(Haber-Fotoğraf: Mustafa Işık)

Tokat’ın yeşili ve ırmağı ile öne çıkan bölgesi Kelkit Vadisi’nin önemli ilçelerinden Niksar ilçesine bağlı Yazıcık kasabası ve civarındaki bentonit madeni projesine bölge halkı teyakkuzda. Yazıcık kasabasındaki bentonit madeni konusunda bölge halkını bilgilendirmek, görüş ve önerilerini almak için 26 Mayıs'ta Yazıcık Belediyesi Lokali’nde tertip edilen toplantıyı protesto eden yöre vatandaşları, toplantıya katılmadılar.

TOKAT HÜRSÖZ’E ZİYARET / SESLERİNİ DUYURUYORLAR

Yazıcık Kasabası Belediye Başkanı Tuncer Uzunoğlu, yeni kurulan Yazıcık Kasabası Doğa ve Çevre Derneği’nin Kurucu Başkanı Zafer İnanç ve kasabanın muhtarları ile TEMA Tokat İl Temsilcisi Ziraat Yüksek Mühendisi Oğuzhan Aydın’dan oluşan heyet 24 Haziran Salı günü Tokat merkezde Tokat Hürsöz gazetesini ziyaret ettiler. Sorumlu Yazı İşleri Müdürü gazeteci Fatih Kılıç ile sohbet edildi. Bentonit kil maden ocağına karşı durmalarının gerekçelerini anlattılar, seslerinin duyurulmasında her duyarlı vatandaşın desteğini istediler.

DOĞALLIK ZEVAL GÖRMESİN!

Gazeteci Fatih Kılıç, Yazıcık’tan gelen heyetin ziyareti sonrası şu notlarını paylaştı:

* Niksar ilçemiz YAZICIK KASABASI doğal sınırları içinde BENTONİT KİL MADENİ ÇIKARILMASI, devasa alanın 40 YIL SÜREYLE ÖZEL ŞİRKETE TAHSİSİ gündemde. İnsana, toplumsal yaşama, flora ve faunasına, doğaya vereceği tahribata karşı yöre halkı teyakkuzda...

* Niksar Yazıcık Kasabası Belediye Başkanı Tuncer Uzunoğlu, beldenin Kültür Mahallesi Muhtarı Deniz İhtiyar, Şafak Mahallesi Muhtarı Ali Ekber Ateş, Yeni Mahalle Muhtarı İlhan Gayretli, Yazıcık Kasabası Doğa ve Çevre Derneği Kurucu Başkanı Zafer İnanç, Tokat merkezden TEMA İl Temsilcisi Oğuzhan Aydın ile birlikte gazetemize nezaket ziyaretinde bulundular.

* Madene karşıtlık, ülkenin, devletin, milletin faydasına olacak bir girişime karşıtlık olarak değil, doğanın insan ile bütünleştiği bir yaşam alanının vahşice yok edilmesine karşı durulduğu vurgulandı.

* Konunun içeriğine yönelik bilgilendirmelerde bulunuldu.

* Açıklamalar Tokat Hürsöz gazetemizde okunacak.

* Atılan taşın yahut çıkarılan madenin ürkütülen kurbağaya değmesi gerek! Doğanın insanı, hayvanı ve bitkiyi yaşatan güzelliklerinin ve nimetlerinin korunması daha önemli nitekim!

TEMA’DAN GEREKÇELİ AÇIKLAMA

Tema Tokat İl Temsilcisi Ziraat Yüksek Mühendisi Oğuzhan Aydın, Yazıcık Kasabası Belediye Başkanı Tuncer Uzunoğlu, Yazıcık Kasabası Doğa ve Çevre Derneği’nin Kurucu Başkanı Zafer İnanç ve mahalle muhtarlarının bulunduğu ortamda, bentonit kil maden ocağına neden karşı olduklarına dair gerekçeli açıklamasında şu bilgileri verdi:

Anahtar Parti MYK Üyesi Dr. Ali Çelik, Tokat’ın Gelişmişlik Sırasını Eleştirdi
Anahtar Parti MYK Üyesi Dr. Ali Çelik, Tokat’ın Gelişmişlik Sırasını Eleştirdi
İçeriği Görüntüle

YAZICIK KASABASI’NDA BENTONİT OCAĞI PROJESİ NEDEN OLMAMALI?

“Yazıcık sınırları içerisinde “202001526 RUHSAT NUMARALI IV. GRUP (a) BENTONİT OCAĞI” projesi yapılması planlanmaktadır. Planlanan projenin ruhsat alanı 1.913,88 ha’dır. Söz konusu ruhsat alanı içerisinde 3 adet poligondan oluşacak şekilde Çalışma (ÇED) alanı belirlenmiş olup, toplam ÇED alanı 513,64 ha ve projenin yıllık kapasitesi 250.000 ton/yıl’dır. Projenin ruhsat alanı yalnızca Yazıcık kasabası ile sınırlı değildir. Proje sahası Asar ve Dağüstü köylerinin de arazilerini kapsamaktadır.

İlgili maden firmasının hazırladığı ÇED Başvuru Dosyası verilerine göre firma faaliyetini; başta Yazıcık kasabası ve doğrudan etkilenen Asar ve Dağüstü köylerinin tarım arazilerinde, meralarında ve ormanlarında; yılda 10 ay, ayda 30 gün ve günde 8 saat çalışma prensibine göre tam 40 yıl sürdürmeyi planlamaktadır.

Proje sahasının devasa büyüklüğü yanında proje süresinin de uzunluğu projenin etki alanını Yazıcık kasabası, Asar ve Dağüstü köyleri ile de sınırlı bırakmayacaktır. Başta çevre köylerimiz olmak üzere Niksar Ovasının çatı ekosistemi olan bir doğa harikası KARAÇAM DÜDEN YAYLASI da projenin dolaylı etki alanındadır. Yapılması planlanan proje ile yukarıda isimleri zikredilen geniş bir alanın başta ekosistemine, tarım ve mera arazilerine, ormanlarına, su kaynaklarına geri dönülmez zarar verilecektir.

Firmanın hazırladığı ÇED Başvuru Dosyasında bu köylerin sahip olduğu tarımsal alanların Marjinal Tarım arazisi vasfında olduğu özellikle belirtilerek maden için vazgeçilmesi kolay bir meta olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Oysa Kasabanın sahip olduğu tarım arazilerinin tamamı zaten Marjinal Tarım arazisi sınıfındadır. Bir arazinin tarım arazisi sınıfının marjinal olması O ARAZİDEN YÖRE İNSANININ VAZGEÇEĞİ ANLAMINI TAŞIMAZ. AKSİNE YÖRE HALKININ BAŞKA SINIFTA TARIM ARAZİSİ OLMADIĞI İÇİN BU ARAZİLER EN KIYMETLİ TARIM ARAZİLERİDİR. İlimizdeki Niksar Ovasında, Erbaa Ovasında, Kazova’da I. Sınıf sulanır tarım arazisi o yöre insanı için ne anlam ifade ediyorsa, ne kadar hayati anlamı varsa; Yazıcık insanı için de sahip olduğu marjinal sınıftaki bu tarım arazilerimiz aynı anlamı taşır ve aynı hayati önemdedir.

4342 Sayılı MERA KANUNU ile güvence altına alınan ve korunan ülke hayvancılığın bel kemiği olmakla kalmayıp, erozyon önleyici ve karbon yutak alanı oluşturarak iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir aktör görevi gören Yazıcık kasabası ve çevredeki meralarımız da bu projenin uygulama sahasında yer almaktadır. 40 yıl süreyle işletilmesi planlanan bu maden ocağının bölge meralarına geri dönülmez zarar vereceği aşikardır. Proje ile hem meralar yok edilecek hem de proje sahası dışındaki meralar tahrip edilecektir. Çünkü proje ana materyali olan bentonit bir kil mineralidir. Rüzgar ile bentonit yani kil 40 yıl boyunca işletme sahasından bitişik ve/veya komşu sahalara taşınarak topraklar üzerinde geçirimsiz bir tabaka oluşturacak, yağışlar ile su alıp şişerek geçirimsizliği daha da artacak, yağan yağışlar artık derine süzülmeyerek, yüzey akışa geçecek, meradaki toprak dolayısıyla otlar sudan faydalanamayacak ve tahribat kendini gösterecektir.

Sunulan ÇED Başvuru Dosyasında: “maden ocağı alanında tozumaya karşın 1 seferde 1.000 lt olmak üzere, günde 8 kere sulama yapılacağı planlanmaktadır. Ocak Alanı İçin = 1.000 lt/sefer x 8 sefer/gün = 8.000 lt/gün su kullanılacaktır” denilmektedir. Planlanan maden ocağının ayda 30 gün ve yılda 10 ay toplam 40 yıl çalışacağı belirtildiğine göre sadece kil taşınımında kullanılan kamyonların tozumayı engellemek için projede; 1 yıl boyunca 8.000 litre x 30 gün x 10 ay = 2.400.000 litre/yıl su kullanılacaktır. Tüm proje süresince (40 yıl) su tüketimi ise; 40 yıl x 2.400.000 litre= 96.000.000 litredir. Yani 96.000 m3 su yalnızca toz engellemek amacıyla tüketilecektir.

Değişen iklim koşulları ile mücadele edilen yıllarda planlanan maden için tüketileceği raporda belirtilen bu büyüklükteki su miktarının tarımsal üretime aktarılması ile bölgenin üretim deseninin ve buna bağlı olarak üretici gelirinin artırılacağı gerçeği yadsınamaz.

Bentonit madeni projesinin ÇED Başvuru Dosyasında DSİ Samsun 7. Bölge Müdürlüğü’nün 2024 yılı kayıtlarından alıntı yapılarak Tokat İli Yeraltı Suyu Potansiyeli Ve Tahsis Durumu verilmiştir. Verilen bilgilere göre Tokat İli yıllık yeraltı su işletme rezervi 321.000 hm3/yıl’dır. Bu rakamın %47’si yani 150.000 hm3/yıl’lık kısmı tek başına Niksar Ovasındadır. Madene konu olan bölge Niksar Ovasının çatı ekosistemidir. Maden ile bu çatı ekosistemin su toplaması ve taban suyunu desteklemesi riske atılacaktır. Çünkü proje ana materyali kil minerali 40 yıl boyunca işletme sahasına bitişik ve/veya komşu sahalara taşınarak topraklar üzerinde geçirimsiz bir tabaka oluşturacak, yağışlar ile su alıp şişerek geçirimsizliği daha da artacak, yağan yağışlar artık topraktan derine süzülmeyerek taban suyu oluşturmayacak, yüzey akışa geçecek dereler ve akarsular üzerinden Karadeniz’e taşınacaktır.

Planlanan projenin devasa büyüklükteki (1.913,88 ha.) ruhsat alanı yalnızca tarım arazileri ve meraları değil devlet ormanlarını da kapsamaktadır. Sahip olunan Yazıcık ve komşu köylerin ormanları; iklim değişikliği mücadelede önemli bir karbon yutak alanı ve oksijen kaynağı, su varlığımızın düzenleyicisi, koruyucusu yani teminatı, erozyonu önlemenin asli unsuru, kullandığımız odunun temel kaynağı, beden ve ruh sağlığımız üzerinde olumlu etkilerinin yanında ayrıca bir de istihdam aracıdır.

40 yıl gibi çok uzun bir süreyle işletilmesi planlanan bu maden ocağı hem ruhsat sahası içindeki ormanları yok edecek hem de rüzgarla kil taşınımı ile ruhsat sahası yakınındaki tüm ormanlık alanları tahrip edecektir. Taşınan kil ağaç yaprakları üzerinde geçirimsiz bir tabaka oluşturarak bu ağaçların fotosentez kabiliyetini azaltarak hem yeterli oksijen salınımını hem de ağaç büyümesini olumsuz etkileyecektir.

Projenin hayata geçmesi ile orman alanların yok olması tehlikesi; Niksar Ovasının çatı ekosistemi olan bir doğa harikası ve kültür-turizm envanterinde kayıtlı KARAÇAM DÜDEN YAYLASI’nı da olumsuz etkileyecektir. Çünkü bu emsalsiz turizm yaylası proje ruhsat alanı ile komşudur. (Kilin 40 yılda nelere sebep olabileceğine yukarıda detaylı olarak değinilmişti).

Planlanan maden projesine; bölge tarım ve hayvancılığına, su kaynaklarına, orman varlığına, ekosisteme, bölge turizmine kısaca YAŞAMA geri dönülmez zararlar vereceği için karşıyız.”

Niksar Yazıcık

Niksar Yazıcık (2)

Niksar Yazıcık (1)

Muhabir: Mustafa Işık