Asıl adı Belgin Sarılmışer olan ünlü şarkıcı, 16 Temmuz 1959'da Mersin'de dünyaya geldi. Henüz 6 yaşındayken, annesi Sebahat Çakır ile babasının boşanması sonucu, 1966'da annesiyle Ankara'ya yerleşti.

İlk öğretimini Yenimahalle Yunus Emre İlkokulunda tamamlayan Bergen, okulda mandolin çalarak, şarkı söylüyordu. Bergen'in müziğe yeteneğini fark eden öğretmenleri, mezun olduktan sonra ünlü ismi konservatuvar okumaya teşvik etti. Ankara Devlet Konservatuvarı'nın sınavlarına girerek, piyano bölümünü birincilikle kazanan sanatçı, ilk iki yıl piyano ve viyolonsel eğitimi aldı.

'ŞİKAYETİM VAR' 1982'DE MÜZİKSEVERLERLE BULUŞTU

Serbes'in birçok kez şiddet uygulaması ve aralarında yaşanan problemler dolayısıyla Adana'dan Ankara'ya dönen Bergen, yeniden gece kulüplerinde sahne aldı.

Bergen, 1979'da Ankara Başkent Gazinosu'nda Bülent Ersoy, İbrahim Tatlıses ve Müjde Ar'ın bulunduğu kadroda uvertür sanatçı olarak sahne çıkmaya başladı, 1982'de ise Atlas Plak imzalı "Şikayetim Var" kasetini müzikseverlerle buluşturdu.

KEZZAP SALDIRISINA UĞRADI

Halil Serbes'in kendisine uyguladığı şiddete rağmen aşık olduğunu söyleyerek, 9 Ocak 1982'de resmi nikahla evlenen Bergen, aynı yıl 31 Ekim'de İzmir'de çalışırken eşinin azmettirmesi sonucu kezzap saldırısına uğradı. Sanatçı, saldırıda tek gözünü kaybetti, vücudunun büyük bir kısmı da yandı.

Bergen, yaptığı bir açıklamada, yaşadığı acı anı şu sözlerle aktarmıştı: "O anda iki gözüm gitti. Sadece çığlıklar duyuyorum. Bir ara 'suya götürün' diyorlar. Kadere bak ki sular kesik. Su ip gibi akıyor. Üzerimdeki giysileri yırtıp her tarafımı sardılar. O an her yer çok karanlık, bir şey göremiyor, gözlerimi açamıyorum. Kısa bir süre sonra ekip arabası geldi. Ege Üniversitesi Hastanesi'ne götürdüler. Hastanede 45 gün kaldım, yara tedavisi gördüm."

'ACILARIN KADINI' İLE ÜNE KAVUŞTU

Olayın gazetelerde yayımlanması ve kamuoyunun dikkatini çekmesi üzerine estetik doktoru Onur Erol, sanatçıyı Ankara'ya getirerek, ücretsiz tedavi etti.

Erol, 2010'da verdiği bir röportajda Bergen'in yaşadığı kezzap saldırısının sonuçlarını şu sözlerle ifade etmişti: "En az üç kez ameliyat ettiğimi hatırlıyorum onu. Çünkü dokuların iyileşmesi, olgunlaşması aylar sürer bu tip yanıklarda. Zımparalama yöntemiyle Bergen'in derisini soymuştuk. Sağ gözü çıkmıştı, kapakları kapanmıyordu. Sonradan eklenecek protez için göz çukuru yaptım. Burun kanatları yok olmuştu, oraya kıkırdaklar kondu. Yüzüne kalçasından deri eklendi."

Tedavinin ardından besteci Cengiz Özşeker'in ikna etmesi sonucu, sahnelere geri dönen sanatçı, 1985'e kadar Özşeker'in sahibi olduğu mekanda dinleyicileriyle bir araya geldi.

Sanatçı, 1984'te Özşeker ile İzmir'de stüdyoya girerek, kısıtlı bir bütçeyle 12 şarkılılık Kardeşiz Kader adlı albümü hazırladı.  Yaşar Plakçılık'ın sahibi Yaşar Kekeva tarafından İstanbul'a davet edilen sanatçı 29 Mart 1985'te ilk kez İstanbullu müzikseverlerle buluştu.

Ünlü şarkıcı, 1985'te Burhan Bayar'ın müzik yönetmenliğinde İnsan Severse adlı long play albümünü hazırladı, 1986'nın sonlarında yaptığı Acıların Kadını"albümüyle ise büyük ün kazandı.

Albümde yer alan İbrahim Tatlıses'in de daha önce yorumladığı Dertli Dertli ve Gülümse Biraz adlı şarkılarla Benim İçin Üzülme, Sen Affetsen Ben Affetmem, Eller Aldı ve Kul Duası başta olmak üzere albümün tüm şarkıları çok sevildi. O dönem Sezen Aksu'nun Git albümünün 500 bin adet kaset kopyası satılırken, Acıların Kadını'nın satılan kaset kopya sayısı 700 bine ulaştı. Albümün gördüğü ilgi üzerine, plak şirketi, sanatçıya 1987'de 1986 Yılı Albümü En Çok Satan Arabesk Kadın Sanatçı unvanıyla Altın Plak ve Altın Kaset ödülü verdi

"ÇOK CESUR BİR KADINDI"

Zaman zaman Anadolu turnelerine de çıkan sanatçı, sahne çalışmalarına İstanbul'da devam etti. Bergen, Ülkü Erakalın'ın senaryosunu kaleme aldığı ve yönetmenliğini üstlendiği "Acıların Kadını" filmiyle 1987'de ilk kez kamera karşısına geçti. Filmde Bergen'e Yalçın Gülhan, Asuman Arsan, Meral Niron, Bora Erdoğan ve Şahin Çelik’ten oluşan oyuncu kadrosu eşlik etti.  Ülkü Erakalın'ın 1986'da Video Haber dergisine verdiği röportajda ünlü şarkıcı için şu ifadeleri kullanmıştı:

"Bergen çok cesur bir kadın. Başına gelen felakete karşılık çok enteresan bir kalbi ve kişiliği var. Filmde bunu ön plana çıkarmaya çalıştım. Batılılar bizim çektiğimiz sahnelerde makyaja başvurur. Oysa biz bu sahneleri hayatın kendisinden temin ettik. Bir gözü ve yüzünün bir tarafı yok olmuş, vücudu kezzap yanıklarıyla dolu bir kadın. Gerçek yaşamdan bir kadın ve gerçek yaşamdan bir yüz. Bu durumda kamera karşısına geçmekten çekinmeyen Bergen'in cesaretini hayretle ve saygıyla karşılıyorum."

Muhabir: TE Bilisim