Türk topluluklarının göç yollarında birbirlerini tanımalarını sağladığı rivayet edilen ve geçmişte poşu ya da şala benzer aksesuar olarak kullanılan keyfiye, İzmir Olgunlaşma Enstitüsünde ustaların elinde yeniden hayat buluyor. Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı enstitüde, unutulmaya yüz tutmuş dokumaları kazandırılması için "dokuma merkezi", "kumaş test-analiz laboratuvarı" ile "kök boya laboratuvarı" oluşturuldu. Yapılan araştırmalar kapsamında, Türk tarihinde önemli bir yeri bulunan keyfiyenin yok olmak üzere olduğu ve el tezgahlarında üretiminin artık yapılmadığı tespit edildi. Müzelerdeki keyfiyeler incelenerek kayıt altına alındı. Oluşturulan arşivdeki keyfiyeler enstitünün atölyelerinde usta zanaatkarlar tarafından 35 farklı desende yeniden dokunmaya başlandı.

"Birbirlerini keyfiyelerinden tanımışlar"
İzmir Olgunlaşma Enstitüsünde el sanatları öğretmenliği yapan Ayşenur Selen, AA muhabirine, keyfiyenin tarihinin Türklerin Anadolu'ya göç ettiği döneme dayandığını söyledi.

Dokumanın "kefiye", "kufiye" gibi isimlerle de anıldığını aktaran Selen, hikayesini ise şu sözlerle aktardı:

"Türkler, Orta Asya'dan Anadolu'ya göç esnasında çadırlarının önünde otururken düşünmüşler, 'Bizler birbirimizi Anadolu'da nasıl tanıyabiliriz?' Bu şekilde ortaya çıkan keyfiye dokumalar, çizgili, renkli, ebemkuşağından ilham alınarak dokunmuştur. Türkler Anadolu'ya geldiklerinde boyunlarına sardıkları bu keyfiye dokumalarına bakarak birbirlerini tanımışlardır."

Selen, keyfiyeyi aslına uygun olarak ipek ya da pamuktan, el tezgahında, kök boya kullanarak ürettiklerini sözlerine ekledi.

 "Yaklaşık 35 renkte bir çalışmayla karşı karşıyayız"
İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi ise İzmir Olgunlaşma Enstitüsünün çalışmalarını takdirle takip ettiklerini belirtti. 

Hem kursiyerlerin hem de öğretmenlerin güzel çalışmalar gerçekleştirdiğini aktaran Yahşi, şöyle dedi:

"Türkiye'nin gerçekten medarıiftiharı diyebileceğimiz bu kurumun Türkiye'deki unutulmaya yüz tutmuş eserleriyle ilgili güzel çalışmaları görmekteyiz. Bunlardan bir tanesi de keyfiye. Yaklaşık 35 renkte bir çalışmayla karşı karşıyayız. Bu anlamda buradaki çalışanlara, katkı sunanlara ve yöneticilere yürekten teşekkür ediyorum."

Enstitünün müdürü Şule Aydın ise uzun süreli AR-GE çalışmasının ardından kumaşı, kök boya ve el tezgahı kullanarak aslına uygun şekilde ürettiklerini vurguladı.

Sipariş üzerine üretim yaptıklarını aktaran Aydın, keyfiye kumaşı kullanarak atkı ve şalın yanı sıra çanta, etek, ceket, pantolon gibi ürünlerden oluşan bir koleksiyon hazırlığı içinde olduklarını da bildirdi.