22-23-24. dönem Tokat Milletvekili Zeyid Aslan DSİ Sosyal Tesisleri’nde basın mensuplarıyla bir araya gelerek ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

11 Temmuz’daki KCK’nın açıklamasını hatırlatan Ak Parti Tokat Milletvekili Zeyid Aslan, “ KCK biz çözüm sürecini kabul etmiyoruz dedikten sonra 22 Temmuz’da Suruç oldu. 23 Temmuz’da 2 tane polis şehit verdik. Ondan sonra F-16’lar bombalamaya başladı. Çözüm sürecini ak parti iktidara gelemediği için bitirdi yani peki kardeşim 11 temmuzda açıklamayı ben mi yaptım, 2 polisi ben mi şehit ettim. Seçim döneminde Selahattin Demirtaş sürekli şunu söyledi biz PKK’ya silah bıraktıracağız .Seçim bittikten sonra silah bıraktırmak bizi aşar bunu Öcalan yapar, Öcalan’dan başka kimse yapamaz dedi. Bizimle alakası yok dedi. Sonra silah bırakma işi Öcalan’la da alakalı değil kandille alakalı dedi. Peki o zaman niye silahı bıraktırırım dedin. Oy aldın, insanlara umut verdin. Ak parti kan mı seven bir parti, eğer öyle olsaydı gereğini yapardı zamanında. Niye yani devletin askerini polisini sıkıntılı birtamın içine soksun . Yani şimdi karşı taraftan sana silah sıkıyor, napacaksın adam sana geliysilah sıkıyor efendim çözüm süreci var o beni öldürsün ama ben bir şey yapmam diyebilir misin ? Devletsin sen, bir birey değilsin. Sorumluluğun altında 76 milyon insan kitlesi var. Yani bu bir algı oluşturmak, efendim işte ak parti tek başına iktidara gelemedi, o yüzden PKK’yla savaşıyor, niye savaşayım ben psikopat mıyım . Niye böyle bir şeye gireyim. Ki ben demişim ki baldıran zehri de olsa bu zehiri içicem ama bunu bitireceğim demişim. Bir risk almışım.” diye konuştu.

“Silahlar gömülüp üzerine beton atılmalı”

Bundan sonra süreç nasıl olmalı sorusunu da cevaplayan Zeyid Aslan, “Bu konuda başından beri söylenen şey şu, seçim öncesinden beri söylüyoruz silahlar gömülüp üzerine beton atılmadığı sürece bu mücadele devam eder. Bugün ki görüşmelerde HDP’nin muhatap alınacağını ben düşünmüyorum, çünkü HDP silah bırakma konusunda yetkisi olmadığını söylüyor. O zaman ben seninle muhatap olmam. Bizi muhatap almıyorsunuz diyorlardı, oturduk muhatap aldık size İmralı’nın kapısını açtık gidin görüşün konuşun, mesaj getirin söyleyin dedik. Kapıyı açtık adamlara silahlar susar bu iş biter mi diye umutla. Ama HDP bu süreçte hiçbir irade ortaya koyamadı şimdi bu görev bana ait değil diyorsun sana ait değilse kenara çık o zaman, Öcalan’sa Öcalan, Kandilse Kandil. Ben o ya da bu yöntemle onlarla bunu hallederim. Silahlarla hallederim, başka türlü görüşmelerle hallederim. Devletin bir takım istihbarat örgütlerini gönderirim farklı görüşmeler yaparım. O zaman sen çekil bu saatten sonra HDP’yle çözüm süreci ya da benzer bir süreci yönetmek mümkün değil ben bunun mümkün olduğunu zannetmiyorum, devletinde böyle bir sürece gireceğini şahsen düşünmüyorum.” diye konuştu.

Ak Parti Tayyip Erdoğan’la var oldu

CHP ve AKP koalisyonunun kurulamayışının temel nedenlerinden birinin de CHP’nin Cumhurbaşkanıyla ilişkilerini kesmeleri konusunda ısrarcı duruşunun olduğunu söyleyen Zeyid Aslan, ” Siz görüşmeleri yaparken bir şeyde ısrar ediyorsunuz. Diyorsunuz ki Ak Parti Tayyip Erdoğan’la ilişkisini kessin, kusura bakma kardeşim Ak Parti Tayyip Erdoğan’la var oldu. Bana şunu diyorsun seni var edenle ilişkini kes, yok ol. Sen bana böyle bir talepte bulunamazsın buna hakkın yok. Ben sana diymuyum Atatürk’le, İnönü’yle ilişkini kes diye. Böyle bir şey olabilir mi. Bunun ötekisindeki en önemli sebep CHP’nin ana temasının ak partinin Tayyip Erdoğan’la ilişkisini kesme talebidir. Kimsede kusura bakmasın böyle bir şey olamaz. Efendim cumhurbaşkanı anayasal sınırlarına çekilsin. Bir Allahın kulu çıksın desin ki cumhurbaşkanı anayasanın şu maddesini aştı, anayasa da olmayan şu yetkiyi kullanıyor. Bu soruyu sormak bizim hakkımız değil mi. Yani cumhurbaşkanının hangi yetkisi yoktu da cumhurbaşkanı atam yetkisi yoktu, şöyle bir yetkisi yoktu fiili durum yarattı de. Efendim cumhurbaşkanı meydanlardan çekilsin cumhurbaşkanını meydanlardan çekmeye gücü yeter mi, ben meydanlardan geldim beni halk seçti ben o meydanlara inerim der. Bir tane cümle göstersinler ak partiye oy verin diye Tayyip Erdoğan, ama onu ima ediyor. Ne diykardeşim 400 milletvekili verin, önümüzdeki süreçte iki şey var. Birincisi anayasa değişikliği ikincisi de başkanlık sistemine geçilmesi dedi. Bunun yapılabilmesi içinde mecliste çoğunluğun sağlanması gerekiyor. Hatta bazen CHP’li MHP’li milletvekili arkadaşlarımızla görüşünce diyordum “evet ya biz de istiyoruz” deyin diyordum siz istemiymusunuz anayasa değişikliğini. Cumhurbaşkanının işaret ettiği parti olduğunuza inanıyorsanız, eğer toplum onun söylediğine gider oy verir diyorsanız çıkın deyin ki cumhurbaşkanın meydanlarda hitap ettiği işte 400 milletvekili anayasa başkanlık sistemini getireceğiz diyen parti biziz deyin, başkanlık sistemi de bu ülke için faydalıdır. Çıkın öyle deyin o zaman. Yani efendim ak parti anayasa değişikliği istiyor, ben Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesini istiyorum, artık Türkiye’nin daha hızlı karar alabilmesi için gereklidir. Tayyip beyin söylediğini doğru buluyorum. Başkanlık sistemi ile ilgili ak parti öneride bulunduğu için gidip oyumu ona veriyorum . Sende tercih etmiyorsan bunu vermezsin, yani burada Tayyip Erdoğan’ın seçim konuşmalarının içinde bir tane ak parti diyen geçen cümle yok.” diye konuştu.