Zile Belediyesi’ndeki sendikalı işçilerinin sosyal ve mali haklarının yeterince verilmediğine dair Zile Ak Parti İlçe Başkanı Mustafa Taştan’ın gündeme getirdiği konuya dair Zile Belediye Başkanı Şükrü Sargın’dan cevap aldık. Başkan Sargın, Tokat Hürsöz gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fatih Kılıç ile telefonda yaptığı görüşmede “Bunlar sürekli gündeme getirdikleri konular, ben seçim öncesi açıklama yapmak istemiyorum. Pazartesi gerekli cevabı veririm ben onlara.” dedi.

Gazeteci Fatih Kılıç’a konuyu özetle anlatan Zile Belediye Başkanı Şükrü Sargın, yazılmak kaydıyla şunları söyledi:

“Şimdi bizde üç yüz tane işçi personel var. Bunlardan sadece yetmiş tanesi sendikalı işçi. Bütün işçileri böyle göstermeleri yanlış. Yetmiş tane işçimiz Hak-İş'liler. Geçen seneki toplantıda ben bunlara yüzde otuz zam verdim. Dedim ki yılbaşında da bu enflasyonun yüksek olduğu zamanlarda tekrar iyileştirmeye gideriz. Bunlar masaya oturmadılar, enflasyon farkı istediler. Dediler ki Turhal - Tokat Belediyesi böyle yaptı. Dedim ki kardeşim, Turhal – Tokat Belediyesi'nin böyle yapması bizi ilgilendirmez. Bizim önümüze bir mali bütçemiz var. Bunlar, yüzde 30 zam için gelmediler. Ondan sonra tahkime gittiler. E tahkim de bunların aleyhine karar verdi. Tahkim,  sonucunda bir mahkemedir, biz de onu uygulamak zorundayız. Ama ben, bak bayramdan önce, seçimden önce bile iyileştirme yapmadım onlara. Zam yapma yetkisi benim elimdeki bir şey, ondan sonra bu zam böyle seçime yönelik bir yatırım gibi düşünülür diye. Ben Belediye Meclisi’nde dedim ki, arkadaşlar ben haziran ya da temmuz ayında yeni şeyler çıkacak ya, bu iyileştirmeleri ben yaparım, bunlardaki adaletsizliği bir araya getireceğim dedim.

Konu şu, bak şimdi. Sendikalı işçiyle taşeron işçinin arasında yüzde yüz fark vardı. Bir insanın yöneticiliği vardır, kıdem tazminatı vardır. Farklılığı tabii ki olacak. Ama aynı zabıtada çalışan biri örnek vereyim, asgari ücret dört bin beş yüz lira iken o dokuz bin lira alıyordu. Adaletsizlik vardı. Şimdi asgari ücretin artmasıyla, yukarıya çıkmasıyla birlikte onların arasındaki makas daralınca bunlar hopladılar. E kardeşim sendika benim karşıma gelip de demedi ki başkanım siz otuz diyorsunuz, biz yüzde elli diyoruz, bunu kırk yapalım… kendilerine göre siyaset yaptılar. Bunlar siyasi kurumlar. Ben sendikaların hiçbirine taraftar değilim. DİSKİ'ne de, şuna da buna da, hiçbirine taraftar değilim. Kendi bütçemiz var. Ben hatta seçimden önce de yapmadım. Dedim ki tamam ben esnafım, ticaretle uğraşıyorum, insanların geçim ve sıkıntıları da biliyorum. Bu sefer diğer personel diyor ki ‘başkanım senin adaletine güveniyoruz bak, bizim aramızdaki bu makas açılımını yapma’ gibisinden. Bu sefer de onlar düşük kaldılar. Temmuz ayı gelir, biz onlar için de elimizden geleni yaparız tabii ki, niye yapmayalım?”