Sevgili Üniversiteli Kardeşim,

Üniversite hayatım boyunca yapmamam gereken yanlışlar neler dersen sana derim ki  “asla yalan söyleme” Yalan söyleyen insanı kimse sevmez. Yalanı şiar edinmiş insanlar bile. Kendileri her ne kadar yalanış evse de muhataplarının asla yalan söylemesini istemezler. Bu toplumumuzun bir  hayat biçimi çok zaman.

        Sevgili Üniversiteli dostum,

         Yalanı duymazlıktan gelen insanları her zaman takdir ederim. Yakan söyleyen insanlar ile kebap yiyeceğime tek başına soğan ekmek yerim daha büyük lezzet verir bana.

        Sevgili Üniversiteli dostum,

         İnsanlar en çok da seni sevmediği halde sana yaranmak ya da alay etmek, şirin görünmek için “seni seviyorum” yalanını söyleyecekler. Sen yalana kanmadığın zamanda seni anlayışsızlıkla suçlayacak ve  “Öyle düşünme”     diyerek sana nasıl düşünmen konusunda akıl vermeye de kalkacaklardır. Yani sana düpedüz “sen aptalsın sen düşünmeyi bile bilemezsin nasıl düşünmen gerektiğini de bana sor” diyemeyeceklerde “öyle düşünme “ diyeceklerdir. Böyle şeyler başıma geldiğinden dolayı sana tecrübelerimi anlatayım dedim.

        Sevgili Üniversiteli Kardeşim,

         Yalan ve Yanlış kavramlarını kesin olarak ayırt ederek bilmeden yanlış yapanlara hoşgörüde bulunman gerektiğini unutma. Ama bilerek yapılan yanlış olmaz ve yalan olur. Sen yalancılara hoşgörüde bulunur ve onların yalanlarını görmemezlikten gelirsen artık sana yalanları ile demet çiçekler gibi yalanlar sunacaklardır.

         Sevgili Üniversiteli dostum,

          Yalan konusunda şöyle bir hikaye anlatılır. “Yukarı mahalle camiinde bir yalan uydurdum, Orta mahalle camiinde bunu bende duydum. Aşağı mahalle camiine gelince bu yalana bende inandım” derler. Yani yalan söyleyenden kaçtığın gibi yalan söylemeyi sende sevme ve gücün oranında uzak dur. Yıksa yalanlara sende inanırsın da zararlı çıkarsın sonra.

         Sevgili Üniversiteli dostum,

          “Ya hayır konuş ya da sus” demiş büyük insan. Ben de derim ki “Ya doğru konuş, ya sus, gücün varsa yalan konuşandan da yalan konuşulan ortamlardan da kaç, kaçamazsan da uzak dur. Yalnız kal, bir kitap oku yalnız kalmazsın. Bunu prensip edinince hayatım güzelleşti Dikkat et zengin oldu demedim. Güzelleşti hayatım. Bu güzelliği maddi şeylere çok önem veren insan  pek anlamaz.

        Sevgili Üniversiteli dostum,

         Üniversite okurken çok kalabalık sınıflarda çok yalan söyleyen, palavra atan ve boş konuşan insana rastladım ve uzak durdum. Sen de hem öğrencilerden hem hocalardan  palavra atan, bahane üreten ve yalan söyleyenlere çok rastlayacaksın ve bunlardan ne kadar uzak durursan hem akademik başarının hem  ruhsal rahatlığının ve huzurunun arttığını göreceksin ve  beni iyilikle anacaksın inşallah.

       Sevgili Üniversiteli dostum,

        Çalışan ve güzel şeyler üreten insanları çok zaman ciddiye almazlar da, boş konuşan komik şeyler anlatan nefse güzel gelen şeyler anlatan insanları dinlerler ve bu gibi insanları anarken gülerek  “Onda şeytan tüyü var” derler. Kendilerini böyle insanlardan uzak tutmazlar da şeytana atarlar suçu. Hayatta en kolay yıl suçlamak değil mi? Suçlayanı da zaman gelir, daha ağır ithamlar ile suçlarlar. Hiçbir iyiliğin mükafatsız kalmayacağı gibi hiçbir yakan da cezasız kalmaz. Kalmayacak da…. “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar…

       Sevgili Üniversiteli dostum,

        Yalan bir münafıklık alameti sayılmıştır. Yakanı sevmek insanların yalan söyleyene güveniniz azaltır ve gerçek manada insan olanlar yalan söyleyeni de sevmez yalan söylemeyi de. Hiç kimse yalan iyidir demez. Yalan söylemeyi alışkanlık yapan insan bile çok zaman yalan söyleyeni sevmediğini söyler pişkinlikle. Bu tip insanlara çok dikkat et. Üniversite hayatında bunlara dikkat edersen alışkanlık yapar ve iş hayatında sen dürüst yalan söylemeyen insan olarak tanınarak başarına başarı katarsın.

        Sevgili Üniversiteli dostum,

        Elimden gelse tüm ülkede  “Yakana hayır” kampanyaları açarım. Yalanı önce kendimize yasaklayalım ki, biz söylemesek bile bizi tanıyan  “O yalan söylemez” desin. Düşmanımız bile olsa. Peygambere bile kimse yalancı diyememiştir. “Yalancı” desek de buna kimse inanmaz demişlerdir düşmanları bile. Örnek almamız gereken insan böyle yapmışsa bizde O’nu örnek alalım işte.

        Sevgili Üniversiteli Kardeşim,

        Annemiz ve babamız, arkadaşlarımız yalan söylemezse bizlerde yalan söylemeyi unuturuz. Anne ve babamızı seçemeyiz ama arkadaşlarımızı rahatça seçebiliriz. Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim demişler. Arkadaş arkadaşın aynasıdır. Arkadaşını yalan söylemeyen insanlardan seçen hem ahlaki olarak hem akademik olarak başarınızı artırır.  Başta anne ve baban olmak üzere seninle ”bizim çocuğumuz yalan söylemez” diye ne kadar sevinseler, övünseler hakları değil mi? Bunu gerçekleştirecek olan da işte sensin. Bunu başardığını görüyorum ve bunu Üniversite hayatın boyunca devam ettirmen için sana bu mektubu yazıyorum.  “Doğru Söyleyen Üniversiteli” imajını pekiştirmen için.

       Sevgili Üniversiteli dostum,

       Güzel şeyler yaşamak kadar güzel şeyler yazmak da o güzelliği yaşamak kadar sevk veriyor insana. Bu mektubu sana yazmak gibi. Okuyanların faydalanacağını düşünmek gibi…

        Sevgili Üniversiteli dostum,

        Bu mektupları yazarken s anki Üniversitede yeniden okuyormuş ve seninle arkadaşmışız gibi bir his var içimde. Bu his ve duygu da mutlu olmamızı sağlıyor. Sizlerin gelecekte bizlerden daha dürüst ve gayretli olacağınızı hayal etmek bile güzel. Her nesil öncekinden daha dürüst ve büyüklerinin hatalarını yapmayarak ilerleyecek ki ülkemiz gelişsin.

        Yeni mektuplarda buluşmak dileğiyle..