Tokat'ın Zile ilçesine bağlı Yaylakent köyünde yaşayan 64 yaşındaki Fındık Bebek, yaklaşık 40 yıldır Orta Asya'dan Anadolu'ya uzanan kültürel bir zincirin halkasını güçlendiriyor. Boşandıktan sonra hayatına yön vermek isterken, ninelerinden kalan yöresel kıyafetlere ilgi duydu. Hiçbir ustadan resmi eğitim almadan, sadece merakı, gözlem gücü ve azmiyle dikişe başlayan Bebek, yıllar içinde çevre köylerin ve bölgenin aranan kıyafet dikicilerinden biri haline geldi.
"3 Etek": Gelin Sandığının ve Kültürün Olmazsa Olmazı
Fındık Bebek'in diktiği ve yörede "3 etek" olarak bilinen kıyafet, Orta Asya'dan göç eden atalardan kalan en önemli kültürel simgelerden biri. Üst, fistan ve önlükten oluşan üç parçalı bu kıyafet, her gelinin çeyiz sandığında mutlaka bulunuyor. Bebek, bu geleneğin kendileri için çok kıymetli olduğunu vurgulayarak, kıyafetlerin yaşa göre tasarım değiştirdiğini anlatıyor: "Yaşlılar daha sade giyer, gençler ise süslü ve işlemeli olanları tercih eder."
"Başbakan da Olsa Giyecek; Bu Bizim Töremiz"
Geleneklerin eğitim veya makamla değişmeyeceğinin altını çizen Fındık Bebek, "Bizde her gelin, okusa da okumasa da hatta başbakan bile olsa 3 eteğini giyer. Bu bizim töremiz, bizim kıymetlimizdir. Kıyafetler bizim kutsalımızdır" diyerek geleneklere bağlılığını ve kıyafetlere atfedilen değeri gözler önüne seriyor.
Gelecek Nesillere El Emeğiyle Aktarılan Miras
Yıllardır büyük bir özveri ve el emeğiyle her bir kıyafeti titizlikle diken Fındık Bebek, en büyük mutluluğu, ata yadigârı bu geleneği yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmakta buluyor. Onun hikâyesi, kişisel bir yaşam mücadelesinden yola çıkarak toplumsal bir kültür hazinesini korumanın ve yaşatmanın ilham verici bir örneğine dönüşüyor.
