Haber-Foto: Mustafa Işık
41. Bölge Tokat Eczacı Odası, artan ekonomik baskılar ve ilaç temininde yaşanan zorluklar nedeniyle eczacıların giderek daha büyük sorunlarla karşılaştığını belirterek bir basın toplantısı düzenledi. Oda binasında gerçekleştirilen toplantıya çok sayıda eczacı katıldı. Toplantıda konuşan 41. Bölge Tokat Eczacı Odası Başkanı Ecz. Hakan Yılmazer, eczacıların ekonomik sıkıntılar nedeniyle artık sürdürülebilir bir hizmet veremediğini ve yetkililerin bu soruna acilen çözüm bulması gerektiğini vurguladı.
Son yıllarda giderek artan ekonomik dalgalanmalar, ilaç fiyatlarındaki belirsizlikler, eczanelerin temel giderlerindeki yükseliş ve ilaç tedarik zincirinde yaşanan sorunlar nedeniyle eczacılar zor günler geçiriyor. Özellikle son dönemde ilaç fiyat farklarının vatandaşların cebinden çıkması, bazı ilaçların piyasada bulunamaması ve sağlık sistemindeki aksaklıklar, eczaneleri çıkmaza sürüklüyor.
Başkan Yılmazer, eczacıların birinci basamak sağlık hizmeti sunucusu olduğunu ve halk sağlığı açısından kritik bir görev üstlendiğini belirterek, “Bizler, köylerden kentlere, ilçelerden mahallelere kadar ülkemizin dört bir yanında kesintisiz hizmet sunan, toplumla iç içe olan sağlık profesyonelleriyiz. Ancak bizleri ayakta tutan, halkımıza hizmet vermemizi sağlayan sistem giderek çöküyor.” dedi.
“Eczanelerimiz Kan Kaybediyor”
41. Bölge Tokat Eczacı Odası Başkanı Hakan Yılmazer, mevcut ekonomik koşulların eczaneleri büyük bir çıkmaza sürüklediğini ve eczacılık hizmetinin sürdürülebilir olmaktan çıktığını ifade etti. Artan maliyetler, yükselen kira ve enerji giderleri, personel maaşlarındaki artış ve ilaç fiyatlarındaki dalgalanmalar nedeniyle birçok eczanenin kapanma noktasına geldiğini belirten Yılmazer, “Eczanelerimiz, maliyet yükü altında eziliyor ve her geçen gün daha fazla zarar ediyor.” dedi.
Özellikle son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar nedeniyle eczanelerin gelirleri giderek azalırken giderleri katlanarak artıyor. İlaç fiyatlarının belirlenmesinde kullanılan kur güncellemelerinin yetersiz kalması, birçok eczanenin zarar etmesine neden oluyor. Ayrıca, ilaç tedarikinde yaşanan sıkıntılar da eczacıları zor durumda bırakıyor.
“Defalarca uyardık, birçok kez yetkililerle görüştük, sorunlarımızı anlattık. Ancak ne yazık ki bugüne kadar hiçbir somut adım atılmadı. Eczanelerimizdeki kan kaybı görmezden gelindi. Eğer bu gidişata dur denilmezse birçok eczanenin kapanması kaçınılmaz olacak.” ifadelerini kullanan Yılmazer, yetkililere seslerini duyurma çağrısında bulundu.
“2025 Daha Karanlık Olabilir”
Yılmazer, 2024 yılının hem eczacılar hem de hastalar açısından son derece zor geçtiğini belirterek, 2025’in daha büyük sıkıntılarla karşılaşılacak bir yıl olabileceğini söyledi.
“2024 yılında, 30 bini aşkın eczanemiz sunduğu ilaç ve eczacılık hizmetlerini büyük mali yüklerle boğuşarak sürdürebildi. Ancak daha da kötüsü, eğer sesimiz duyulmazsa ve gerekli önlemler alınmazsa 2025 yılı daha da karanlık bir yıl olarak anılacaktır.” diyen Yılmazer, halk sağlığının da ciddi risk altında olduğunu belirtti.
Yılmazer, “Eczanelerimizin ışığının söndüğü, sağlık kapısının kapandığı bir yıl istemiyoruz. Bugün alınmayan önlemler, yarın geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle yetkilileri acil önlemler almaya davet ediyoruz.” şeklinde konuştu.
SGK ile Yeni Protokol Krizi
Türk Eczacıları Birliği ile SGK arasındaki İlaç Temin Protokolü’nün 1 Ekim 2024 tarihinde sona erdiğini hatırlatan Yılmazer, dört aydır yeni bir anlaşma sağlanamadığını hatırlatan Başkan Yılmazer, “Yeni bir protokol için henüz mutabakata varılamadı. Ancak eczanelerimiz, büyük bir özveriyle hizmet vermeye devam ediyor. Buna rağmen sürdürülebilir bir yapı için yeni bir protokolün acilen imzalanması şart. Eczanelerimizin ilaç ve eczacılık hizmetlerini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi, günün ekonomik koşullarına uygun bir protokol ile mümkündür. 30 bini aşkın eczanemizin ayakta kalması için bu protokol bir an önce hayata geçirilmelidir.” dedi.
“Kamu Kurum İskontosu Uygulanmıyor”
Hakan Yılmazer, bazı ilaç firmalarının kamu kurum iskontosunu uygulamayarak, aradaki farkı vatandaşların cebinden çıkarmasına neden olduğunu belirtti. Bu durumun halk sağlığını olumsuz etkilediğini vurgulayan Yılmazer, “Sosyal Güvenlik Kurumu, mevzuatta bulunmasına rağmen, kamu kurum iskontosunu uygulamayan ilaç firmalarına izin vermemelidir. Vatandaşlarımızın sırtına yüklenen bu maliyetler kabul edilemez. SGK’yı göreve davet ediyoruz.” dedi.
Muayene Ücretlerine Yüzde 542 Zam
Sağlık Uygulama Tebliği’nde yapılan değişiklikle hasta muayene ücretlerinde yüzde 542’ye varan artışlar yapıldığını belirten Yılmazer, bu durumun özellikle emekliler, asgari ücretliler ve kronik hastalar için büyük bir yük oluşturduğunu ifade eden Yılmazer, “Vatandaşlarımız zaten ekonomik olarak zor bir süreçten geçerken, bu astronomik artışlar kabul edilemez. Üstelik eczacılar olarak, SGK adına bu ücretleri tahsil etmek zorunda bırakılıyoruz. Hiçbir ilgisi olmayan bir konuda vatandaşla karşı karşıya kalmak istemiyoruz.” dedi.
“Eczaneler Birer Birer Kapanacak”
Eczacıların sorunlarını defalarca yetkililere ilettiğini belirten Yılmazer, çözüm üretilmemesi halinde birçok eczanenin kapanmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyerek, “Bugün sessiz kalırsak, hastalarımız ilaçlarına erişimde çok daha büyük sorunlar yaşayacak. Bugün sessiz kalırsak, eczanelerimiz birer birer kapanacak. Halkın ilaç ve sağlık hizmetlerine ulaşabilmesi için acil önlemler alınmalı.” dedi.
“Halkın Sağlık Kapısını Açık Tutmak İçin Mücadelemize Devam Edeceğiz”
Eczanelerin halk sağlığı sisteminin temel taşlarından biri olduğunu belirten Yılmazer, yetkilileri acilen harekete geçmeye çağırdı. Yılmazer, “Bu yalnızca bir meslek grubunun sorunu değil, halk sağlığının da meselesidir. Eğer eczaneler birer birer kapanırsa, vatandaşlarımız sağlık hizmetine ulaşmakta daha büyük zorluklar yaşayacak. Biz eczacılar olarak halkımızın sağlık kapısını açık tutmak için mücadelemize devam edeceğiz. Haklı taleplerimizin karşılanması için gerekli adımlar atılsın, sağlık kapınız açık kalsın.” diye konuştu.






