Değerli dostlar...

Her Şer de bir Hayır vardır derler.

Yaşadıklarımız bizleri artık eski hayatımıza eski alışkanlıklarımıza döndürür mü sizce, asırlardır yaşanmamış bir hayatıntasında şahidiyiz, yüzlerce yıl sonra 2020 yılı kitaplarda unutulmaz olaylar arasında yerini alacak zengin, fakir, kral, başbakan, amele hiç farkımız yok nefes alıp verdiğimiz havanın bize sunduğu kadar eşitiz, hayatımızı gözden geçirerek biraz daha sakin olabilmeyi, hak yememeyi, adaletsizlik yapmamayı, kimseyi incitmemeyi, yalandan iftiradan kaçınmayı öğrenemezmiyiz, düşünsenize 20 gün önce hesaplarınız, çabalarınız, planlarınız vardı şimdi ne yapıyoruz gözle görülmeyen bir virüsten köşe bucak hayatta kalabilme adına kaçıyoruz, virüs bizi terbiyeli olmaya davet ediyor.

Herkes farklı düşünebilir, farklılıklar zenginliktir, farklı dinlere, inançlara, ırklara, mezheplere, partilere, fraksiyonlara inanabiliriz; fakat vatan ve milletin sağlığı, devletimizin bekası söz konusu olduğunda birlik ruhu içinde hareket etmek hepimizin vatan borcudur.

Mevcut hükümet gitsin de kime ne olursa olsun kafasında çalışan ve buna hizmet eden kim varsa vatan hainidir. İnsanlıktan çıkmıştır.

Şu an ki mücadele hükümet meselesi değil insanlık meselesidir.

Ayrıştıran bir "dil" ve "siyaset" değil...

Birleştiren bir "dil" ve "siyaset" tercih edelim.!

Türkiye sizden kavga ve çatışma değil çözüm istiyor.

Diğer bir konu ise, Katillerin ve tecavüzcülerin bırakılması için kabul oyu kullanan AKP ve MHP, Sağlıkta Şiddet Yasa teklifinin gündeme alınması önerisini TBMM Genel Kurulu`nda reddettiler...

Aklım almıyor, umarım bu oylamaları tekrar gözden geçirirler.

Sağlık çalışanlarımıza, kamu görevlerini yapanlara, halkın temel ihtiyaçlarını karşılayan kurumlara teşekkür etmeliyiz.

Çiftçilerimiz bir ülkenin can damarlarıdır.

Ekip biçerlerse, bolluk olur, kimse aç kalmaz.

ATATÜRK KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR DİYE BOŞA DEMEDİ.

Hiç olmadığı kadar tarıma ve hayvancılığa, köylüye desdek verilmeli.

Geçenler de, yıllardır ürettiği yerli tohum ve bitkileri korumaya çalışan, bir bilim kadını, Prof. Dr. Fevziye Çelebi, iş makinalarının önüne yatarak korumaya çalıştı.

Onun gibi cesur kadınların çabasıyla aklın ve bilimin egemen olduğu aydınlık Türkiye`ye kavuşuruz.

Yoksa, İsrailin sattığı GDO'lu tohumlarla hem sağlığımız hemde genetiğimiz bozulacak, en önemlisi salgın hastalıklara karşı vücudumuz dirençsiz ve de bağışıklık sistemimiz çökmüş olacak.

HANGİ KOŞULLARDA BEKLENTİDEN ŞAŞARIZ?

*Zorunlu olmadıkça sokağa çıkarsak.

*"Acaba hasta mıyım" diye gereksiz bir endişe ile test yaptırmak için hastaneye gidersek

*Kapalı alanlarda kalabalık içinde bulunursak.

*Belirli tedbirlere uyduğumuzda kolayca korunabileceğimiz bu hastalığı sabrımızı ve dikkatimizi dağıtacak aşırı endişe durumuna çevirirsek.

*Sosyal mesafeye uymazsak.

*Maske takılması gereken yerlerde maske takmazsak beklentiden şaşarız.

Değerli dostlar, zbir süreçten geçiyoruz, yetkililerin söylediklerine kulak vermeliyiz.

Bize bir şey olmaz, hastalık bize bulaşmaz zihniyetinden vaz geçmeliyiz.

Farkında olmadan enfeksiyon kapabiliriz, bunu da bağışıklık sistemi zayıf olan birine geçirebiliriz.

Başkalarını düşünün.!

Evde kalın, bol bol kitap okuyun dua edin.