Aslında birazdan yazacaklarımın bir bölümünü kendisine de anlattım. Lakin yeniden milletvekili seçilmesi ile birlilkte birkaç noktada yeniden, bu kez gazetedeki köşemden görüş beyan etmek istedim.

Her şeyden önce Türk toplumunun kendisini yönetenleri seçerken uyguladığı kriterleri CHP’nin hâlâ anlayamamış olması ve muhalefetin ürettiği politikalara itibar etmemesi artık neredeyse kanıksandı. Tayyip Erdoğan, ömrünün sonuna kadar gireceği her seçimi kazanmaya muktedir bir liderlik örneğiyle nereedyse dünyadaki tek isim. CHP’nin “Anadolu’yu okuyamaması” neticesinde uğradığı her hezimet sonrasında özeleştiri yapmak yerine halkı suçlaması ise apayrı bir garabet.

Karşılarında CHP gibi yenilgilere alışık bir parti ile girdikleri seçimi Tokat’ta da kazanan AK Parti, halkın yaşadığı “konfor kaybını” en kısa sürede telafi etmezse, yerel seçimlerde işi zorlaşır. Başta esnaflara verdikleri 7200 prim günü ile emeklilik olmak üzere vaat ettikleri her şeyi hayata geçirmeleri gerekiyor. Hayat pahalılığı, ev fiyatları ve kiralar meselesi ötelenecek gibi değil. Radikal ve sert önlemlerle (ve gerekirse serbest piyasa koşullarına yasal müdahalelerle) enflasyon canavarına dur denilmeli.

Tokat’a gelirsek...

Yusuf Beyazıt milletvekillerinin “ağabeyi” olduğuna göre, seçim sürecinde olduğu gibi bundan sonra da “ulaşılabilen” bir vekil olmalı. Kendisini arayanlara her zaman cevap verecek durumda olmayabilir, ama mutlaka dönüş yapmalı, insanları dinlemeli, talepleri almalı, o talepler yerine gelsin-gelmesin kesinlikle muhatabına bilgi verilmeli. Burada danışmanlarına da büyük görev düşüyor. Danışmanlar işlerini savsaklamadan arayan/talepte bulunan herkesin Sayın Beyazıt’a ulaşmalarını sağlamalıdırlar.

Vatandaşların talepleri çoğu kez karşılanamaz, birçok istek yerine getirilemez belki, ama sorunlarla/konularla ilgilenmek ve ilgilenildiğini yurttaşlara hissettirmek çok önemli. AK Parti bir önceki dönemde bunu çok az başardı. İnsanlardan duyduklarım doğrultusunda söylüyorum bunu. Yusuf Beyazıt’ı çok seven kitleler ona ulaşmakta sıkıntı yaşadılar. Yalnız Yusuf Beyazıt’a değil, şimdi İstanbul’dan seçilen Özlem Zengin’e de ulaşamadıklarını söylediler.

AK Parti’nin diğer partilerden farkı vatandaşla arasında hiçbir engelin olmamasıydı; ama bir önceki dönemde vekillerine ulaşamayan vatandaşların hayal kırıklııklarını çok dinledim. Tokatlı özellikle Yusuf Beyazıt’a ulaşabilmeyi çok istiyor. Dediğim gibi her zaman herkese yanıt vermek, onları dinlemek mümkün olamasa da bunun bir çaresini bulmak zorundasınız. Gerek biraz daha zaman ayırarak gerekse de danışmanlarınız aracılığıyla vatandaşların gönlünü almalısınız.

Peki neden özellikle Yusuf Beyazıt? Çünkü halkın içerisinden geliyor. Anadolu insanının derdini, çilesini, arzusunu ve talebini en iyi bilenlerden. Şimdi yanında kendisi gibi yurttaşlarla iç içe olan bir isim daha var: Cüneyt Aldemir... Cüneyt Bey de Tokat için önemli bir değer. Aldemir seçildiği için mutluluğunu ifade eden yüzlerce kişiyle konuştum son 7-8 günde. Hepsi de Cüneyt Bey’in bu coğrafyanın kederini de kaderini de iyi bildiğini ve sorunların çözümü noktasında kendisine büyük umutlar bağlandığını ifade ettiler.

Değerli Yusuf Beyazıt... Kıymetli vekilimiz...

İmar ettiğiniz ecdat yadigarlarının emanetçileri olan Tokat halkının bugüne kadar hep yanında oldunuz. Bundan sonra da olacağınızdan kimsenin şüphesi yok. Yanınızda yer alan Cüneyt Aldemir ve Mustafa Arslan ile birlikte “ulaşılabilen, dert anlatılabilen ve çile paylaşılabilen” bir vekillik sizi bekliyor. Mesele memleket meselesi, dert memleketimizin derdi.

Çaresizlerin çaresi, kimsesizlerin kimsesizleri olacak irade sizlerde. Bu coğrafyanın çilesini çekerek geldiğiniz her makamın hakkını veren sizlerin, bir bütün halinde Tokat’a ve Türkiye’ye umut verecek işleri yapacağınızdan da hiç şüphemiz yok. Mesele memleket meselesi ise teferruatlara gerek yok biliyoruz; mezhebi, meşrebi, siyasi görüşü ne olursa olsun herkese hizmet edecek anlayışınızı şimdiden kutluyorum.