Vali Bey öğretmenler gününde, öğretmen, işçi, aşçı, memur milli eğitimin tüm personeline 13 bine yakın kitap armağan etmiş.

Bu büyükganizeyi bir kaç günlük kısacık görev süresinin içine sığdırmış.

Bunu öğretmenler gününe getirmesiyle çok yönlü bir uyarıda bulunmuş, "biat kültürü"nden kurtulmanın yolunun okumaktan geçtiğini vurgulamış.

Armağan ettiği kitaplar da genelde okumaya değer kitaplar.

Öğretmen okumak zorundadır. Eğer okumuyorsa onun okutmanlığıada tükenir. Yerinde sayar, hatta geri gider.

Okuma kültürünün olmadığı yerde "biat kültürü" başlar. Bugün ülkemizde yaygın olan da odur.

Okuma alışkanlığı özellikle öğretmen için hava, su kadar gereklidir. Çünkü öğretmen kendini sürekli yenilemek zorundadır. Öğrencisine okumayı sevdirmek, öğretmenin işidir. Okumanın kendisine neler katabileceğinden yoksunsa öğrencisine verebileceği bir şey de yoktur.

24 kasım öğretmenler günü için öncü bir atılım olmuş doğrusu bu yapılan.

Okumak aydınlanmak aydınlatmak, ışımak ışıtmak demektir.

Okumanın öneminden söz edecek değilim. Kutsal kitabımızın bile ilk emri "ıkra" oku dur. Okumak her insan için gereklidir.

Ancak; ilkokul,taokul, lise, yüksekokul öğretmenliği yapmış biri olarak, okumanın öğretmen için gerekliliğini katmerleye katmerleye savunurum.

Okumayan öğretmen eksiktir, yarımdır. Okuyanın yanında hep küçük kalır.

Öğretmenin bu konudaki eksikliğini yakalayıp "hocam ..... kitabını okudum çok güzel. İsterseniz getireyim siz de okuyun" diyen öğrenciler bilirim.

Hele bugün ne kadar gerekli okumak... Teknolojinin etkisinde, bilgisayar ve cep telefonuna bağımlı "sanal" bir kuşak geliyor.

Hem bağımlı hem de ruh sağlığı tehlikede bir kuşak. Bu tehlikeli gidişin önünü kesmenin yollarından biri de gençlerimize okuma alışkanlığı kazandırmak, onu çağ ile bütünleştirmektir.

Okumak kültür zenginliği verir, güven artırır. Direnme gücünü yükseltir. Özgür olma ateşi yakar.

Yani insana insan gibi yaşamayı, insanlığı öğretir.

1923'lü yılların ilk günlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir tartışmada geriye dönük düşünceli biri kürsüden "medeniyet ne demektir, bunun anlamı nedir, asrilik ne demektir" deyip ağır eleştiriler yapınca Atatürk oturduğu locadan "adam olmak demektir hocam adam olmak demektir" diye seslenmiş.

Adam gibi adam olmanın yollarından biri de okumaktan geçer.

Öğretmenin okuma eksiliğine Sayın Valimiz el atmış. Kendilerine kitap göndererek destek olmaya çalışmış. Öğretmenin maddi sıkıntılardan kurtulmasına, huzur içinde görev yapmasına da inşallah bir başkaları el atar.

Okumayanların bildikleri az, düşündükleri hiç olur. (Bir düşünürden)

Teşekkürler Vali Bey. Sönmeye yüz tutmuş milli eğitim meşalesini yeniden tutuşturdunuz.

Umarım sonu iyi gelir.