Bahar gelmiş, ağaçlar gelinliklerini giymiş, kırlar yemyeşil, ve kuşlar cıvıl cıvıl.

Sevmenin, sevinmenin,sevilmenin ve en önemlisi de şükretmenin tam zamanı.

Nisan yağmurları rahmet olarak, bereket olarak yağıyor. Toprak suy’a, aşıklar da huzura kavuşuyor.

Sümbüller yavaş yavaş iktidarlarını hanım ellerine, nergislere ve güller’e bırakmaya hazırlanıyorlar.

Kuluçka’ya yatan tavuklar civcivlerini çoktan çıkardılar bile.

Gazeller yakıldı, bağ bahçe bellenmeye semaverler demlenmeye başladı.

Yumurta piyazları, patates piyazları, çemenli gılikler, mangal partileri ve saç çökelikleri bahar’ın gelmesi ile birlikte baş köşedeki yerlerini şimdiden aldılar.

Kalem aşıları yapıldı. Yeni dikilen fidanlar yeni sahipleri ve yeni yerleri ile tanıştı.

Velhasılı bahar, her zaman olduğu gibi tüm güzellikleri ile hem tüm tabiatı, hem de insanları yeniden harekete geçirdi.

Kış’ın hantallığından, sevginin noksanlığından hepimizi kurtardı .

Çünkü, bahar demek, umut demek, çiçek demek, sevgi demek ve aşk demektir.

Şarkımız da, türkümüzde ve gizli sevdalarımızda hep bahar vardır.

Dilerim ki; gönlünüzde, gözünüzde, özünüzde ve sözünüz de her zaman bahar olsun.

Karakış’ı sadece mevsimlerde yaşayın.

Tüm yaşamanız bahar’ın gülleri kadar güzel, ömürleriniz ise çınarlar kadar uzun olsun.