-Devletimize, Cumhuriyetimize, demokrasimize kastedenler 15 temmuzda kalkışmaya teşebbüs ettiler. Askerimizin, güvenlik güçlerimizin ve demokrasiyi benimsemiş aziz milletimiz topyekun karşı çıktılar. Kalkışmayı Bertaraf ettiler. Şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmetler niyaz ediyorum.
-Yüce dinimiz ulvi değerlerimiz istismar edilerek 15 temmuza gelindi.
-Camiye, kışlaya, okula siyaset asla sokulmasın denirken neyin kastedildiği umula ki doğru anlaşılmıştır. Dinin siyasi malzeme aracı çıkar aracı olarak kullanılması da yüce dinimizin yasaklarındandır.
-Bu gerçekte asla hatırdan çıkarılmasın milletimize geçmiş olsun.
-Saygı değer okuyucularımın, dostlarımın ilgilerine çok teşekkür ediyorum. Sağlık şartları ve iletişim uygun olduğunda görüşlerimizi düşüncelerimizi paylaşmaya devam edeceğiz.
-Düne kadar ne yazmışsam neyi savunmuşsam görüşlerim düşüncelerimin harfi değişmeden aynen devamdır.
-Atatürk'ün kurduğu 29 Ekim 1923 Cumhuriyetimiz, 23 Nisan 1920'de açılan TBMM "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" düsturu, gerçek demokrasi, hukukun tarafsız ve bağımsızlığı ülkenin bölünmez bütünlüğü, 81 milyonun kardeşçe birlikte yaşadığı aziz vatan topraklarımızda gelişmiş, kalkınmış dostun düşmanın hayran kaldığı, güçlü bir Türkiye herkesin arzusu olmalıdır.
-Gerçek demokrasinin temeli ise milletin kendisini temsil edecek vekillerini kendisinin belirlemesidir.
-Milletvekili sıralamalarını genel Başkanlar yapar partili istese de istemese de mecburen oy verir. Bunun adı demokrasi değildir.
-Siyasi partiler ve seçim yasaları demokrasiye uygun hale getirilmelidir.
-Ayrıca parlamenter sistemin demokrasinin olmassa olmazı olduğu da hatırdan çıkarılmamalıdır.
-Aziz milletimiz yeni sistemin durumunu uygulamalar sonunda değerlendirebilecektir.
Sevgi ve saygılarımla.