Medeniyetlere başşehirlik yapan memleketimin sırlarını çözmeye var mısınız?  Bu hafta sizlere farklı bir bakış açısıyla Leylekli Köprünün sosyolojik tarihini yorumlayacağım.

Zamana meydan okuyan LEYLEKLİ KÖPRÜ  gelip geçerken hep dikkatimi çekti. Çanakçı dersinin üzerine kurulan tek gözlü yarım daire olan köprünün kilit taşına Neden bu figürler işlenmiş. Bize ne anlatmak istiyorun merakı beni araştırmaya yönelti. 

Tokat'ın Niksar ilçesindeki Roma ya da Bizans döneminde yapıldığı tahmin edilen tarihi Leylekli Köprü, asırlardır insanoğluna hizmet etmesi ve hala kullanılıyor olması günümüze kadar ayakta kalması bizim için çok büyük bir değer. İsmini köprünün kilit taşında bulunan resimden alan, ağzında yılan tutan ve yumurtası olan dişi bir leylek figüründen alıyor. 

Niksar kalesi MS.200 ile 500'lü yıllarda Pontus krallığından kalma bir kaledir. 1071'de Türklerin Anadolu’ya girişiyle birlikte 1080'de Türk beyliği Danişment Ahmet Melik Gazi tarafından fethedildi. Anadolu’nun ilk tıp medresesi burada kurulmuş ve ilim bilim adamlarına burada tıp eğitimi verilmiş. Köprünün açıklık alanlığı 20 metre, bir yarım daire şeklindedir. Nizamettin Yağbasan Medresesi'ne giden Çanakçı Deresi üzerine kurulan tarihi bir köprüdür. Niksar'ın simgelerinden bir tanesidir. İlçemize gelen yerli, yabancı turistlerin ilgisini çok fazlasıyla çekmektedir. 

Anadolu tarihinin önemli 100 köprüsü arasına adını yazdıran Köprünün şöyle bir özelliğide var. Altından suların aktığı,  arabaların ve insanların geçtiği ilginç bir köprü. Asırlardır bu köprünün üstünden kimler geldi kimler geçti. Altından nice sular aktı, hala ayakta insanlığa hizmet etme gayretinde olan bu köprü kilit taşındaki resim ile bize ne mesaj veriyor? 

Sosyolojik açıdan baktığımda insan oğluna anlatmak istediğini ilişkilendirmeye ve anlamlandırmaya çalışırken karşıma çok güzel bilgiler çıktı. 

Bu coğrafyanın havası suyu ve toprağı çok kıymetli. Tarım arazileriyle, kültürüyle, medeniyetiyle endemik bitki örtüsündeki çeşitliliği ve biyolojik canlı örtüsüyle  dünyanın 12 gen merkezinden ikisinin Tokat'ta olduğunu öğrendiğimde hayret ettim. Niksar ovası bitki çeşitliliği ve suyunun kalitesiyle önde gelen merkezlerden biriydi. 

Bu bilgilerle leylekli köprünün kilit taşını örtüştürdüğümde bizlere sembol dili üzerinden mesaj veriyordu. 

Eski mitlerde Leylek bilge kuş olarak anılır ve ruhu temsil eder. Göçmen kuş leylekler her yıl havaların ısınmasıyla birlikte bu coğrafyaya gelir, yuvasını herkesin görebileceği en yüksek yere kurar,  eşi ile birlikte yuvasında yavrularını taze balıklarla ve canlı besinlerle besleyerek büyütür ve havaların soğuduğunda güz mevsiminde geldikleri sıcak memleketlere göç ederler. 

Yumurta soy nesil ve canlılığın devamı gen merkezi anlamını taşır. 

Yılan bugünde sağlık bakanlığının ambleminde kullanılır ve gen biyolojik canlılığı ifade eder. 

Bütün bu sembolik bilgilerle resme baktığımızda, 

Geçmişi geleceğe bağlayan bu köprü bize 

Ey insanoğlu!  Bu hayatta gelip geçici olduğunu unutma. Soyuna nesline sahip çık. Doğayı ve Genlerini koru. Bu toprakların kıymetini bil. Biyolojik dengeyi ve tabiatı bozma. 

Eğer bu mesajımı doğru okuyamazsan köprünün kilit taşını ortadan kaldırdığında köprü çöker. 

Sende suyuna, havana, doğana, taşına toprağına, insan nesline, çocuğuna, ailene, bitki örtüsüne, ormanına sahip çıkmazsan dengen bozulur insanlıktan çıkarsın.Yani yok olursun. Senin görevin insan olmak, fıtrat ayarında kalmak, neslin devamını sağlamak ve memleketine vatanına sahip çıkmak. 

İşte böyle kıymetli bir yoruma ulaşmamı sağlayan benim memleketimin medeni insanları, adam gibi adamı danışılan adamlar diyarı medeniyetlerin başşehri iyi belde anlamına gelen Niksar’dan bu mesajı alıyorum ve sizlerle paylaşıyorum. 

Evliya çelebi bu şehir için ya cennet burası yada bu şehrin altında saklı demiş. Saklı cennet memleketimin sırlarla dolu tarihini okumak yeniden yorumlamak ve doğruya en doğruya ulaşabilmek için bilimin önderliğinde yol almak dileğiyle…

Güzelliklerde buluşmak dileğiyle 

Dünya Köylüsü 

Ayla Bağ