Pazartesi günü, altılı masayı oluşturan liderler, yardımcıları, yöneticileri, medya mensuplarının iştirakleriyle Anayasa’da düzenlenecek konuları milletimizle paylaştılar. Gerçek demokrasinin ayak sesleriydi.

Seksenin üzerinde, devletin işleyişiyle, yargıyla, eğitimle, sağlıkla başta olmak üzere, bugün yaşanan sıkıntılardan kurtuluşun yol haritası çizilmiş oldu.

Devletin kararlarının tek kişinin aklına estiği gibi değil, TBMM’de alınacağı, Başbakanlığın yeniden ihdas edileceği, Cumhurbaşkanı yetkilerinin büyük bölümünün Başbakan tarafından hükümet eliyle uygulanacağı, Cumhurbaşkanının partisiyle ilişkisi kesileceği, 7 yıl süre ile bir defa seçilebileceği, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Hakimler Savcılar Kurulu’nun, YSK’nın, RTÜK’ün yeniden yapılandırılacağı, YÖK’ün kaldırılacağı hususları başta olmak üzere düzenleneceği açıklanmıştır. Kurumlar işgalden kurtarılacak.

Demokrasiyi, egemenliğin millete ait olmasını, yargının tam bağımsız ve tarafsız olmasını, eşit adil uygulama, özgürlükten yana olanlar, liyakat esas alınsın diyenler tarafından büyük bir memnuniyetle karşılanmıştır.

Ülkemizi içine düşürüldüğü çok yönlü sıkıntılardan kurtaracak, hesabını verecek düzenlemeleri içermiştir.

Oturdukları koltukları bir türlü bırakamayanlar, koltuk hastaları, hesap vermekten korkanlar ve netice olarak Demokrasiyi amaç değil, çıkarlarına araç olarak görenler büyük bir telaşa kapıldılar. Korku dağları sardı.

Milletimiz sandığı dört gözle bekliyor, ne verirseniz verin, iki üç ay sonra aynı sıkıntıları yaşayacağını herkes artık biliyor. Mutfaklar yanıyor. Dış politika yaz boz tahtasına dönmüş durumda. Bulgaristan yargısı iadesini istediğimiz bir zanlıyı “adil yargılama endişesiyle” Türkiye’mize vermeyi reddeder konuma getirilmişsek, yazık bu millete, bu ülkeye. Kimse kimseye mecbur da değil, mahkum da değildir.

Sevgi ve saygılarımla…