“Cansel için susma” diyorlar.

Oysa ben susuyorum.

Nasıl susmayayım ki ciğerlerimiz yanıyor.

O yüzden, susuyorum, susuyorum, susuyorum.

Kana kana su içsem de yine de susuyorum.

Cansel’in ölümüne neden olan mahlûklara ise, ağız dolusu kusuyorum.

Onu taciz eden adı öğretmen, kendisi insanlıktan men olan yaratığın, yaptıklarından dolayı ise insanlığımdan utanıyorum.

“Aman imajımız yara almasın” diyerek, olayı örtbas etmek isteyen sözde yöneticilerden ise iğreniyorum.

Kadına kalkan ellerden, ona şiddet, taciz ve tecavüz eden fertlerden de tiksiniyorum.

Sayısını bilmediğim, eğitim sendikalarından, Cansel ile ilgili bir açıklama yapılmamasını ise, ibretle ve hayretle izliyorum.

Çocuklarımızı kime emanet edeceğimizi ise inanın ki sizler gibi bilemiyorum.

Kravat taktığı için cezası indirilen tecavüzcüleri ise küçük dilimi yutmuş vaziyette izliyorum.

Neden böyle bir toplum olduk ? Nereye gidiyoruz ?

İnanın ki bu soruların cevaplarını bir türlü bilemiyorum.

Bizlerin dünyaya gelmesine vesile olan, canımıza can katan, analarımızın ve canlar canı kadınlarımızın niçin canlarına kıyıyorlar. Aklım bir türlü almıyor, anlayamıyorum.

Bir türlü anlayamadığım içinde, kalemimi tutuyor, kelamımı yutuyorum.

O yüzden de kendimi tutamıyor ve sadece utanıyorum.