Rasim Canbolat yazdı.

20.11.2025 Perşembe günü Eren’in “Bu gün hava güzel, haydin biraz gezelim.” Teklifi üzerine bindik emektar korsamıza, doğru Gümenek parkı.

Önceki belediyenin bir harabe halinde bıraktığı ırmağın sağ yanı, yeni başkanımızın gayretiyle park gibi park olmuş. Çimler yeşermiş, masalar serpiştirilmiş uygun yerlere, ocaklar yapılmış. Birkaç aile de dinlenmekteydiler.

Tokat’a ilk geldiğim 1964 yılında da Gümeneğin yalnız bu yanı hizmet veriyordu ve park DSİ’nin sorumluğundaydı. O yıllarda daha güzel, daha da bakımlıydı. Komşu ilimiz Sivas’tan bile gelen aileler olurdu.

Sonradan nasıl olduysa park, önce Tokat Özel idaresine sonra Tokat Belediyesine verildi. Her ikisi de parkı daha güzel yapmak için önce ziyarete kapatıp çalıştılar. Çalıştıkça güzel parkı çirkinleştirdiler.

Son görevli temelli yüzüne bakılmaz duruma düşürünce seçimi kaybedip görevden el çekti.

Şimdi genç başkanımız kolları sıvadı, ırmağın sağındaki bölümü bitirdikten sonra soluna geçti. İnşallah ilimize güzel bir park kazandıracağını umuyoruz.

**
Gümenek’ten sonra Almus ilçemizin yoluna düştük. Bol dönemeçli temiz asfaltta ilerlerken çam, çeşitli meyve ve meşelerin sonbahar renklerini, toprağın da değişik renklerle onlarla yarıştığını fark ettim.

Değişik cinsli çam ağaçlarının bile farklı tondaki yeşile, dahası maviye bile büründüğünü gördüm. Meyve ağaçlarının parlak bir sonbahar günündeki renklerini ne saya bilir, ne de anlatabilirim. Merak edenler, evlerinde oturup paslanacaklarına biraz zahmet edip dışarı cıksın da gözleriyle görsünler.

Kırmızı, sarı, beyaz, mavi, gri, yeşile çalan topraklar; yan yana birer adım uzaklıktaki konumlarıyla yol inşaatı için kazılarla ortaya çıkmış, nefis görüntüler sunuyorlar, gözlere ve gönüllere.
**
İyiyi de görüyor, kötüyü de bu göz. Yol boyunca özene bezene bir sevgili mezarı gibi seçme mermerlerle yapılan çeşmeler suya hasret kalmışlar. Tek damla sunamıyorlar kuruyan dudaklara.

Baraja iniyoruz Almus Barajı’na. Suyu eşit olarak bölüşmüşler sanki baraj ile kuraklık. Barajda ne kadar su kalmışsa o kadar da kuraklığa ayrılmış. Kuraklığın hissesini inek mi içmiş yoksa su, uçup göklere mi çıkmış bilen yok.

Fırsatı fırsat bilmiş, baraj için topakları kamulaştırılan eski toprak sahipleri, suyun çekildiği yerleri sınır sınır bölüşmüş, evlek evlek ekmişler, ne ektilerse…

Bir öğle sonu gezisinde iyi kötü gördüklerimi dikkatlere sunmaya çalıştım. Okuyan efendiye, dinleyen cemaate saygıyla…