‘Asrın Felaketi’ olarak nitelendirilen depremin üzerinden 18 gün geçti. Bölgede yaralar sarılmaya çalışılıyor. 11 ili etkileyen bu büyük deprem sanki bir küçük kıyamet gibi yaşandı. Bir dakika süren sarsıntı geride savaş yaşanmış gibi harap olmuş şehirler bıraktı.

Televizyonlarda seyrederken kurtulan her can için, onları kurtaranların fedakârlıkları için sevinç gözyaşları döktük.  Yetim kalan çocuklar için gözyaşları döktük. On binlerce insanımızı kaybettik. Üzüntülüyüz. Hem de çok üzüntülüyüz.

Günler geride kalıyor. Enkaz kaldırma çalışmaları devam ediyor. Şimdi şehirleri yeniden kurmak için çalışmalar başlıyor. İlk temeller Mart ayında atılacak.

Temelleri sağlam olmayan alüvyal topraklar üzerine kurulan evler yerle bir oldu. Şimdi daha sağlam zeminlere daha sağlam temeller ile yeni konutlar yapılacak.

Depremin üzerinden geçen 18  günde evlerin değil ama değerlerin sağlam temeller üzerine kurulu olduğunu gördük. Evlerin temelleri toprakla sıkı sıkıya bağlı değildi ama milli birlik duygusunun aynen Kurtuluş Savaşı’nda Kuvayı Milliye ruhuyla sıkı sıkıya bağlı olduğunu gördük. Şehirler enkaz altındaydı ama insanlığın enkaz altında kalmadığını gördük. Milli kültürümüzün inançların da gücüyle çok sağlam temeller üzerinde olduğunu gördük. Biz her zaman şunu söyleriz. Tokat Anadolu’nun mayasıdır. Bu sözün sadece bir slogan olmadığını hep birlikte yaşadık, gördük.

Hüseyin Akbaş Spor Salonu’nda milli bir seferberlik olarak başlayan bilhassa da yüzlerce gencin karınca yuvası gibi çalıştığı yardımlaşma ile yüzlerce yardım tırı bölgeye sevk edildi. Yardımlar Gölbaşı’na ulaşınca, onlardan evvel Tokat bütün kurumları ile oraya ulaşınca depremzedeler yalnız olmadıklarını bildiler. Tokat yüzyıllardır daha önce hiç tanımadığı insanlara kapısını açtığı gibi bu depremden sonra da depremzede kardeşlerine kapılarını açtı. Onlara kendi evlerinden daha rahat ve huzurlu bir ortam sunmak için çalıştı. Hz. Mevlananın "Tokat'a gitmek gerek ,Çünkü Tokat'ta insan ve iklim mutedil" diye övdüğü sözünün hakkını verdi.

Yaralar sarılmaya çalışılıyor. Gidenler geri gelmeyecek fakat devletimiz ve milletimiz el ele vererek afet bölgesini yenide ayağa kaldırmak için elinden geleni yapıyor.

Yıkımın en çok yaşandığı Gölbaşı’nda şehir yeniden kurulmadan önce yapılacak çok iş var. İlk günden bu tarafa Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu, binden fazla personel ve Tokat Halkı, Gölbaşılı kardeşlerimizin, oranın çocuklarının kahramanı oldular. Hem Vali Hatipoğlu’nu, hem de Belediye Başkanı Eroğlu’nu takip ederken gördüğümüz yaraya merhem olma çabasıyla Gölbaşı’nı kendi evleri olan Tokat’ı imar etme çabaları gibi imar etmeleri oldu. Her gün biraz daha yaralar sarılıyor. Her gün biraz daha tasalar azalıyor. Yaralar kabuk bağlıyor. Kabuk bağlayan yaraların altından yeniden gelecek bir baharın ışıltıları için, çiçeklerin yeniden açması, sokaklarda çocukların yeniden cıvıltıları ile var olmaları için şimdi orada devlet de çadırlarda uyuyor. Devletin de sakalları uzuyor. Binlerce yıllık köklü kültür mirası, o mirasın ruhu yeniden yüzlere oturuyor. Bu günler geçecek, karakış geçecek ve yeniden çiçekler açacak. Tek bir el gibi kenetlenen tek yürek olan milletimiz tarih yazıyor ve tarih bugünlerde milletimizi, hemşerilerimizi bir kez daha o güzel duygularla, merhametle, şefkatle, dirayetle, hamiyetperverlikle yazacak.