Saygıdeğer okuyucularım ve değerli hemşehrilerimizin özellikle yetkili ve sorumlularımızın dikkatlerine, bilgilerine bazı bildiklerimizi aktarmak vicdani bir görevdir.

Kahramanmaraş ve çevresi illerde yaşanan deprem felaketinin acı sonuçları milletimizi derin üzüntülere sokmuştur. Dünya ülkeleri de yaşadığımız felaketin acılarını hafifletmek için seferber oldular. Emeği geçen, cansiperane depremzedelerimizi enkazdan çıkaran kahraman tüm görev almışlara sonsuz teşekkürler.

Cumartesi günü saat 16.00 itibariyle vefat sayısı 21 bin olduğu duyuruldu. Milletimizin başı sağ olsun. Milletimiz bu felaketi de özverisiyle bertaraf edecek özelliklere sahiptir.

Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde olan Tokat’ımızın durumunu çok iyi araştırmak,  yaşanmışlıkları görmek, doğru kararlar almak mecburiyeti vardır.

Şehrimizin ilk imar planı 1948 senesinde yapılmıştır. Düzenlemeyi yapan Prof. Dr. Kemal ARU, yardımcısı o dönem itibarıyle Doç. Dr. Gündüz Özdeş'tir.

Plan 3, 4 paftadan ibarettir. Belediyemiz öndeki başkanlık binası bodrumundaki arşivlerde (Fen ve İmar İşleri Müdürü) arşiv bölümünde paftalar, 1960'lı yılların ortasında benim ve İmar İşleri Yetkilisi Murat Efeoğlu kardeşlerimizle incelenmiş ve hayretler içerisinde kalınmıştı. Şayet 1948 paftaları belediyemizde bulunmazsa İller Bankası, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arşivlerinden temin edilebilir.

O imar paftalarına göre şehrimizin büyük bir bölümü (AFET SAHASI - YAPI YASAĞI) olarak belirlidir. 1967 İmar Planında hiç dikkate alınmamış, yapılaşmalar oluşmuştur.

Küçük Sanayi Sitesi dahil olan bölge ve Turhal Caddesi istikametinde yapılaşmaya geçilmeden zemin etütlerinin ön yargısız yapılması büyük önem arz ediyor.

Özellikle küçük sanayi sahasının ilerde çok katlı yapılaşmaya dönüştürüleceği hevesleri, insanımızı bugün Maraş ve  çevresinde yaşananları yaşatacak durumdadır. Bu konuda daha detaya girmek istemiyorum. Yetkililer gerekli çalışmaları, araştırnaları yapmalıdır.

-Yine bir hatıramı da hemşerilerimle paylaşmak istiyorum.

-1970'li yılların başında, rahmetli Belediye Başkanımız hocamız Mesrur GÜRGENÇ beni makamına çağırdı. Yanında bir misafirim vardı. "ERTAÇ bu bey MTA'dan geldi. Şehrimizde çimento fabrikası için yerler bakacak, sana teslimdir, ne gerekiyorsa yapalım." demişti.

-"MTA nın görevlisi şehrin birkaç yerinde çalışmalar, araştırmalar yaptı. Bir gün eski pazar yolunda ilerlerken arabasını durdurdu, kenara çekti. "Salih bey bu yolun altında ne var?" diye sorunca, ben de önce toprak  daha da altında su vardır cevabını verince "Salih bey ne suyu bu bölgenin altı denizdir deniz!" cevabını vermişti.

-Bu işlerin hiç şakası yok. Yaşananlar ortada. Herkesin sorumluluğu vebalinin olduğu unutulmamalı. Doğru neyse o yapılmalı. Canlar kolay gitmesin canlı canlı mezara.

Sevgi ve saygılarımla.