Yarıcı siyasal iktidarın 2023 seçiminin çantada keklik olmadığını anlamış durumda olduğunu ifade ederek, “Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, 16 Kasım 2019'da Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Topkapı kampüsünde düzenlenen Fatih, Silivri, Topkapı ve Zeytinburnu sosyal güvenlik merkezleri toplu açılış töreninde emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) düzenlemesi ile ilgili sert açıklamalarda bulunmuştu. Burada ‘Tutturmuş erken emeklilik, İskandinav ülkelerinin çoğu bu yöntemle battı. Niye erken emeklilik, ne zaman emekli olacaksa o zaman olsun. Hak ettiği parayı alsın. Bu hesap yanlış hesaptır, seçim kaybetsek de ben bu işte yokum. Biz bunu politik hesaplarla yapmayız ve yapmayacağız da. Arkadaşlarıma söylüyorum, beni bu yola asla teşvik etmeyin’ diye konuşmuştu. Anlaşılıyor ki, sandık korkusu ‘seçim kaybetsek de bu işte yokum’ sözlerinin önüne geçmiş, EYT’lilerin önünde duramamıştır. Şimdi de daha önce yüzde 25 olarak açıkladığı emekliye zam oranını, bir gün sonra yüzde 30’ a,  en düşük emekli maaşını da 3 bin 500 liradan, 5 bin 500 liraya çıkarıldığını açıkladı. Seçim sandığı nelere kadir” dedi.

EMEKLİ MAAŞLARINA YAPILAN ZAMLAR, ONLARIN ALDIĞI SEFALET ÜCRETİNE MERHEM OLAMAMIŞTIR

Türkiye’nin Cumhuriyetin 100. Yılında kurucu değerlerine Millet İttifakı ile ulaşacağını kaydeden Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı, Türkiye’nin içine düştüğü girdaptan 2023’te Millet İttifak ile kurtulacağını söyledi.

TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarının gerçek hayatta bir karşılığı bulunmadığını ifade eden Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı değerlendirmelerine şöyle devam etti.

Asgari ücretin yüzde 54,6 oranında artırıldığı bir dönemde, kamu çalışanları ve emekli, dul ve yetimlerin maaş ücret ve aylıklarına önce yüzde 25 oranında, bir gün sonra da yüzde 30 oranında zam yapılacağı açıklanmıştır. Bu zam güncellemesi bile milyonlarca çalışan ve emeklinin, üç haneli oranlarda seyreden fiyat artışlarının altında ezilmesi anlamına geldiğini kanıtlar niteliktedir. Ücretler, yasalar ve imzalanan toplu sözleşmeler gereğince TÜİK'in açıkladığı enflasyon baz alınarak belirlenmektedir. Ancak son yıllarda güvenilirliğini ve inandırıcılığını kaybetmiş olan TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranlarının gerçek hayatta bir karşılığı yoktur. Bu yüzden milyonlarca emekli ve çalışanı ilgilendiren ücret, maaş, aylık ve gelirlerle ilgili artış oranları bu kesimleri mağdur etmektedir. Ekonomik çöküşü ve yoksulluğu artırmaktadır. Bu kesimlerin hayatlarını olumsuz etkilemektedir. Toplumsal yapıda tahribata yol açmaktadır.”

ENFLASYON SARMALI SÜRDÜKÇE YAPILAN ÜCRET ARTIŞLARI REFAHI ARTIRMAZ

Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı ücret rakamların büyümesinin de bir şey ifade etmediğine değinerek, “ Önemli olan enflasyonu aşağı çekmektir. Önemli olan insanımızın alım gücünü artırmaktır. Önemli olan verimliliği sağlamaktır. Çünkü enflasyon sarmalı sürdükçe yapılan ücret artışları refahı artırmaz. Hem vatandaşın hem de devletin mali dengelerinde bozulmaya neden olur. Siyasal iktidarın izlediği yol, kısa bir süre içinde enflasyonu artıracak ve asgari ücreti eritecektir. Yani enflasyon sorunu çözülmedikçe asgari ücreti 10 bin lira yapsanız da vatandaşın alım gücünü artıramazsınız. Refahını yükseltemezsiniz” dedi.

ENFLASYONU DÜŞÜRMEK İÇİN BU UCUBE SİSTEMDEN KURTULMAK GEREKİR

Yarıcı değerlendirmelerine şöyle devam etti.

“Yani; enflasyon sorununu çözmediğiniz müddetçe; asgari ücreti, 10 bin lira, en düşük emekli maaşını 5 bin 500 lira yapsanız bile; vatandaşın, alım gücünü ve refahını artıramazsınız.  Eğer ki, siyasal iktidar milletimize bir faydasının dokunmasını istiyorsa, öncelikle enflasyonu düşürmelidir. Enflasyonu düşürmek için de liyakatsiz, ciddiyetsiz ve beceriksiz yöneticilerin işine son verilmelidir. Çünkü enflasyonu düşürmek için; ekonomide güveni, istikrarı ve öngörülebilirliği sağlamak gerekir. Akıl ve bilim dışı politikalara bir an önce, son vermek gerekir. Kurumları ayağa kaldırmak, kurumsal aklı ve hafızayı devreye sokmak gerekir. Merkez Bankası ve TÜİK başta olmak üzere, kurumlara bağımsızlıklarını, yeniden iade etmek gerekir. Serbest piyasa kurallarını hiçe sayan uygulamalara derhâl son vermek gerekir. Para ve maliye politikalarını uyumlu hâle getirmek gerekir. Özetle enflasyonu düşürmek için bu ucube sistemden kurtulmak gerekir.”

AÇIKLANAN ENFLASYON ORANLARININ BİR TÜİK MUCİZESİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM

Açıklanan Aralık 2022 ayı enflasyon oranının bir TÜİK mucizesi olduğunu düşündüğünü belirten Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı farklı kurumların açıkladığı farklı enflasyon rakamlarının TÜİK’ e olan inancı zayıflattığını hatta yok ettiğini söyledi.

Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı TÜİK’in Aralık 2022 ayı enflasyon rakamını yüzde 64, 27 olarak açıkladığını ifade ederek, “ Oysa ENAG Aralık 2022 ayı enflasyon oranını yüzde 137,55, İstanbul Ticaret Odası (İTO), ise Aralıkta İstanbul’da perakende fiyatlarının yıllık yüzde 92,97 oranında arttığını açıklamıştır. TÜİK ile bu kurumların açıkladığı enflasyon rakamları arasında böylesine büyük farklar olması düşündürücüdür” dedi.

TÜİK’in Aralık 2022 ayında fiyatı en fazla düşen temel başlıklarına da değinen Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı sözlerini şöyle sürdürdü.

BU ÜRÜNLERE ARALIK AYINDA ZAM DEĞİL İNDİRİM GELMİŞ. DUY DA İNANMA!

“TÜİK insana pes dedirtiyor. Bakın aralık ayında bu ürünlere zam değil, indirim gelmiş. TÜİK’e göre aralıkta bir önceki aya göre şekerde yüzde 1,35, kahvede yüzde 1,53, erkek giyimde yüzde 1,91, kadın ayakkabısında yüzde 2,01, otomobilde yüzde 2,77, taze meyvelerde yüzde 3,23, sebzede yüzde 3,36, karayolu ile şehirlerarası yolcu taşımacılığında yüzde 3,58, çocuk giyimde yüzde 4,84, kişisel ulaştırma araçlarının yakıt ve yağlarında yüzde 10,45 oranında düşmüş. İnandırıcı geliyor mu? Siyasal iktidarın enflasyonu düşük çıkarma çabasında olduğunu anlıyoruz. Ama memur emeklilerine bu oranlara göre zam verildiğini göz önüne aldığımızda bir sorun olduğu ortaya çıkıyor. Bu sorunun TÜİK ’ten kaynaklandığını bilmeyen de kalmadı sanırım.”

ANKETE DE YANSIDI: YURTTAŞLAR HÜKÜMETİN ‘ENFLASYON MASALINI’ YUTMAMIŞ

Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin açıkladığı 2022 yılı ve Aralık ayı market fiyatlarına değinen Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı, “2022 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette kuru soğan olmuş. Geçen yıla göre bu yıl markette, fiyat artışı en fazla yüzde 314,6 ile kuru soğanda görülüyor. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 202,8 ile limon, yüzde 164,5 ile toz şeker, yüzde 163,7 ile yeşil soğan, yüzde 163,1 ile ıspanak, yüzde 159,2 ile lahana, yüzde 147,1 ile antepfıstığı, yüzde 142,8 ile marul, yüzde 141,7 ile portakal, yüzde 138,3 ile kuru kayısı, yüzde 130,8 ile karnabahar, yüzde 127 ile mandalina, yüzde 125,8 ile pirinç izliyor. Bu ürünlerde indirim geldiğini söylemek inandırıcı değildir. TÜİK’in enflasyon verileri ankete de yansıdı. Anlaşılıyor ki, yurttaşlar siyasal iktidarın enflasyon masalını yutmamış. MetroPoll Araştırma’nın anketine göre seçmenin yüzde 66, 3’ ü Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon verileri yerine Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) açıkladığı verilere güveniyor” dedi.

79 YILDA VERİLEN DIŞ AÇIĞIN 5 KATI, SON 20 YILDA VERİLMİŞTİR

Hüseyin Yarıcı yüzyılın rakamı diye pazarlanmaya çalışılan 2022 yılı ihracatının 254,2 milyar dolar olarak açıklandığını kaydederek açıklamalarını şöyle sürdürdü.

 “ Siyasal iktidar sadece ihracat rakamlarını açıklayarak dış ticarette başarılı oldukları algısı oluşturmaya çalışıyor. Oysa dış ticaret ihracat ve ithalat rakamlarından oluşur. Ancak siyasal iktidar ihracat rakamlarını verirken, aynı zamanda ithalat rakamlarını vermiyor. Oysa Türkiye’nin ithalat rakamları bir önceki yıla göre yüzde 37’ lik artışla 364, 4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.  Yani ithalat ihracatın 3 katı artmıştır. Dış ticaret açığı 110,2 milyar dolara çıkmıştır.  1923 yılından AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılına kadar dış ticaret açığı 247 milyar dolarken, 2003-2022 dönemindeki dış ticaret açığı 1,250 milyar dolar olmuştur. 79 yılda verilen dış açığın 5 katı, son 20 yılda verilmiştir. Bu siyasal iktidarın uygulamak istediği ekonomik politikaların çöktüğünü göstermiyor mu?”

“O SENE BU SENE! MİLLETİMİZİN OCAĞINI SARAN, AKLINI YORAN, KALBİNİ YARALAYAN DERTLERİNE DERMAN OLACAĞIZ

Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı, 2023 yılıyla birlikte Türkiye’nin huzurla, umutla ve bereketle dolacağına inandığını belirterek” Biz Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’in de dediği gibi, her zaman dimdik duracak, yapılacak yanlışlıklara dur diyeceğiz. Milletimizin ocağını saran, aklını yoran, kalbini yaralayan dertlerine derman olacağız. Türkiye’yi içine düştüğü bu girdaptan çekip çıkaracağız. Bu sene geçtiğimiz tüm senelerden farklı olacak. Artık gün gibi ortada duruyor ki ‘o sene bu sene.’ Kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü bu sene Cumhuriyetimizin 2. Asrının şafağında Türk Milleti yeniden zafer yazacak. 2023 yılıyla birlikte Türkiye kurucu değerlerine, yeniden kavuşacak. 2023 yılıyla birlikte Türkiye bir elinde demokrasinin, diğer elinde de, kalkınmanın meşalesini tutacaktır” dedi.