KESK Tokat Şubeler Platformu adına konuşan SES Tokat Şubesi Eş Başkanı Seher Güreli, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yazılı bir basın açıklaması yayımladı. Güreli, Mirabal Kardeşlerin anısına kutlanan bu günün, kadınların eşitlik ve yaşam hakkı mücadelesinin sembolü olduğunu vurgulayarak şiddetin her türüne karşı mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti.
“Bu Bir Kader Değil, Güvencesiz Politikaların Sonucu”
Güreli, 25 Kasım’a Dilovası’nda yaşanan ve altısı kadın, ikisi çocuk olmak üzere birçok işçinin yaşamını yitirdiği iş cinayetiyle girildiğini hatırlatarak şunları söyledi:
“Bu bir kader değil; emekçilerin yaşam hakkını yok sayan düzenin sonucudur. Bu düzen değişmeden iş cinayetleri de, şiddet sarmalı da sona ermeyecektir.”
“Kadına Yönelik Şiddet Sadece Fiziksel Değildir”
Kadına yönelik şiddetin yalnızca fiziksel saldırıdan ibaret olmadığını ifade eden Güreli, şiddetin farklı biçimlerini şöyle sıraladı;
• Psikolojik baskı
• Mobbing
• Ekonomik kısıtlama
• Tehdit, hakaret
• Dijital şiddet ve ısrarlı takip
• Sosyal medya üzerinden taciz
• Ev içi görünmez emek üzerinden kurulan baskılar
Bu görünmez şiddet türlerinin de en az fiziksel şiddet kadar yıkıcı olduğuna dikkat çeken Güreli, kadınların şiddetin her türüne karşı kararlı mücadele yürüttüğünü belirtti.
Kadınlar İşsizlik ve Çoklu Şiddet Kıskacında
Güreli, Türkiye’de kadınların ağır ekonomik ve sosyal eşitsizliklerle karşı karşıya olduğunu aktararak şu verileri paylaştı;
• Kadın işsizliği %39’un üzerinde
• Çalışabilen kadınların çoğu düşük ücretli, güvencesiz ve esnek işlerde çalışıyor
• Bakım yükü özelleştirmelerle tamamen kadınlara bırakıldı
• Merkezi bütçeden kadına ayrılan günlük pay sadece 51 kuruş
2024’te en az 394, 2025’in ilk dokuz ayında ise 290 kadının öldürüldüğünü belirten Güreli, kadınların %45’inin son bir yılda şiddetin en az bir türüne maruz kaldığını aktardı.
“Cezasızlık Politikası Şiddeti Büyütüyor”
Güreli, kadın cinayetleri ve şiddet vakalarındaki cezasızlık uygulamalarını eleştirerek, iktidarın hem uluslararası hem ulusal yükümlülüklerini yerine getirmediğini vurguladı.
KESK’in temel talepleri ise şöyle sıralandı;
• İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi
• ILO 190 sayılı sözleşmenin onaylanması
• Şiddetle mücadelede bağlayıcı mekanizmaların uygulanması
“Demokrasi ve Barış Olmadan Eşit Bir Yaşam Mümkün Değil”
Demokratik hakların her gün daha fazla sınırlandığını belirten Güreli, kayyum uygulamalarını ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları hatırlatarak şunları söyledi:
“Gerçek bir barış ve eşitlik, ancak demokratikleşmeyi güçlendiren politikalarla mümkündür. Biz kadınlar demokratik, laik, eşit ve özgür bir ülkede yaşama talebimizde ısrarcıyız.”
KESK’in 25 Kasım Talepleri;
• Şiddetin tüm biçimlerine karşı etkin mücadele
• Güvenceli istihdam, eşit işe eşit ücret
• İstanbul Sözleşmesi’ne dönüş
• Demokratik, laik ve eşitlikçi bir Türkiye
Güreli açıklamasını, “Şiddetsiz, eşit ve özgür bir yaşam için mücadelemizden vazgeçmiyoruz.” sözleriyle sonlandırdı.
