Akşam haberlerinde diyorlardı: Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği festivalde içki ve sigara satışı ile konaklama yasaklanmış. Sonradan nasıl olduysa konaklama yasağı kaldırılmış. Bu haber bana iki şeyi anımsattı.

1- Ana kuş yavrularına, “Biri sizi görünce yere eğiliyorsa dikkatli olun. Mutlaka yerden aldığı taşla sizi taşlayacaktır.”demiş Yavru kuşlardan birisi, “Ya, adam taşı cebinde taşıyorsa?” deyince ana kuş: “Yavrum, siz öğüdünüzü yuvanızda almışsınız.” diyesiymiş.

2-Uzun yola çıkarken aracımızın vites kolu’nun yanına 15- 20 paket Bafra Sigarası yerleştirirdik. Yolcu koltuğunda oturan eşim,”Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver” dizesinde olduğu gibi bir kendine bir de bana yakar, tüttüre tüttüre giderdik.

O hesap diyorum adamın taşı cebinde, bizim paketleri aracımızda taşıdığımız gibi sigarasını taşıyanlara satışı yasaklasan ne, yasaklamasan ne? Bu yasakla sigara ve içki içenin sağlığını korumaktan çok, esnafa zarar vermiyor musun, satışını engelleyerek?

Önceki yıllardan tanıdığım birisi, sigara paketini ceketinin sağ dış cebine, pipetli şişesini de yine ceketinin sol iç cebine yerleştirir; bir ondan bir ondan çekerek dolaşırdı. Festvale katılırsa bu adam, tedarikini görmüş. Alış verişe ihtiyacı kalmamış ki…

İçki ve sigara mücadelesiyle iyi ediyor, yetkiler. Zaten bence mevcut hükümetimizin en büyük başarılarından biri paradan altı sıfırı atmasıysa, ikincisi de kapalı yerlerde sigara içilmesini önlemesidir.

Ne idi o günler? Dağ tesislerinde karnını doyuran yolcular, otobüslerdeki koltuklarına oturur oturmaz, “İster zengin ol, ister fuhara, yemeğin üstüne ister bi cuvara!” der, kısa zamanda otobüste herkesi duman altı ederledi... Göz gözü görmez olmuş, yolcuya ne gam? O, atalarının sözünü yerine getirmiş ya sen ona bak…

Bunlar, iyi güzel de ilkokulların önüne kadar geldiği söylenen uyuşturucu satıcılığı konusunda pek haber duyulmuyor, ne iş?

Ayrıca Venezüella’dan kalkan uyuşturucu yüklü geminin koca Dünya’da bula bula Mersin Limanı’nı bulmasına da akıl erdiremiyorum…Aspesli geminin Aliağa'yı bulduğu gibi...

YASAK HEMŞERİM!

Akşam haberlerinde diyorlardı: Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği festivalde içki ve sigara satışı ile konaklama yasaklanmış. Sonradan nasıl olduysa konaklama yasağı kaldırılmış. Bu haber bana iki şeyi anımsattı.

1- Ana kuş yavrularına, “Biri sizi görünce yere eğiliyorsa dikkatli olun. Mutlaka yerden aldığı taşla sizi taşlayacaktır.”demiş Yavru kuşlardan birisi, “Ya, adam taşı cebinde taşıyorsa?” deyince ana kuş: “Yavrum, siz öğüdünüzü yuvanızda almışsınız.” diyesiymiş.

2-Uzun yola çıkarken aracımızın vites kolu’nun yanına 15- 20 paket Bafra Sigarası yerleştirirdik. Yolcu koltuğunda oturan eşim,”Bir sen iç sevdiğim, bir de bana ver” dizesinde olduğu gibi bir kendine bir de bana yakar, tüttüre tüttüre giderdik.

O hesap diyorum adamın taşı cebinde, bizim paketleri aracımızda taşıdığımız gibi sigarasını taşıyanlara satışı yasaklasan ne, yasaklamasan ne? Bu yasakla sigara ve içki içenin sağlığını korumaktan çok, esnafa zarar vermiyor musun, satışını engelleyerek?

Önceki yıllardan tanıdığım birisi, sigara paketini ceketinin sağ dış cebine, pipetli şişesini de yine ceketinin sol iç cebine yerleştirir; bir ondan bir ondan çekerek dolaşırdı. Festvale katılırsa bu adam, tedarikini görmüş. Alış verişe ihtiyacı kalmamış ki…

İçki ve sigara mücadelesiyle iyi ediyor, yetkiler. Zaten bence mevcut hükümetimizin en büyük başarılarından biri paradan altı sıfırı atmasıysa, ikincisi de kapalı yerlerde sigara içilmesini önlemesidir.

Ne idi o günler? Dağ tesislerinde karnını doyuran yolcular, otobüslerdeki koltuklarına oturur oturmaz, “İster zengin ol, ister fuhara, yemeğin üstüne ister bi cuvara!” der, kısa zamanda otobüste herkesi duman altı ederledi... Göz gözü görmez olmuş, yolcuya ne gam? O, atalarının sözünü yerine getirmiş ya sen ona bak…

Bunlar, iyi güzel de ilkokulların önüne kadar geldiği söylenen uyuşturucu satıcılığı konusunda pek haber duyulmuyor, ne iş?

Ayrıca Venezüella’dan kalkan uyuşturucu yüklü geminin koca Dünya’da bula bula Mersin Limanı’nı bulmasına da akıl erdiremiyorum…Aspesli geminin Aliağa'yı bulduğu gibi...