bir yazı yazdım.

Tabeladaki yazıyı, eski müdür söktürdü desek, yıllardır müdürlük yapıyor yazı da orada duruyordu. Yeni akıl etmiş olamazdı. Söküldüğünü müdürlerin nöbet değişikliğinde fark ettiğim için yeni müdürü suçladım, onun söktürdüğü tahminiyle...

 

Oysa yeni müdürün göreve başlamasıyla ayrılması bir oldu. Tabeladan rahmetli valinin adının söküldüğü bir gerçek ama müdür mü söktürdü, ya da bir makam sahibi mi emretti.

Hiç kimsenin günahını alamam. Çünkü bu konuda en küçük bir bilgim yok.

Öğleden önce uğradığımda tabelanın hepten söküldüğünü görünce temiz iş dedim kendi kendime. Sökülen parçayı arayacağına fellik fellik, tabelayı da kaldır, baş ağrısından kurtul gitsin anasını satayım... Tabela da ne imiş, olmasa da olur. Resmi binaların hepsinde tabela şartı mı var sanki…

Öğleden sonra gördüm ki eski tabelanın yerinde pırıl pırıl aydınlık bir tabela büyük bir neşeyle gülüyordu, dosta düşmana karşı.

Devlet işleri yavaş işler derler, örneğin köprünün onarımı aylarca sürmüştü. “Devlette bir yumurtayı kırk kişi taşır, onu da yolda kırarlar” denirdi. Bu tabela işinde yeğenimin aktardığı gibi valilik, il milli eğitim ve öğretmenevi müdürlüğü arasındaki telefon konuşmaları doğru olmalı ki yeni tabela, bir gün bile sürmeden jet hızıyla yerine yerleşti...

Arkadaşlarla sohbetteyken telefonuma baktım, bir cevapsız arama. Aynı numarayı çevirince tatlı bir hanım sesi, “Rasim Hocam, Milli Eğitim Müdürümüz, sizinle görüşmek istiyor” dedi. “Buyursun” dememle telefonda sağlığımızla ilgili cümleler peşi peşine sıralanmaya başladı. Otomatik cihazın öğütlerinin sonunda müdür beyin sesi duyuldu. “Buyurun müdür bey, ben Rasim Canbolat.” önce sağlığımı sordu ayrıntılıca. Sonra, “Sözünü ettiğiniz tabelanın yenisinin yapılması için talimat verdim. Uyarınız için teşekkür ederim” diyordu ki ben, “Şu anda öğretmenevindeyim. Gelirken gördüm, çok da güzel olmuş. Ben teşekkür ederim.” dedim. Karşılıklı iyi günler dilekleriyle görüşmemiz sonlandı.

Bu vesileyle başta sayın Valim, İl Milli Eğitim ve Öğretmenevi yöneticilerine gönül dolusu teşekkür ederim. Devlet için küçük, benim için büyük bir sorunu hallettikleri için. Sağ olsunlar, var olsunlar. İşlerinde kolaylıklar dileğiyle…

AÇIKLAMA VE ÖZÜR

15 Nisan günü HÜRSÖZ gazetesinde çıkan VALİLER BAŞLIKLI yazımda “Bu yazıyı kaleme almamın asıl nedeni, yakında öğretmenevi müdürünün değiştiği söylendi. Yeni müdürün ilk işi, Vali Mehmet Gündoğdu’nun duvara çaktırdığı tabeladan tarih ve Mehmet Gündoğdu ismini söktürmek olmuş.” diye bir cümle kurmuştum. Bu yargı kesin değil, tahmini bir cümledir. İsminin silindiği kesin de kimin sildiği, ya da sildirdiğini bilmiyorum.

Bu cümlem için adını da bilmediğim, göreve başlayıp kısa sürede ayrılan müdür Beyden tahmini yargılamamdan ötürü özür dilerim.