Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Tokat Şube Eş Başkanı Tayyar Özcan, sosyal hizmet alanında uzun süredir yaşanan yapısal sorunları dile getirerek, güvencesiz istihdam biçimlerinin emekçileri hem ekonomik hem de psikolojik anlamda çıkmaza sürüklediğini söyledi.

“Sosyal Hizmetlerde Güvencesiz Çalışma Yaygınlaştı”
Özcan, özellikle son yıllarda yaygınlaşan ASDEP (Aile Sosyal Destek Programı) sözleşmeleri, ek ders karşılığı çalışma ve farklı statülerde istihdam uygulamalarıyla kadrolu personelin giderek azaldığını vurguladı.

“Bugün sosyal hizmet alanında çalışan birçok arkadaşımız, iş güvencesinden yoksun, yarın ne olacağını bilmeden çalışıyor.” diyen Özcan, bu durumun çalışanlar arasında huzursuzluk yarattığını belirtti. Personel eksikliğinin her geçen yıl daha büyük bir sorun haline geldiğini, bu nedenle bir kişinin üzerine düşen iş yükünün katlandığını ifade eden Özcan, “Çalışma süreleri uzuyor, mesleki standartlara uyulmuyor, ücretler eriyor ve alım gücümüz giderek azalıyor.” sözleriyle yaşanan tabloyu özetledi.

Sosyal hizmet emekçilerinin aynı zamanda hem hizmet verdiği kişilerden hem de kurum içi yönetim mekanizmalarından kaynaklı şiddete maruz kaldığını belirten Özcan, son ekonomik krizle birlikte bu sorunların daha da görünür hale geldiğini kaydetti.

“Torpil ve Kayırmacılık Kurumsallaştı”
Özcan, sosyal hizmet kurumlarında siyasi baskıların ve torpil düzeninin sistematik hale geldiğini vurguladı. AKP’nin il ve ilçe başkanlıklarının, özellikle taşra teşkilatlarındaki kurumlara doğrudan müdahalede bulunduğunu ve bu müdahaleler sonucunda kayırmacılığın kurumsallaştığını dile getirdi. “Artık birçok sosyal yardım ve huzurevi hizmeti, referans ve torpil aracılığıyla yürütülür hale gelmiş durumda.” diyen Özcan, bu durumun hem hizmet alanları hem de çalışanlar için büyük bir adaletsizlik yarattığını belirtti.

Pandemi döneminde bile koruyucu ekipman talep eden sosyal hizmet çalışanlarının hedef gösterildiğini ve bazı çalışanların bu sebeple sürgün edildiğini ifade eden Özcan, “Biz bu haksızlığa karşı tepki koyduk, ancak ne yazık ki sorunların çözümü yerine cezalandırmalarla karşı karşıya kaldık.” dedi.

Görevde yükselme sınavlarında yaşanan haksız mülakat uygulamaları nedeniyle liyakatin tamamen göz ardı edildiğini ifade eden Özcan, “Ek ders karşılığı çalışanların kadroya alınması süreçlerinde yaşanan usulsüzlükler bize çok sayıda şikayet olarak geliyor. Bu konuda da gerekli araştırmalar yapıyoruz.” dedi.Whatsapp Görsel 2025 07 18 Saat 18.26.10 3Cebd876“Olmazsa Olmaz Taleplerimiz Var”
Özcan, yaklaşan 2026-2027 Toplu Sözleşme (TİS) sürecinde, sosyal hizmet emekçilerinin haklarının korunması ve iyileştirilmesi için belirledikleri temel taleplerin net ve vazgeçilmez olduğunu söyledi. Bu taleplerin başında, grev hakkı ve özgür pazarlık imkanı tanıyan gerçek bir toplu sözleşme yasası çıkarılması geldiğini belirtti.

“Bizim taleplerimiz halkın sosyal hizmet hakkını da doğrudan ilgilendiriyor. Kadrolu, güvenceli personel istihdam edilmezse nitelikli hizmet üretilemez.” diyen Özcan, sözleşmeli tüm çalışanların 657 sayılı kanunun 4/A maddesi kapsamına alınarak kadrolu statüye geçirilmesini istediklerini vurguladı.
Özcan’ın sıraladığı diğer talepler arasında;
• Performans, ek ödeme, taban ve teşvik zamları yerine yoksulluk sınırı üzerinde, emekliliğe yansıyan temel ücret verilmesi,
• Vergide adalet sağlanarak emekçilerden alınan verginin %10’da sabitlenmesi,
• İdarecilerin atamalarında liyakat esaslı, seçimle belirlenen demokratik bir yönetim modeline geçilmesi,
• Sağlık hizmetlerinin tamamen ücretsiz hale getirilmesi, muayene ve ilaçlarda katkı payının kaldırılması bulunuyor.

Özcan, “Bizim mücadelemiz sadece kendi ücretimiz ya da çalışma koşullarımız için değil; bu hizmeti alan halkın daha adil, eşit ve kaliteli hizmetlere ulaşabilmesi için de veriliyor.” diyerek sendikanın yaklaşımını özetledi.

“Sosyal Hizmet Emekçilerinin Hakları Gasp Ediliyor”
Özcan, sosyal hizmet çalışanlarının nöbet ücretlerinden ek ödemelere, barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlardan görevde yükselme sınavlarına kadar pek çok alanda hak kaybına uğradığını hatırlatarak, “Yatılı kurumlarda çalışan personelin nöbet ücretleri yetersizdir, icap nöbeti ve danışmanlık tedbirleri için ödenen ücretler emeğin karşılığını vermekten çok uzaktır.” ifadelerini kullandı.

Ayrıca, barınma sorunlarının özellikle büyükşehirlerde ve tatil bölgelerinde daha da ağırlaştığını dile getiren Özcan, “Ulaşım için servis sağlanmayan yerlerde çalışanlar kendi imkânlarıyla işlerine gidip gelmek zorunda kalıyor. Bu da zaten eriyen ücretlerimiz üzerinde ek bir yük oluşturuyor.” dedi.

“SES Var, Umut Var”
SES Tokat Şube Eş Başkanı Özcan, toplu sözleşme sürecinde hem sendikal hem de konfederasyon düzeyinde mücadelelerini alanlardan yükselteceklerini söyledi. Türkiye’de kamu sendikacılığının tarihine bakıldığında kazanımların ancak alanlarda verilen fiili ve meşru mücadelelerle elde edildiğini hatırlatan Özcan, “Biz SES olarak bu mücadele hattımızdan vazgeçmeyeceğiz. İşyerlerinden, meydanlardan sesimizi yükselterek taleplerimizi hayata geçirmek için çalışacağız.” dedi.

“SES’te örgütleniyoruz, dayanışma ile güçleniyoruz. Çünkü SES varsa umut vardır.” diyerek konuşmasını tamamlayan Özcan, tüm emekçileri ortak mücadeleye davet etti.

Muhabir: Mustafa Işık