Bazı yozlarca, yobazlarca kadının horlandığı, yok sayılmaya çalışıldığı, hatta ölümüne gidildiği şu günlerde, kadını ele almış bir yazarımız.

Niksar'daki tarihi kırk kızlar efsanesinden esinlenerek adını "yaşayan kırk kızlar" koyduğu bir kitap yazmış bir sosyolog yazarımız Ayla Özdemir Bağ .

Kadının zorluğu göğüslenmesini, çileyi yumaklayıp örgüye çevirmesini, yeteneğini kullanıp basamakları bir bir çıkarak doruklara ulaşmasını sergilemiş kitabında.

Yeni bir yöntem kullanmış yazarlıkta. Dul kalıp yetim büyütenleri, yokluk içinde çile çekerek kendilerini yukarlara götürenleri, öz güvenini kullanıp başarıya ulaşanları sergilemiş.

Çok geniş ve özverili araştırma yapmış. Tokat'ın tüm ilçelerinde araştırma yapmış birebir görüşmüş konu ettikleriyle.

Ele aldığı kadının, yöresini, yöresinin tarihi, sosyal yapısını da incelemiş ve konularda aydınlatıcı bilgi vermiş.

Çok ilginç yaşantılar koymuş, her ilçeden ikişer üçer kadın öyküsüyle.

Ancak aralarında "sıradan" sayılacak ve ilgi odağı olmayacak öykülerde var. Onların yerine daha ilginçleri de bulunabilirdi.

Büyük araştırma, çok harcanmış bir emek, arı ve duru bir anlatım var kitapta.

Niksar'ın bir köyünden çıkmış olan yazarımız, kadının horlanmasına adeta baş kaldırı yapmış. Onların toplumun ana maddesi olduklarını dökmüş satırlara.

Kutluyorum sevgili genç yazarımız Ayla Özdemir Bağ

Darısı diğer güzel ürünlere.