Bizim yetiştiğimiz yıllarda yamalık vardı. Yamalık

Elbisenin yırtılan ve delinen yerleri yamalıkla kapatılırdı.

Yamalıklı giyinmek belki fakirliğin sembolü idi ama; en azından ayıp değildi.

Ayıp olan yırtık ve delik deşik giyinmekti.

Şimdi ise delikli ve yırtık giyinmek bazı gençler arasında bir tuhaf moda oldu.

Soruyorum, soruşturuyorum amma velakin bir türlü cevap alamıyorum.

Normal bir insan niye delik, deşik, yırtık, pırtık pantolon giyer.

İlmiye sınıfından hocalara bile sordum. Cevap hep aynı. Moda, moda.

Hay ben sizin modanızın içine tüküreyim eymi.

Etini göstermek moda ise, en büyük moda tasarımcıları kasaplar olsa gerek.

Onların tezgahında mallar çırılçıplak duruyorlar.

Uzun yıllar önce şöyle yazmıştım;

"Medeniyet dediğin açılmak ise eğer,

Deseneki maymunlar bizden çok ilerdeler."

Haa birde medrese yıllarımda şunu karalamış idim

"Batı batı diyerek, hep batıyı övmüşüz

Batı'nın fennine değil, batılına dönmüşüz."

Bizdeki batı hayranlığı kavram kargaşasına dönüştüğü için gelinen noktatada.

Eskiden yamalık yırtıkları ve delikleri kapatırdı.

Şimdi ise onları kapatacak yamalık yok, edepsizliği moda sananların kabalığı var.

Gerçi öyle giyinen gençlerimizede bir şey diyemiyorum.

Çünkü, bizler onlara bir şey verememişiz galiba.

Vermeden almak, ekmeden biçmek olmaz.

Tv kanallarında sanatçı geçinen bazı zibidiler bu işlerin öncülüğünü yapıyorlar.

Alenen zina yapıp birde utanmadan konuşuyorlar.

"Üç senedir çok güzel birlikteliğimiz var" diye.

Aile müessesesi bunların sayesinde çatırdıyor.

Rezilliklerini, birliktelik diye topluma dayatıyorlar.

Aile bakanlığı peki ne yapıy?

Onun cevabını da bizahmet siz bulun.