Sevgili Üniversiteli dostum,

Son zamanlarda hayat tecrübeleri ile insanlara konuşmaları ile, nehir söyleşi ile kitaplar ile ışık tutan filozof gibi insanların hayat hikayelerini okudum ve gayet faydalandım. Bu yaşta ben faydalandımsa sen Üniversite öğrencisi olarak daha çok faydalanırsın diye bu mektubumda onu anlatacağım.

Sevgili Üniversiteli dostum,

Daha önce “ bir ömür nasıl yaşanır”  kitabını birkaç defa okumuştum, sonrasında “ insan geleceğini nasıl kurar?”  kitabı çıkınca onu da okudum. 55 yıllık yaşamıma renk kattı her iki kitap. Bunları okuyunca 2006 yılında yayınlanan “ Zaman Kaybolmaz” kitabını merak etmiştim ama bulamamıştım. Meğer o kitap zamanında ilgi görmeyince yeniden yayınlanmamış. Kronik kitap yeniden yayınlayınca 4. Tokat Kitap fuarında bulunca hemen alıp okumaya başladım. İçinden “bu kitabı her Üniversiteli özellikle Üniversiteli dostum okumalı” dedim. Ben okuyunca sana vereyim oku.

Sevgili Üniversiteli dostum,

Ortaylı ilerleyen yaşına rağmen, ilkokuldan ve çocukluktan başlayarak hayatına giren tüm isimleri bir bir sayıyor bizlere. İnsanların bir gün önce yediği yemeği unuttuğu bir çağda insanın hayatına dokunanları ilerleyen yaşına rağmen unutmaması gerçekten de Ortaylı’nın çok okuduğundan hafızasının güçlü olması ve olarak yorumladım. Okuyan insanın hafızası güçlü olur.

Sevgili dostum,

“Oku” emrine Ortaylı o kadar inanmış ve hayatının merkezine almış ki sadece kitapları değil, insanları, şehirleri, mekanları adeta kitap gibi okumuş. Okumaya da devam ediyor. Muhteşem dünyamızı gezebildiği okuyabildiği kadar okuyan insanın da anlattıkları tabii, O’nun kadar gezemeyen okuyamayan bizlere. Bu kitaplarda gezmiş ve O’nun tanıdığı insanlarla tanışmış gibi oluyoruz. Nehir söyleşi o kadar gerçekçi akıyor yani..

Sevgili dostum,

Söyleşinin en güzel yerinde Nilgün Uysal şöyle soruyor Ortaylı’ya “anneniz mi babanız mı daha dindardı? “ Biz fanilere kimsenin dindarlığın yorumlamak düşmez” Ne güzel cevap.

Sevgili dostum, Üniversiteli Kardeşim,

Ortaylı  “kalabalık ortamları pek sevmem. Sınıflar Kalabalık olduğu için Hukuk da okumadım. Kalabalık sadece Camide ve kilise de güzeldir” demesi ve ancak öğrenme amacı ile olursa kalabalıklara katlanabileceğini söylemezi de öğrenmek için gösterdiği çaba takdire şayan.

Sevgili dostum, Üniversiteli Kardeşim,

Ortaylı “ Zaman Kaybolmaz” kitabında zamanın öneminden bahsediyor ve zamanın kaybolmayacağı zamanı iyi değerlendiren insanların da unutulmayacağını söylüyor. Hocalarından bir şeyler öğrenmek için gösterdiği çabayı anlatırken sık sık bahsettiği insandan sonra “O’ndan çok şey öğrendim demesi gerçekten de  “ Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum” diyen Hz. Ali’nin sözünün önemini anlatıyor.

Sevgili dostum, Üniversiteli Kardeşim,

“Tecrübeyi okumak” dedim. Tecrübeli insanlarla sohbet etmek kadar onların sohbet kitaplarını okumak da gerçekten onlarla karşılıklı sohbet etmiş gibi bilgi ile dolmamıza sebep oluyor. Terapi gibi karşılıklı sohbetleri sevdiğimden bu nehir söyleşilerde bana öğreterek eğlendiren ve yeniden öğreten öğrenme süreci gibi geliyor. Kendimizi daha iyi hissetmemize sebep olduğundan san ada tavsiye ediyorum yani.

Sevgili Üniversiteli dostum,

Sen de bizimle sohbet etmeye gelerek ve bizimle sohbetin dışında merak ettiklerini sorarak öğrenerek,  “ Tecrübeyi okumak” faaliyetini güzel yapıyorsun ama bizim verdiğimiz kitapları okumakta gevşek davranıyorsun. Biraz okuma miktarını artırarak okumayı daha öncelikli yapsan bu sana fayda sağlayacak. Daha güzel ve faydalı şeyler öğrenmene zemin hazırlayacak.

Sevgili Üniversiteli dostum,

Bu kitapları biraz zaman geçtikten sonra  “daha güzel öğrenme” amacı ile yeniden okumayı planlıyorum ve bunun bana çok şey katacağına da eminim. Bu tecrübelerimi sohbetlerimizde sana anlattığım gibi vereceğim kitapları okuduğunda da sana çok şey katacağına eminim. Bu yüzden öğrenme için birbirlerini Allah için sevenlere Yaradan yeni öğrenecek kişiler ile tanışma imkanının yanında öğreten kitaplara da ulaşma imkanı sunuyor. Tecrübeyi okumaya devam edelim ki bizlerde tecrübe edinelim. Bunu da gücümüz yettiği oranda yapalım.