Bir ayı geçen koronavirüs salgını ülkeleri büyük ölçülerde sıkıntıya sokmaya devam ediyor.

Her ülke bütçe şartlarına göre sıkıntıya düşenlerine net aylık ödemeleri yapıyor.

Bizde ise kredi öne konuyor. Çarşamba günü için yapılan resmi açıklamaya göre can kaybımız 100'ü geçmiştir.

Alınan en önemli tedbirler arasında okullarımızın kapatılması olmuştur.

Öğrencilerimiz evlerden ders takibi yapıyor.

Burada en önemli sorun internettir. Öğrencilerin dersleri takip edecekanda internet imkanları yoktur. Bir üniversitede Prof. Dr. öğrencilere gereken dersleri veremediğini, öğrencilerin internet sıkıntısı çektiğini açıklıyor.

İletişim şirketlerimiz var. Tukcell, Vodafone, Türk Telekom.

Bunlardan hiç çıt çıkmaz. Sıkıntılı dönemde özellikle evinde kalan insanlarımıza kolaylaştırıcı düzenlemeler yapmaları gerekirken hiç tınmıyorlar. TV'lere trilyonlarca reklamı yapıyorlar. Bu üç şirketin yönetim kurullarında ballı maaşlı siyasetçilerin de olduğu ifade edilmekte.

Vatandaşın cep telefonuna her gün mesaj gönderiliy"10 TL koronavirüs yardımı diye." Milletimiz fedakardır. Gerekeni yapar. Büyüklerimizin bir sözü vardır. Bir koyundan bir post çıkar diye. Post da gitti bir şey kalmadı.

Önce devletimizin tasarrufa gitmesi, zamansız yatırımları terk etmesi, yeni inşaatlar yerine mevcuttan yararlanma tercih edilmelidir. Betonlaşma zaten yeteri kadar aziz milletimizin canına okumuştur. Tercihler yanlıştır. Bir muhasebe yapmak zamanıdır.

Yaşlı bir anne PTT'ye aylığını almaya geliyalamıyor. "Parayı ne yapacaksın" diye soran gazeteciye "oğlum askerde benden para istedi" diyor. Bu ülkede parası olduğu için vatani göreve gitmeyenler var ya onlardan toplanan paraların bir bölümü işini gücünü ailesini terk ederek vatani görevine koşan askerlerimiz için kullanılmalı. Adaletsizlik, eşitsizlik detadan kaldırılmalıdır. Vicdan hukuk bunu gerektiriyor.

Çok sıkıntılar yaşanan bu dönemde, yaşamın kolaylaştırılmasına ihtiyaç vardır. Vicdan ve adalet temel olmalı.

Sevgi ve saygılarımla