Seçime sayılı günler kala siyasetin nabzı yükselmeye başladı. İktidar mücadelesinde yükselen enflasyon, artan hayat pahalılığı halkın tercihlerinde önemli bir kıstas olarak görülmekte. Tokat'ta mesleğindeki başarısı ile takdir edilmekte olan Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı diğer yanda siyasi kişiliğiyle açıklamalarda bulunuyor, iktidarın kırılma noktalarına, Millet İttifakı’na ve İyi Parti’nin politikalarına dair görüşlerini dile getiriyor. Hüseyin Yarıcı, Tokat yerel medyasından Tokat Hürsöz gazetemiz ile Tokat Güneş Haber gazetesinin sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fatih Kılıç ile Mihriban Koçaker'in sorularına yanıt verdi.

                Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı ile seri söyleşimizin ilk parçasında enflasyon, yarattığı hayat pahalılığı, ekonomi ve bir parça da Sosyal Medya Yasası üzerine konuştuk.

Diş Hekimi Hüseyin Yarıcı’nın seri söyleşinin ilk parçasında Tokat Güneş Haber ve Hürsöz Gazetesi’nin sorularına verdiği yanıtlar şöyle

 

HÜRSÖZ: Sayın Yarıcı öncelikle sizi tanıyalım. Siyasete ilginiz ne zaman başladı?

Siyasete olan ilgim beni yetiştiren çevreme ve bana eğitim olanağı veren devletime duyduğum sorumluluğun bir gereği olarak, üniversite yıllarımda başladı. Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde okurken Ülkü Ocakları ile başlayan siyasi çizgime Milliyetçi Hareket Partisi saflarında devam ettim. 1999 yılı yerel seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi listesinden Tokat Belediye Meclis Üyesi olarak seçildim. 2001 yılında Türk Ocakları Tokat Şubesi kurucu üyeliği ile başkan yardımcılığı yaptım. 2017 yılında kurulan İyi Parti'nin Tokat İl Teşkilatı Kurucu il başkanlığı, Tokat İl Teşkilatı Sağlık İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Tokat İl Teşkilatı Divan Kurulu üyesi görevlerinde bulundum. 27 nci dönem İyi Parti Tokat Milletvekili Aday Adayı, 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde de İyi Parti Tokat Belediye Başkan Adayı oldum.

HÜRSÖZ: Siyasete halen İyi Parti’nin çatısı altında devam ettiğinizi biliyoruz. Özümüzdeki seçimlerde yine aday adayı olmayı düşünüyor musunuz? Milletvekilliği aday aday adaylığı niyetiniz var mı?

Düşünüyorum. Şartlar neyi gerektirecek şimdiden bir şeyler söylemek için henüz erken ancak edindiğim deneyim, bilgi ve birikimimi Tokat’ın ve ülke sorunlarının çözümüne katkı sağlamak üzere kullanma arzusu ve düşüncesindeyim. Henüz süreç başlamadı. Başladığında özel bir durum olmazsa önümüzdeki seçimlerde Tokat milletvekili aday adayı olmayı düşünüyorum. Ülkemizin ve Tokat’ın içinde bulunduğu durum aydın duyarlılığı ile siyaset gibi toplumsal uğraşlarla da ilgilenmemiz gerektiğini gösteriyor. Her şeyin hayırlısı olsun. Niyetimiz iyi akıbeti de iyi olur umarım.

TOKAT GÜNEŞ HABER: Sayın Yarıcı sivil toplum çalışmalarında da aktif rol aldığınız biliniyor. Bunlardan söz eder misiniz?

Tokatspor Kulübü yöneticiliği ve delegeliği yaptım. 2005 ve 2011 yılları arasında Tokatspor’ un oynadığı ligde ve Türkiye Kupası’nda adından sıkça söz ettirdiği dönemlerde Muhasebe ve Sağlık İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcılığı, Basın Sözcülüğü gibi görevlerde bulunarak, maddi manevi Tokatspor’ a hizmet etme şansını elde ettim.

TOKAT GÜNEŞ HABER: Sayın Yarıcı maddi manevi katkıda bulunduğunuz başkaca kuruluşlar olduğu biliniyor. Sosyal sorumluluk kavramı bağlamında yaptığınız maddi ve manevi desteklerden de söz eder misiniz?

Bu memlekette kazanan bir hekim olarak, her şeyin akıl almaz hızla akıp gittiği günümüzde ülkede ve şehrindeki sorunların çözümüne olanaklarım ölçüsünde yardımcı olma gayret ve çabasında olmaya çalışıyorum. Sosyo-ekonomik dengelerin öngörülemeyen bir biçimde bozulduğu günümüzde sadece kendi maddi kazanımlarımızı düşünmek çok doğru olmaz. Üç şey dağıtıldığında yararlı olurmuş; para, bilgi ve gübre. Dayanışma, yardımlaşma fikir ve inancını öne çıkararak toplumsal faydayı da gözettiğimizde maddi ve manevi kazancımızın da artacağına inanıyorum. Bu bağlamda ekonomik, kültürel, sosyal ya da çevresel konulara duyarlı davranarak, bu konudaki ihtiyaçların karşılanması için olanaklarım ölçüsünde maddi manevi ve aynı zamanda vakit ayırarak sosyal sorumluluk anlayışıyla çözümün bir parçası olmaya çaba gösteriyorum. Hesabını kitabını bilen birisiyim ve eli sıkı birisi değilim.

HÜRSÖZ: Sayın Yarıcı devletin açıkladığı enflasyon oranıyla Enflasyon Araştırma Grubu’nun açıkladığı enflasyon oranı arasında çok büyük fark var. Sizce bunun sebebi nedir?

Evet, çok doğrudur, açıklanan iki enflasyon rakamı arasında büyük fark var. Oysa çarşı pazarın durumu ortadadır. Fiyatlar çok dengesizleşti, her hafta hatta neredeyse her gün zam geliyor. Artık tüm yurttaşlar da TÜİK tarafından açıklanan enflasyon rakamının gerçeği yansıtmadığının farkındadır. Enflasyon Araştırma Grubu ENAG’ ın Ekim 2022 enflasyonu % 185,34. Ama TÜİK’in açıkladığı enflasyon % 85,51. Neden? Çünkü memura, işçiye, emekliye bu fiyat üzerinden zam verilecektir. İşte bu nedenle fiyat artışlarının baskılandığını düşünüyorum. Türk vatandaşların Türkiye’de kıymeti yok. Böyle yönetim olur mu? Peki, ne yapacağız? Önce sandığa gideceğiz. Birbirimizi beraber kurtaracağız.

HÜRSÖZ: Enflasyon verilerinde kime inanılacak? TÜİK e mi yoksa diğer kurumların yayınladığı enflasyon verilerine mi?

 

İki gerçek var. Bir tarafta milletçe çarşıda, pazarda, sokakta, okulda, işte gördüğümüz, duyduğumuz, yaşadığımız, vatandaşı perişan eden bizim gerçeğimiz. Diğer tarafta ise, siyasal iktidar yanlısı medyanın ve TÜİK’in gerçeği… Bize hayal pazarlayanların gerçeğine değil, bizi her geçen gün yoksullaştıran, yaşadığımız, çarşıda pazarda hissettiğimiz kendi gerçeğimize inanacağız?

 

TOKAT GÜNEŞ HABER: Peki, yaşanılan fiyat artışlarından, pahalılıktan nasıl kurtulur toplum?

Çiftçi sandığa gidecek, ‘ben tarlama gübre alamadım, ama yandaşlar zenginleşti' deyip oyunu atacak. Esnaf gidecek; 'Her gün zam geliyor, insanların alım gücü düştü, ben siftah yapamıyorum' deyip gereğini yapacak. 5, 10 maaşlı danışmalar için; 92 puanla atanamamış gençler için, atanamamış öğretmenler için, açlığa mahkûm edilmiş emekliler için; yurttaşlarını düşünmeyen iktidar için, sandıkta helal oylarımızla hepsini emekliye sevk ederek, demokratik yollardan kurtulacağız.

TOKAT GÜNEŞ HABER: İktidar Türkiye’yi uçuracağını beyan etmişken, yaşanlar Türkiye'nin uçtuğunu göstermekte midir?

Artık her yeni güne yeni bir zam haberiyle uyanıyoruz. Ekmeğe zam, elektriğe zam, doğal gaza zam, benzine, mazota zam… Artık zamla yatıyor, zamla kalkıyoruz. Emeklilerimiz Halk Ekmek kuyruklarında sıra bekliyor. Bakın Tokat’a bile bir ara halk ekmek fabrikası açılması gündeme gelmişti. Okula gidecek otobüs parası bulamayan gençlerimiz umutsuzluk içerisinde gün geçiriyor. Akşam evde ne pişireceğini bilemeyen anneler evine; et, süt, yağ, un hatta çocuğuna bez bile alamadığı için feryat ediyor. Ülkede enflasyon makyajlı hâliyle bile %85’ i aştı. ‘Uçacak’ dedikleri Türkiye böyle mi uçacak?’’ 

HÜRSÖZ:  Uygulanan ekonomik model için ne söylersiniz?

Hükümetin anlattığı Türkiye Ekonomi Modeli an itibarıyla çökmüş, çöp olmuştur. ‘Faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ söylemi doğrultusunda anlatılan rekabetçi kur, uçan ihracat, döviz bolluğu ve düşen enflasyon masalı Türkiye’nin gerçekleri karşısında yenilmiştir. Siyasal iktidar tarafından anlatılan ekonomi modeli, gelen son veriler itibarıyla iflas etmiştir. Ekonominin bir an önce rayına sokulması için sandık seçmenin önüne getirilmeli, Türkiye bu çöküşten bir an evvel kurtarılmalıdır. Allah’ın izni, seçmenlerin oyuyla iktidara geldiğinde Millet İttifakı ortaklaşa hazırlamış oldukları ekonomi programıyla yurttaşlarımızı geçim sıkıntısından kurtaracaktır.

HÜRSÖZ: Kur Korumalı Mevduat Sisteminin ülkemize maliyeti nedir?

Bugün Türkiye’de tüm çiftçilere ve öğrencilere ayrılan para, Kur Korumalı Mevduat Sistemi’ne ödenen paradan daha az, sosyal yardımların ise iki katından fazladır. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati Kasım 2022 ayında yaptığı bir konuşmada bankalarda parası olan zenginlere Merkez Bankası hariç, sadece bütçeden ödenen kur garantisi parasının 91 milyar 600 milyon liraya yükseldiğini açıkladı. Ama bu dönemde çiftçiye faiz desteği olarak 6 milyar 4 milyon, esnafa ise 2 milyar 500 milyon lira ödeme yapmışlar. Yoksul vatandaşlara elektrik ve doğalgaz faturalarına yardım için ödedikleri para ise 4 milyar 300 milyon lira olmuş. Yani bu siyasal iktidar, 2 milyon 300 bin mevduat sahibine kur korumalı mevduat hesabı nedeniyle hazine kaynaklarından 91 milyar 600 milyon ödenmiş. Bu rakama Merkez Bankası’nın ödediği rakam dâhil değil. Bu rakamı açıklamıyorlar.

TOKAT GÜNEŞ HABER: Yani para parayı mı çekiyor?

Evet, tablo bunu gösteriyor. Para parayı çekiyor. Parası olanlar daha çok kazanıyor. Bu rakamlardan yola çıkarak, uygulanan ekonomik programın zenginleri daha zengin, yoksulları daha yoksul yaptığını söyleyebiliriz. Komisyonda konuşan bir muhalefet milletvekilinin de dediği gibi, zenginlerin gözü ışıl ışıl ama yoksulların gözündeki ışık söndü. Bütçede kaynak olmadığı söyleniyor ama zengine kaynak aktarılabiliyor. Çocuklarımız beslenemediği için gelişim bozuklukları gösteriyor. Dar gelirli aileler bulgurla makarnayla ayakta kalmaya çalışıyor.

TOKAT GÜNEŞ HABER: Sayın Yarıcı iktidar sizce neden Sosyal Medya Yasası Peşinde?

Enflasyon milletimizin belini bükmüş, ekonomi rayından çıkmış, bunlar sosyal medyayı kontrol etme derdinde. Neymiş? Sosyal medya yalancıymış. Yalan habere karşı önlem alacaklarmış. Güya yolsuzluk yok; haberi yapanlar yalancı. Sığınmacı sorunu da yok; ‘Var’ diyenler yalancı. Ekonomide her şey tıkırında; ‘Ekonomi kötüye gidiyor.’ diyenler yalancı. Bu yasa, internet sitelerini ve yanlışı dile getirenleri hizaya çekme yasasıdır. Siyasal iktidar eleştiriden hoşlanmıyor. Oysa yapıcı eleştiri gelişmenin anahtarıdır. Bu anlamda siyasal iktidarlar yapıcı eleştirileri bir tür hediye olarak kabul etmelidir.

 

DEVAMI YARIN