Canım oğlum,

Sen de biliyorsun ki, günümüzde güzel bir meslek, güzel bir Üniversite tamamlamak ile güzel Üniversite kazanmak güzel bir lise mezunu olmak ile güzel liseye girmek de sınavda en güzel puanları almak ile olur. En güzel puanları ise çok değil ama verimli çalışan, ailesinden gereken ilgi ve sevgiyi gören insan alır. Bunun bilincinde olarak sen de çalışmaktasın daha ilköğretim okulunda olmana rağmen.

Canım oğlum,

Deneme sınavlarına girdin. Sınavları hızlı hızlı yaptın. Sonrasında da yanlışlarına bakmadan, ”nasıl olsa yanlış yaptım, doğrulara bakmasam da olur” diyerek yanlışlarınla çok yüzleşmek istemedin. Sen zannettin ki yanlışlara bakmayınca, yanlışlar ile yüzleşmeyerek, yanlışları düzeltmediğin zaman yanlışların düzelecek. En sonunda yanlışlarından kaçtın ama bu yanlışlardan deneme sınavlarında kaçsan bile gerçek sınavda kaçamadın ve deneme sınavında yaptığın yanlışı, düzeltmeyince, doğrusuna bakmayınca o sorunu benzerini de gerçek sınavda yanlış yaptın. Halbuki yanlışlarına bakarak, nerede yanlış yaptığını tespit etseydin, o yanlışa sınavda rastlayınca doğrusunu yazarak düzeltirdin.

Canım oğlum,

Sınavda yanlış yapmana rağmen sen de kendine kızmadın, ben de kızmadık. Sana kızmak bir şey ifade etmeyecekti çünkü. Artık bundan sonra deneme sınavlarının yanlışlarını görmen ve düzeltmen için büyük bir fırsat olduğuna inanarak bundan sonra eski yanlışlarını yapmaman konusunda senden tecrübe sahibi oldun. Ben de bir baba olarak uyarmış olmanın sevincini yaşadım.

Canım oğlum,

Senin sınavda yaşadığın da hayatta yaşadıklarımıza çok benzemekte. Bizler de büyükler olarak yanlışlarımız ile çok zaman yüzleşmek istemez, hemen bir bakışta yanlışımızı görecek ve hata yaptığımı insanlara kaşı iki kelime olan “özür dilerim” i çok görürüz ve suçu da özür dilememiz gereken insana atarız. Sonra da ilerde “keşke özür dileseydim” diyerek pişman oluruz. Senin “keşke deneme yanlışlarıma baksam” dediğin gibi..

Canım oğlum,

Bizler de zamanında insanlardan nasıl özür dileyeceğimizi ve teşekkür edeceğimizi bilerek hep daha iyiye ve güzele gidecekken, senin deneme sınavlarında yaptığın yanlışlar gibi, “aman canım bunun ne önemi var ki, altı üstü deneme. Asıl önemli olan gerçek sınav” deriz. Ama şunu da unuturuz ki deneme sınavları gerçek sınavların da bir provasıdır. Provaları ciddiye almazsak gerçek tiyatro nasıl ki iyi olmazsa denemeleri de ciddiye almadığımız zaman gerçek sınavda hiç ummadığımız yanlışlar kapımızı çalar. O yüzden deneme sınavları, provalar en azından gerçek gibi ciddiye alınarak her provada yaptığımız hatalara bakarak, denemelerde hatalarımızı aşarak sonunda hayatta da güzelliklere rastlayacağız işte.

Canım oğlum,

Senin denemelerde yanlışlarına, okul yaşamında hatalarına, öğretmen ve arkadaşlarınla yaşadıklarını akşam evde dinledikçe senin yanlışlarından bende ders almaktayım. Senin okulda yaşadıkların, benim okulda yaşadıklarıma fazla benzemiyor. Bizim zamanımızın sorunları ile senin yaşadığın sorunlar arasında fark senin il merkezinde yaşaman benim ise 5000 nüfuslu bir kasaba da yaşamamdan kaynaklanmakta. Üstelik ben 1980’ li yıllarda ilköğretim sonda iken sen ise tam 32 sene sonra ilköğretim okuyorsun. Yaşadıklarımızın farklılığı zaman ve mekandan kaynaklanmakta. Biz güzel lise nedir bilmezken ve tek çaremizin kasabamızdaki liseye gitmek olduğunu bilirken ve bir de meslek liselerinin varlığını bilerek il merkezinde olduğunu anlarken senin önünde başarılı insan olarak çok seçeneklerin var.

Canım oğlum,

Dershanede, okulda, spor antrenmanlarında, tiyatro provalarında, okul gezilerinde her yaşadığın tecrübe ilerde hayatta hayatını daha kolaylaştırmasını sağlayacak. İlköğretimde hem sosyal hem de okul hayatında başarılı olanların büyük oranda iş yaşamında da başarılı olduğu bunu göstermekte bize. Yani sosyal olmaya ne kadar erken başlarsan hayatta güzelliklerini o oranda sana sunacaktır mutlaka

Canım oğlum,

Sen denemeleri ciddiye aldıkça, yanlışlarının da yavaş yavaş yok olduğunu görmektesin. Gazetede okumuştum. Bir kız 6. sınıfta girdiği sınavda 5 yanlış yaparken, denemelerde yaptığı yanlışları tekrarlamayarak 7. sınıfta girdiği sınavda 1 yanlış yapmış. Eskiye nazaran hatalarına dikkat ettiğinden 8. sınıfta ise hiç yanlış yapmayarak ülke genelinde derece yapmış. Bu tesadüf olmayan ve hataları tekrarlamayarak başarıya ulaşmaktan kaynaklanmakta. Sen de buna benzer bir başarı sergilemektesin. Bu haberi okuyunca bunca yaşıma rağmen ben bile bu olaydan ders aldım. Umarım sen de ve bu mektubu okuyanlarda gereken dersi alırlar.

Canım oğlum,

İlimizde Üniversite giriş sınavlarında derece yapan gençlerin listesine bakarken, hayretle gördüm ki, bu öğrencilerin çoğu 4 sene önce lise giriş sınavında da derece yapan gençlerdi ve sıralamada çok az değişiklikler vardı. Yalnız okul başarısı ne olursa olsun, sosyal yaşamı daha geniş ve aktif olan gençler hayatta bunu yapmayanlara nazaran her zaman bir adım önde olacaklar buna inanmaktayım. Yaşadıklarım tecrübelerde bunu göstermekte. İşte sende böyle yanlışları tekrarlamayarak, tecrübenin yaş ile alakalı olmadığını da görerek ve yaşadıklarımız hataları ne kadar zamanda doğruya dönüştürürsek o kadar tecrübe sahibi olacağımızı bilerek her zaman bir adım önde olacaksın.

Canım oğlum,

Her lise giriş sınavından ve üniversite giriş sınavından sonra derece yapanlara baktığım zaman, hepsinin de planlı çalışan ve hatalarını tekrar etmeyen, ders çalışmanın yanında sosyal çalışmasını da ihmal etmeyen, anne ve babasına asla asi olmayan, onların tecrübelerinden mutlaka yararlanan ve çoğunluğunun anne ve babasının kariyer sahibi olduğu insanlar. Bunun yanında anne ve babası eğitim olarak düşük olmasına rağmen sevgilerini ve ilgilerini çocuklarından esirgemeyen anne ve babaların çocuklarının da başarı gösterdiklerini görerek mutluluk duymaktayım. Yani başarı anne ve babaya bağlı olsa da her şeye rağmen “annem ve babam eğitimsiz, maddi imkanı az olsa da ben bunları aşacak güçteyim. Ben çalışarak başaracağım. Dersime bakacağım, hatalarımı tekrar etmeyeceğim.” diyerek başarıyı yakalayan insanları gördükçe hem onların hem de ülkemizin geleceğinin güzel olacağına dair umutlarım artmakta ve o gençleri uzaktan da olsa daha çok sevmekteyim.

Canım oğlum,

Bugün beni anlamakta zorlansan da zaman gelecek ki babanı anlayacaksın ve bana hak vereceksin. Bana hak vermesen bile bunları okuyarak mutlaka ders çıkaracak olan insanlar olacaktır.  “Kızım sana söylerim, gel gelinim sen anla” misali, mektupların, hayat tecrübelerinin mektuplar vasıtası ile gelecek nesillere ulaştırılması gerçekten de faydalı uğraş. Ben sana bu mektupları yazdıkça yorgunluğumu unutmaktayım ve hayatta en önemli işlerin gelecek nesillere hayat tecrübelerimizi bırakmak olduğuna her zaman inanmaktayım. “Söz uçar ama yazı kalır” diyerek de bunları yazılı hale getirmek bana mutluluk vermekte.

Canım oğlum,

Yaşayacak, yaşadıktan sonra da ara sıra geriye bakarak hatalarını hemen düzeltecek ve ilerde yapmamaya bakacaksın. Başarılı olanlar nasıl başarılı olmuşsa sen de onlara bakarak daha iyiye ve daha güzele gitmenin sevinci ile hayatının aslında zor olmadığını ve tembel insanın hayatı zorlaştırdığını anlayacaksın. Buraya annenin.” hiçbir şey zor değil. Yeter ki insan çalışsın ve zamanında çalışsın. O zaman her şey kolay” vecizesi ile noktalamak isterim.

Seni muhabbetle kucaklarım. Geleceğin aydınlık, tecrübelerin hayatına yön veren hayatların az olsun.