Geçtiğimiz hafta, Tokat İstişare Heyeti'nin organize ettiği "GELECEKTE TOKAT" paneli Yağıbasan Medresesi’nde yapıldı. Yedi konuşmacının katıldığı panel, oldukça dolu dolu geçti. İlk defa bir panele bu kadar ilgi vardı. Dinleyiciler, panelin sonuna kadar büyük bir sabır ve ilgiyle, kalibresi yüksek konuşmacıları dinlediler.
Panele birbirinden değerli eski yöneticilerimiz katılım sağlarken, gönül isterdi ki bu anlamlı "GELECEKTE TOKAT" paneline, kurum müdürlerimiz de katılım sağlasalardı; bu sohbet, panel daha da anlam kazanırdı.
Tokatlı hemşerimiz, Panel Başkanı Akademisyen Ertuğrul Yaman hocam, aidiyet duygusunun ve “ben” değil de “biz” olmanın ne kadar değerli olduğunu anlatan güzel bir konuşma yaparak, Tokat’ın ne kadar kıymetli ve değerli bir kadim şehir olduğunu, Yeşilırmak suyunun altın değerinde olduğuna dikkat çekerek, bu kadim şehre “biz” diyerek sahip çıkmamız gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Alpaslan Demir, sekiz dakikalık "Tokat, Tarih, Kültür ve Turizm" başlıklı konuşmasında, Tokat’ın tarihsel sürdürülebilir kültürel mirasının önemine ve değerine dikkat çeken büyülü bir konuşma yaptı. Ayrıca, Tokat'ın özellikle turizm açısından daha fazla tanıtılması ve bir strateji belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Tokat'ın tarihi eser bakımından Amasya’dan çok daha büyük bir potansiyele sahip olduğunu, Amasya'nın yıllık bir milyon turiste ev sahipliği yapmasına karşın Tokat’ın sadece 138 bin turisti ağırladığını belirterek, "Tokat, Amasya'nın turist rakamlarına ulaşabilecek kapasiteye sahip. Ancak bunun için stratejik bir planlama ve halkın katılımıyla bir seferberlik gerekiyor," dedi.
Bir diğer konuşmacımız Prof. Dr. Rüstem Cangi, "Tokat, Tarım ve Ekonomi" başlıklı konuşmasında, Tokat’ın tarımda hak ettiği yere ve desteği alması gerektiğine vurgu yaptı. "Elimizde Allah’ın verdiği bir nimet var, bunlara sahip çıkmamız ve markalaştırmamız lazım," dedi. Özellikle Tokat yaprağı, cevizi ve domates gibi ürünlerde markalaşmanın zorunlu olduğuna dikkat çekerek, hâlâ bu konuda eksiklikler olduğunu vurguladı. Ürünlerin pazarlanmasında sıkıntı yaşanacağını belirtti. Ayrıca genç nüfusun, tarımdan yeterli desteği göremediği için köylerinden ayrıldığını ve gelecekte sürdürülebilir tarımın tehlikede olduğunu ifade etti. Güneydoğu'dan gelen mevsimlik işçilerin çadırlarda kaldığını, işçilerin rahat konaklayabilecekleri alanlar sağlanması durumunda ürünlerin tarlada veya bahçede kalmayacağını belirtti ve önemli tespitlerde bulunarak bizlere ışık tuttu.
Panele damga vuran bir isim de Kent Konseyi Başkanı Selim Çakar oldu. “Tokat’ın sorunları var ve bu sorunlar defalarca dile getirildi. Tokat’ın temel sorunlarının neler olduğunu katılımcı arkadaşlar söyledi aslında, hepsinin ortak noktası aynı. Tokat’ta her şeyimiz var; olmayan şey, katılımcı demokrasi anlayışımız. Temel sıkıntımız bu. Defalarca bu tür toplantıları yaptık, görüştük, konuştuk ama yaptığımız her şey kendimizde kalıyor. Çünkü yönetim erki bu gücü vermiyor! Temel sıkıntımız bu. Tokat’ta temelde yaptığımız yalnızca fikir üretip bu fikirleri kendi aramızda paylaşmak, başka bir şey yok," diyerek aidiyetin önemine dikkat çekti.
Gazeteci meslektaşım Fatih Kılıç da "Şehrin Tanıtımı ve İletişim" başlıklı konuşmasında, Tokat’ın tanıtımı için eksiklerin belirlenmesi ve giderilmesi gerektiğini vurguladı. Şehrin güzelliklerinin ve potansiyelinin yaygınlaştırılması için güçlü bir tanıtım stratejisi gerektiğini belirterek, “Bu şehrin tanıtımında şehrin güzelliklerini yaymayı amaç edinen, eksiklerini gerçekçi bir şekilde görüp gidermeye çalışan profesyonel bir gazeteci arkadaşınız var. Bizler üzerimize düşen her konuda yazılacak, konuşulacak konularda gerekli feraseti gösteririz," diyerek anlamlı bir konuşma yaptı.
Umuyorum ki ilgililer, konuşulan konulara sahip çıkarlar.
Tokat sevdalıları, gelin bir olalım, iri olalım ve hep birlikte Tokat’a sahip çıkalım.
Selam ve sevgilerimle.