Kuraklık alarm veriyve yağmura ihtiyacımız var. Ama yağmura ihtiyaç duymamızın başka bir nedeni daha var ve bu zihnimizle ilgili.
Yağmurun sesi sakinleştirici bir etkiye sahip olabilir ve kaygıyı azaltabilir. Yağan yağmur, sağlıklı bir uyku yaratır, araştırmacılar ve psikologlar yağmurun sesine `pembe gürültü` derler.

Sirenler, trenler ve zihnin yerleşmesini engelleyebilecek diğer duyusal girdileri engellemeye yardımcı olan aktif zihin için bir tür doğal yatıştırıcıdır.

Birinin `beyaz gürültü makinesi` kullandığını veya uykuya dalmasına yardımcı olmak için bir fan kullandığını duymuş olabilirsiniz.

Yaptıkları şey, yağmur sesinin sahip olabileceği yatıştırıcı etkiyi yeniden yaratmak.

Pembe gürültü, yüksek ve düşük frekansların karışımından dolayı daha da yatıştırıcıdır. İyi bir gece uykusu, kaygı ve stresi azaltmada uzun bir yol kat edebilir.
Araştırmalar, yağmur sesinin 20 Hz ila 20.000 Hz aralığında olduğunu ve beyin dalgası karmaşıklığını azalttığını göstermiştir.

Birçok arabuluculuk ve gevşeme tekniğinin yağmur sesini sakin bir zihne açılan bir kapı olarak kullanması tesadüf değildir.
Yağmur genellikle yumuşak bir ritme ve sabit bir kadansa sahiptir.

Zihnin ani değişimlerle uğraşması, hatta bunları öngörmesi bile gerekmez.

Tek yapması gereken dinlemek ve sürüklenmektir.
Su molekülleri yağan yağmurda olduğu gibi birbirine çarptığında negatif iyonlar oluştururlar. Bazı araştırmacılar, bu negatif iyonların solunduğunda stres ve kaygıyı azaltabilecek kimyasal bir reaksiyon oluşturduğuna inanıyor.

Daha fazla çalışma yapılması gerekiyor, ancak okyanusa yakın olmanın neden rahatlatıcı olduğunu açıklamaya yardımcı olabilir.
Son olarak, yağmur genellikle toprak kokusu yayar. Havada kokular dolaşır.

Beynin kokuyu işleyen kısmı, duygu ve hafıza ile yakından bağlantılıdır. Bu nedenle, küçük bir yağmurun hoş hatıraları ve rahatlamayı çağrıştırabileceği mantıklıdır.
Yani, evet, yağmura ihtiyacımız var! Sadece toprak için değil, kulaklarımız arasındaki o değerli mülk için de. Yağmurun psikolojisi bu.