Geçtiğimiz günlerde internette bir haber sitesinde “Borçlanan CHP'li Belediye aklını yitirdi: Cami yerlerini sattı!” başlığıyla bir haber gördüm. Haberde Turhal Belediyesi’nden bahsediliyordu. İçeriğinde ise “CHP’li Turhal Belediyesi, inşaat firmasına olan borçlarını ödemek amacıyla, üzerinde 3 cami bulunan arazileri satışa çıkardığını duyurdu. Ancak bu durum, vatandaşlardan büyük tepki aldı. Hem manevi hem de tarihi değeri bulunan bu arazilerin satışa sunulması, kamuoyunda tartışmalara yol açtı.” deniliyor ve şu ifadelere yer veriliyordu:
“Belediye Meclisi toplantısında, taşınmazların satışı için yapılan oylamada, 6 AK Parti meclis üyesi ile 2 MHP üyesi ret oyu verirken, Turhal Belediye Başkanı Mehmet Erdem Ural ve CHP’li meclis üyelerinin de desteğiyle karar kabul edildi.”
Aynı haber başka başlıklarla diğer haber sitelerinde de yer aldı ve içeriğinde de Turhal Belediyesini suçlayan ifadeler bulundu. CHP’nin “yine” camilerle olan hesabının olduğu yalanı, yeni ve başka bir iddia şeklinde tefrika edildi. Atatürk’ün ve kurucu iradenin gerçek; aracısız, ruhban sınıfsız bir İslam’ı Anadolu’da yeşertmek ve Müslümanlığın özündeki sadeliği yaşatmak adına verdiği mücadeleyi “dinsizlik” olarak adlandıran kesimin, yeni bir oyunuydu bu.
Kaldı ki Turhal Belediyesi anında açıklama yaparak bu gerçek dışı iddiayı çöpe attı. Belediyenin yaptığı açıklamada taşınmazların Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edilerek haberlerin gerçeği yansıtmadığı kaydedildi. Açıklamada, “Turhal Kaymakamlığı İlçe Müftülüğü tarafından belediyeye yazılı bir talepte bulunulduğu, bu talep doğrultusunda Kova Mahallesi ve Borsa Mahallesi’nde yer alan ve üzerinde cami bulunan taşınmazların, 2 Ocak 2025 tarihli meclis kararıyla 3.360.000 TL bedelle Milli Emlak Müdürlüğü’ne devredildiği belirtilerek, bu taşınmazların Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsis edildiği” bildirildi.
Benzer işlemlerin geçmiş yıllarda da gerçekleştirildiği ifade edilen Turhal Belediyesi açıklamasında, 2016 ve 2020 yıllarında da çeşitli mahallelerde bulunan cami ve arsaların belediyenin vergi borçlarına karşılık olarak Milli Emlak Müdürlüğü’ne devredildiği hatırlatıldı. Sonuçta hiçbir caminin satılmadığı, üstelik hepsinin yerlerinin Diyanet’e dolaylı olarak verildiği ortaya çıktı.
Peki bu yalanlar neden ortaya atıldı?
Neden hala CHP’nin din ve maneviyat üzerinden yıpranması için çaba sarf ediliyor?
Aslında neden çok açık. Toplumda yalan ve iftiralardan kaynaklanan eski alınganlıkları yeniden ve eskisinden daha güçlü iftiralarla yeniden kurgulayarak CHP’nin yükselen oylarının önüne ket vurmak. Ama bu kez başarılı olma şansları yok denecek kadar az.
Toplum eski toplum değil; adaletsizliklerin ve yolsuzlukların bunalttığı bir ülkenin yurttaşları artık algılara göre değil, olgulara ve realitelere göre hareket ediyor çok şükür.
Dilerim bu gerçekten herkes nasibini alır da yalan ve tiyatroya dayalı siyaset anlayışı sona erer bu ülkede.