Aziz memleketimiz Tokat bir Kayseri, bir Sivas gibi bağrından filizlenen evlatlarına “yeterince” sahip çıkmaz. Bu şehirde yapılan en iyi iş “başkalarının muhasebesini tutmak” olunca, gerçekler hep ıskalanır. 

Ve maalesef kıskançlık, haset ve dedikodu sarmalında gerçeklerimizi yok edercesine hırpalıyor, içimizden çıkan değerlere sahip çıkamıyoruz. 

Bilirsiniz o hikâyeyi: 

Cin şişeden çıkar ve adama der ki “Bir dileğini yerine getireceğim, ama sana ne yaparsam komşuna onun iki katını yapacağım.” Adamın dileği çok ibret vericidir: “Benim bir gözümü kör et!” 

Üzgünüm ki bu şehirde böylesi bir ruh halinde dolaşan çok kişi var. Şehirle ilgili her meselede, ya da ortak bir noktada buluşmamız gereken herhangi bir mevzuda, ne yazık ki bir türlü bir araya gelemiyor, güçlü bir iradeyi gösteremiyoruz. Sürekli ayrılan ve ayrışan bir taraftayız nedense.

Misal daha birkaç gün önce bir televizyon kanalında bu toprakların en güzide kurumunu, şehrin 31 yıllık mazisi olan eğitim yuvası üniversitemizi zan altında bırakacak sözler sarf edildi. İddialar zaten çok önceden ortaya konulmuş şeylerdi ve ilk andan itibaren de o savlar hakkında gerekli soruşturmalar başlatılmıştı. Ciddiye alınacak bir şey değildi anlayacağınız.

Ama maksatlı bir şekilde yeniden gündem edildi TOGÜ, Prof. Dr. Fatih Yılmaz ve Tokat… 

Peki ne yapacağız şimdi?

Önce bu coğrafyaya ait olduğumuzu hatırlayacağız. 

Sonra, efsane Ali Şevki Erek’in imzasını attığı Gaziosmanpaşa Üniversitesi’ne etten duvar örecek; Rektörü, Tokat’ın evladı Fatih Hoca’ya sahip çıkacağız. 

Dolayısıyla bugün Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’ne ve onun Tokatlı Rektörü Profesör Doktor Fatih Yılmaz’a şehir olarak sahip çıkmazsak, yarın sahip çıkacak bir şeyimiz kalmayacak. 

Kanaati, politik duruşu ve tarafı ne olursa olsun herkesin, TOGÜ’nün ve Prof. Dr. Fatih Yılmaz’ın etrafında kenetlenmiş olması gerekir. 

Allah aşkına söyler misiniz 31 yıllık köklü bir üniversiteyi siyasi saiklerle hırpalamak isteyenlere karşı bugün bir araya gelmeyeceğiz de daha ne zaman geleceğiz?

Aziz memleketim Tokat, sen evlatlarına sahip çıkmasan da evlatların seni hep sevecek; uğrunda yorulacak, yolunda yıpranacak, “günü geldiğinde” bedenlerimizi toprağına emanet edeceğiz.

O güne dek baş tacısın.