18 Kasım 2021 tarihinde, Giresun’un Şebinkarahisar ilçesi, Yedikardeş köyü yakınlarında faaliyet gösteren kurşun, çinko, bakır ocağına ait tesisin maden atıklarının depolandığı atık barajı duvarında çökme yaşanmış, binlerce ton ağır metal içerikli kimyasal atık önce Darabul Deresi’ne ardından da Kelkit Vadisi’ne yayılarak Kılıçkaya Barajı’na ulaşmıştı. TEMA Vakfı, felaketin hemen ardından 22 Kasım 2021’de çevre felaketinin yaşandığı bölgede 3’ü kontrol numunesi olmak üzere toplam 9 noktadan örnek alarak incelemelerde bulunmuştu.

Tokat, Reşadiye, Niksar ve Erbaa’da kanser vakaları ne kadar artacak! 

Gümüşhane topraklarından doğan Kelkit Çayı Hoşmasat Deresi, Dayısı Deresi ve Balahor Deresi'nin birleşiminden oluşur. Tokat,Reşadiye, Niksar, Erbaa’dan geçer. Özellikle Niksar Ovası'nda genişleyerek ovayı sular ve ovanın veriminin artmasında büyük önem taşır. Buradan Erbaa Ovası'nı da sulayarak Erbaa -Taşova sınırındaki tarihi Boğazkesen Köprüsü'nün de yer aldığı Boğazkesen denilen mevkide Yeşilırmak'a dökülür.

TEMA Vakfı, Erzincan İliç’te yaşanan çevre felaketi sonrasında; Giresun, Şebinkarahisar’da maden atık barajının çökmesi (2021) ile oluşan kirlilik hakkında yaptığı çalışmayı kamuoyuyla paylaştı. Peki, Giresun Şebinkarahisar’daki maden faciası  hangi su kaynaklarına yayıldı? Kansere neden olan çevre felaketinin, sonuçları neler olacak?  Tokat, Reşadiye, Niksar ve Erbaa’da kanser vakaları ne kadar artacak! İşte detaylar...

Bölgede tehlike devam ediyor

Maden facialarının uzun vadede yarattığı tahribatı ortaya koyan çalışma, Bakanlığın zehirli atığı kaldırmış olmasına ve aradan geçen zamana rağmen bölgede hala tehlikenin devam ettiğini gösteriyor.  TEMA Vakfı, Erzincan İliç’teki altın madeninde meydana gelen çevre felaketinin sebep olduğu tahribatı ve olası tehlikeleri Giresun Şebinkarahisar’da yaşanan çevre faciası örneği üzerinden anlattı.   

Çevre felaketinin sonuçları ne olacak?

Çevre felaketinin ardından, atık barajından çevredeki tarlalara ve su yataklarına akan kimyasal atığın kaldırılması için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı (ÇŞİDB) tarafından çalışma yapılmıştı. Bakanlığın çalışmasından 9 ay sonra 30 Ağustos 2022’de TEMA Vakfı aynı noktalardan ikinci numuneleri almış ve analiz ettirmişti. Vakfın raporlarla da ortaya koyduğu çalışma; Şebinkarahisar maden felaketi sonrasında Bakanlıkça yapılan çalışmalara rağmen doğal varlıklar üzerindeki kirliliğin sınır değerlerin altına indirilemediğini gösterdi. Numuneler üzerinde yapılan laboratuvar analizleri sonucunda; felaketin üzerinden 9 ay geçmiş olmasına rağmen ağır metallerin, ağırlıklı olarak limitlerin çok üzerinde olduğu tespit edildi.

Ağır metal kirliliği ‘yüksek kanser riski’ nedeni!

Analiz sonuçlarını değerlendiren TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Bu sonuçlar; doğanın, zehirli kimyasallar ile kirlendiğini ve halen ekosistemdeki tüm canlıları tehdit edecek düzeyde zehirli atık bulunduğunu, yetişkinler için ‘dikkat çekici’, çocuklar için ise ‘yüksek kanser riski’ oluştuğunu göstermektedir. Üstelik çalışmayı yürüten uzmanlar bölgedeki kirliliğin ve kanser riskinin uzun yıllar boyunca devam edecek düzeyde olduğunu belirtiyor. Şebinkarahisar vakası İliç’te de aynı süreçlerin yaşanacağını, ekosistem ve halk sağlığı üzerindeki tehdidin uzun süre devam edeceğini göstermektedir” dedi.

484 yıllık gelenek Manisa'ya şifa saçtı 484 yıllık gelenek Manisa'ya şifa saçtı

İliç’te yaşanan felaket son olmayacak

Ataç, atılması gereken adımları; “Başta toprak olmak üzere tüm doğal varlıkları, tarım, içme ve kullanma suyu havzalarını, yerleşim alanlarını madencilik faaliyetlerinden koruyacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Çevre mevzuatı yeniden düzenlenerek özellikle IV. Grup Madencilik faaliyetleri için geçerli olan ÇED Gerekli Değildir hükümleri mevzuattan kaldırılmalıdır. ÇED mevzuatı yürürlüğe girmeden önce kurulması sebebiyle ÇED süreçlerinden muaf olan maden işletmeleri için bu istisnai hak kaldırılmalıdır.  Madencilik faaliyetlerine yönelik denetim, izleme-değerlendirme çalışmalarının sıklığı artırılmalı ve kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır. Ayrıca mevcut tesislerde iş sağlığı ve güvenliği denetimleri artırılmalı, işçilerin yaşam hakkı korunmalıdır. ÇŞİDB denetim ve izin süreçlerinin etkin işletilebilmesi için yeterli sayıda ve uzmanlıkta personel istihdam etmelidir. Ayrıca Bakanlığın yönetim kadroları şehirciliği değil öncelikle çevreyi esas alacak uzmanlık alanlarından oluşturulmalıdır ” şeklinde özetledi.
Ataç sözlerini, “Madene Kapalı Alanlar Yasası Meclis’ten geçirilerek ivedilikle yürürlüğe konulmalıdır. Ne yazık ki gerekli yasal düzenlemeler yapılmazsa iliç yöntemiyle çalışan madenlerdeki felaketlerin ardı arkası kesilmeyecektir” şeklinde sıraladı.

Giresun tehdit altında 

Ataç, açıklamasını, "Giresun’un %85’i IV. Grup madenlere ruhsatlı. TEMA Vakfı olarak maden ruhsatlarına yönelik sürdürdüğümüz harita çalışmaları Giresun ilinin  %85’inin IV. Grup madenlere ruhsatlı olduğunu ortaya koymaktadır. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden satın aldığımız verilere göre; ildeki orman alanlarının %90’ı, tarım alanlarının %85’i, korunan alanların %89’u ve Önemli Doğa Alanları’nın %94’ü IV. Grup madenlere ruhsatlandırılmıştır. Dolayısıyla tüm Giresun coğrafyası benzer tehdit ile karşı karşıyadır." diyerek noktaladı.