Bir zamanlar yeşilliği ile gurur duyduğumuz, doğasına, güzelliğine şiirler yazılan Tokat'ımızda beton yığınlarının yeşili yok etmesi ile karşı karşıyayız.

Devletimiz geçmiş dönemlerde Kazova'nın sulamalı tarıma geçirilmesi, verimin arttırılması, ürün çeşitliliği kazandırılması için, Gümenek regülatöründen başlayarak Turhal-Pazar istikametinde uzunluğu 40 km'yi geçen sağ ve sol sahil sulama kanallarını gerçekleştirmiştir.

Yapılan sulama kanallarımız toprağa can olmuş, bereket getirmiştir. Şehrin imarının gelişmesinin planlanmasında sulanabilen tarım alanları korunmamış verimli araziler yapılaşmaya açılabilmiştir.

Turhal'dan Tokat şehir girişindeki yol kenarlarındaki bahçelerin güzelliği dallarındaki meyvelerin görüntüsü şehirden geçen yolcuları bile mest ediyordu.

Şimdi ne oldu derseniz 600 Evler kavşağından başlamak üzere neredeyse kampüse kadar özellikle sağ bölümde inşaat malzemesi satıcılarının depoları, hurdalıklarıyla karşılaşıyorsunuz.

İnşaat malzemesi depolanacak hurda yığınlarının bulundurulacağı yer mi kalmamış Tokat'ta? Her işyeri rast gele yerde açılabiliymu?

Belediyemizin bu işyerlerine izin verirken şehrin girişindeki görünüme, estetiğe önem vermesi gerekir. Özellikle bu güzergahta çirkin görüntüye sebep olanların yeşili, doğayı korumak yerine olaki bir imar düzenlemesi gelirse 8-10 katlı yapılaşmaya kavuşacağız rant beklentileri olmalıdır. İnşaat malzemesi depo sahiplerinin çoğunun müteahhit oldukları gerçeği dikkatten kaçmıyor. Şehrimiz imarının gelişmesi yeni yerleşim ve gelişme alanlarına ihtiyaç duyulduğunda kuzeye Topçam eteklerine doğru sulanamayan arazilerin kullanılması doğru tercih olmalıdır.

Alavere, dalavere; Kampüse kadar yapılaşmaya açmanın tezgahlarıdır. Bu depolar ve hurdalıklar imarı bir gün geçirebilirizin beklentisidir. Belediyemizin bu konularda gerekeni yapması bekleniyor.

Hala şehir merkezi; tırların, kamyonların geçiş güzergahı olarak kullanılmakta. Şehrin bu sıkıntılardan kurtarılması için kuzey çevre yolu, karayollarından ısrarla talep edilmeli, hiç olmazsa projesinin yapımı sağlanmalıdır.

Gelişmeleri üzüntüyle izliyoruz. Çevremizde kavak ağacından başka bir ürün yetiştirmeyen iller bile şehir isimlerinin önüne "yeşil," koyuyorsa bizim uygulamalarda bin kere düşünmemiz gerekiyor.

Rant uğruna kimse doğayı yeşili katletmeye kalkmamalı.

Küresel ısınma iklim değişiklikleri, afetler tabiatın bozulması sonucudur.

Geçmişte birkaç defa yazmıştım. 1948 şehir imar planında AFET BÖLGESİ-YAPI YASAĞI olarak değerlendirilen alanlardaki yapıları bugün gördüğünüzde uykular kaçacaktır.

Sevgi ve saygılarımla