Ülkemiz insanı, yoğun kış şartlarında 31 Aralık akşamı hükümetin yaptığı çok yüksek oranlı zamlarla boğuşuyor. Elektrikte faturalar iki üç katına çıktı. Esnafımız son derece zor durumda.

Doğalgaz ve akaryakıta yapılan sürekli zamlarla yaşam alt üst oluyor.

Yetkili gibi görünen bazı akıllılar ‘zammı biz yapmadık ki’ diyecek kadar milleti anlamaz görüyor. Bu açıklamaları yapanlar birkaç gün sonra “tarifeleri yeniden düzenleyeceğiz” açıklamasını yapabiliyor. Zammı yapan tarifeyi düzenlemeye kendini yetkili görenlerdir. Kimse milletin aklıyla dalga geçmesin. Milletin görüşü, düşüncesi, bu açıklamaları yapanların çok önündedir.

Zamlardan hiçbir indirim sözü yok. Tarifeyle atlatılacağını düşünenler aynı zamanda kendi getirdikleri çaresizlikle baş başa kaldılar.

Akaryakıta yapılan en küçük zammın bile iğneden ipliğe zam demek olduğunu anlayamayanlar dış sahada top çeviren futbolcular misali.

Milletimizden defalarca fedakârlık istenildi. Yastık altı altınlara gözler dikilmiş. Yer üstü zenginliklerimiz satıldı, yıkıldı, yok edildi. Yer altımız madendi, altındı, taş ocağıydı diye satıldı.

B.A.E. ve Katar takviyeleri de yeterli olmadı ki şimdi evlerdeki altınlara sıra geldi. Herkes altınını korumayı çok iyi biliyor. Hiç zahmet etmeyin. Milletin İBB’ye bağışını nasıl yok ettiniz, yakıştı mı?

“Külfetlere katlanın” açıklamaları yapılıyor. Yirmi yıl tek başına muktedir iktidar döneminde nimetlerden yeterince ve fazlasına mazhar olanlar külfete katlanmalıdır.

Ülkemizde çok partili sisteme geçilen 1946 yılında kurulan Demokrat Parti’nin tarihe mal olmuş bir sloganı vardı:

“YETER ARTIK SÖZ MİLLETİNDİR.”

Bugün ülkemiz o günkü şartlarından hiçbiri olmamasına rağmen aynı konuma getirilmiştir. Demokrasi kapısını aralayan o imkanları sağlayanlara rahmetler niyaz ediyorum.

Yıl çıkmaz, zamlar karşılanamaz durumdadır.

“YETER ARTIK SÖZ MİLLETİNDİR.”

Sevgi ve saygılarımla…