* Tokat’ın en müstesna doğal harikalarından Pazar Ballıca Mağarası’nın 1991 yılında keşfedilmesi ve ziyarete açılması için yatırımların başlatılması sürecini, o dönemin İl Turizm Müdürü Duran Evren anlattı.
* Anadolu Basın Birliği Tokat Şubesi Başkanı, Tokat Hürsöz yayın Grubu Yönetim Kurulu Üyesi, Bölge Gazetesi İmtiyaz Sahibi gazeteci Sezai Kaymak, Duran Evren ile konuştu. 1991 yılında yaşananları birinci ağızdan dinledi.
* Bugün Tokat Pazar Ballıca Mağarası ziyaret ediliyorsa vakti zamanında kimlerin emeği, desteği var, işte bu söyleşide okuyacaksınız.
Sezai Kaymak: Sayın Evren, Ballıca Mağarası Tokat’ımız için büyük bir turizm varlığı, turizm potansiyeli. Sizin Turizm İl Müdürlüğü’nüzde gündeme geldi. Bununla ilgili açıklama yapar mısınız?
Duran Evren: Sezai Bey, ben 1991 yılında Tokat İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısıyken Tokat Turizm İl Müdürlüğüne atandım. Turizm İl Müdürlüğü yeni kuruluyordu. Daha önce Bakanlık “Kültür Turizm Bakanlığı’’ idi. Turizm ayırıldı. ‘Turizm Bakanlığı’ kuruldu. Valilik binasında bize yer verdiler, faaliyete başladık.
Tokat'ta turizmle ilgili öncü faaliyet yapılmalı idi. Bir gün Ballıca Köyü muhtarı beni ziyarete gelmişti. Bana, “Bizim köyde bir mağara var, onu bir gör” dedi. Ben daha önce İl Müdürlerine, Valilere söz ettim. Kimse gelmedi, sen bir gör gel dedi. Ben de olur dedim. Gideceğim günü belirledik. Önümüzdeki hafta içi Salı günü. O zaman Ballıca köyü Muhtarı Eyüp Ülker idi.
Sezai Kaymak: Sonra ne yaptınız? Gittiniz mi?
Duran Evren: Evet, köye gittik, muhtar bizi karşıladı. Birincisi mağaraya kadar geldik. Yolu yoktu, zor tırmandık. Mağaranın girişi çok dar bir giriş. Sürünerek içeri girdik. El lambaları ile giriş kısmını aydınlattık. Sarkıtları dikitleri harikaydı, hayran kaldım. Birkaç dikit sarkıt kırılmıştı, muhtara "bunları kim kırıyor?" diye sordum. "Öylesine, almak için kırıyorlar." dedi.
Muhtar bana "Mağara ile ilgili ne yapacaksınız? Nasıl olacak." diye sordu. Ben de, "Muhtar, burayı çalışacağız, tanıtacağız, Devlete buraya yatırım yaptıracağız." dedim. "Bu güzel doğal oluşumu Tokat’ımıza kazandıracağız." dedim. Ballıca Köyü’nden ayrıldık, iki gün sonra geleceğim dedim.
Sezai Kaymak: Burayla ilgili Sn. Vali'ye bilgi verdiniz mi?
Duran Evren: Hemen haber vermedim. İki gün sonra gazetecilerle gittim. Pazar İlçesi’ne geldim. Hürsöz köşe yazarı Ethem Çatalbaş da vardı. Pazar Belediye Başkanı Adnan Özmen'e uğradık. Bizi makamında karşıladı. Kendisine durumu anlattık. Mağaraya gideceğimizi, bize çizme, aydınlatma lambaları temin etmesini söyledik. Adnan Özmen, memnuniyetle yardımcı olacağını, kendisinin de geleceğini söyledi. Birlikte Ballıca'ya gittik.
Elimizde lambalar, ayağımızda çizmeler mağaraya girdik. Tabii öncesinde yolu olmayan dağa tırmanıyoruz, kurt ini gibi bir girişte sürünerek içeri giriyoruz. Herkesin elinde aydınlatma lambası var. Işığı tutunca renk renk sarkıtlar, dikitler... ... Herkes hayran kaldı, ayağımızda çizmeler aydınlatabildiğimiz kadarı ile ilerledik. Yerler balçık, çamurluydu, hatta bazı yerler bataktı. Fotoğraf makinesi ile bazı çekimler yapıldı. Akşama kadar orada kaldık. Akşam 20.00’de çıktık. Heyecanla döndük. Burayı çalışmaya başlamaya kararlıydım. İki gün sonra yine gazetecilerle Ballıca’ya geldik.
Sezai Kaymak: Tokat’ta başka ne yaptınız?
Sezai Bey, gazetecileri, hatta Tokat'ın bazı işadamlarını getirmeye karar verdim. Burası Tokat'ın büyük turizm deposu… Buraya sahip çıkılmasını ve anlatılmasını istiyordum.
Sezai Bey, yine bir gün Ballıca'ya giderken Tokat Milletvekilimiz Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Metin Gürdere Bey'i gördük. Metin abi hoş geldin dedim. (İki gün önce Anavatan Partisi Kongresi’nde Mesut Yılmaz Genel Başkanlığı kazanmıştı.) "Nereye gidiyorsunuz?" dedi. Ben de Ballıca'daki mağarayı ve çalışmalarımızı anlattım. "Beni de götürün" dedi. Beraber arabaya bindik, yola devam ettik. Pazar Belediyesine uğradık, Belediye Başkanı Adnan Özmen'le buluştuk, Ballıca'ya çıktık. Mağaraya yine el lambaları ile girdik. Sayın Gürdere mağarayı görünce çok etkilendi. "Bunu daha önce görseydim, buraya yatırım için çok para çıkarırdım." dedi. Mağarada yürüyebildiğimiz yerleri birlikte gözden geçirdik. Akşam saatlerinde mağaradan çıktık. Oksijen mükemmel, yerler çamur. Epeyce çamura battık. Pazar Belediye Başkanı Adnan Özmen bizi hamama götürdü.
Hamamda yıkanırken, bizim konuşmamızı dinleyen yaşlı bir şahıs lafa girdi. "Siz Ballıca'daki mağarayı mı konuşuyorsunuz?" dedi. "Evet" dedik. "Biz oraya altın aramak için girdik. 1960'lı yıllarda idi. 3 arkadaş, bir de eşeğimiz, dağcı malzemeleri ve yiyeceğimizi eşekle götürdük. Eşeği orada bir ağaca bağladık, yiyeceklerimizi, malzemelerimizi alıp mağaraya girdik. Akşama kadar mağarada kaldık, dolaştık. Sonra çıkmak istedik, çıkamadık. Yolumuzu kaybettik, çıkışı bulamadık. İki gün kaldık. Üçüncü gün çıkışı bulduk ve çıktık. Çıktığımızda anıları olduğunu anlattı.. eşeği kurt yemiş, hayvanın kafası ve ayakları kalmıştı dedi. Böyle bir olay anlattı.
Sezai Kaymak: Daha sonra mağarayı Tokat'a kazandırmak için neler yaptınız?
Duran Evren: Sezai Bey ertesi günü Vali Bey’e mağarayı anlattım. O zaman Vali Metin Turcan Bey'di. Bana "Duran Bey, Türkiye'nin her yeri mağara. Kapat bu işi, “otur yerinde, Tokat'ın işine bak" dedi. İşte iş. Daha önemli ne olabilirdi? Ben Valinin bu sözüne rağmen Ballıca'yı çalışmaya kararlı idim. Ancak, Vali Bey'in de bu işe sahip çıkması gerekiyordu. Ben Ankara'dan birilerini aramak istiyordum. Ankara'dan birilerini arayayım dedim. Nitekim Ankara Fen Fakültesi Jeoloji Bölümü Kürsü Başkanı Prof. Baki CANİK Bey'i aradım. Bu konunun tescillenmesi için yardımını istedim. Kendisi de bu tür konularla ilgili ekip kurmakla görevliydi. Baki CANİK Bey bana, "Ankara Üniversitesi Rektörlüğüne bir yazı yaz, ben bir ekiple geleyim." dedi. Ben de "Hocam Vali Bey bu işe sıcak bakmıyor. Yazıya imza atmaz" dedim. Bunun üzerine, "Sen direkt Turizm İl Müdürlüğü olarak yaz." dedi.
Ben Ankara Üniversitesi Rektörlüğüne hitaben bir yazı yazdım. Tokat'taki mağaranın yapısını anlattım. Bunun tescili için jeoloji bölümünden bir ekip istediğimi belirttim.
Prof. Baki CANİK bey, yazıyı alınca 4 kişilik bir ekiple Tokat'a geldi. Turizm Bakanlığı'ndan da bir görevli vardı. Haftanın başı Pazartesi günü geldi. Ben, "Hocam mağarayı gördükten sonra Vali Bey'i ziyaret edelim. Hatta benim kendilerini davet etmediğimi, üniversitenin burayla ilgili yazıları takip ettiğini, bunun üzerine görevli geldiğinizi söylersiniz" dedim. Hürsöz'de köşe yazarı Ethem Çatalbaş ve Osman Özsoy Beyler Ballıca Mağarası adlı yazı yazmışlardı. Baki Hoca’nın Pazartesi geleceğini bildirmek için hazırlık yapmıştık.
Türk Telekom İl Müdüründen bir jeneratör sözü aldım. Özel İdarenin altından Ahmet Özdemir Bey'in mobilya mağazası vardı, Ondandan da çekimler ve göstermek için bir televizyon ve kamera sözü aldım. (İade etmek üzere). Baki Hoca Pazartesi gelince, birlikte Ballıca'ya gideceğiz. İl Müdür Yardımcısı Hüsnü Küçükarslan’la hazırlandık.
Pazartesi günü yola çıkmadan, malzemeleri aldık. Pazar Belediyesine uğradık. Çizme, itfaiye hortumları ile birlikte gittik. Mağaraya girdik. İl Müdür Yardımcısı Hüsnü Küçükarslan, kamera çekimlerini yönetiyor, çekimler yaptırıyoruz. Prof. Baki CANİK Bey çok etkilendi. "Dünyanın önemli bir harikası." "Türkiye'de böyle bir mağara yok" diyordu. Pazartesi, Salı, Çarşamba Beş gün mağarada çalıştık. Her gün mağaraya giriyoruz. Yeni, yeni mekanlar buluyoruz. Jeneratörle aydınlatıp, yürüyüş yolları tespit ediyoruz. Haftanın son günü Cuma günü öğleden sonra Valilikteyiz. Sayın Valimiz Metin Turcan Bey'i ziyaret ettik. Baki CANİK bey kendisine Ankara Üniversitesi'nin görevlendirdiğini söyledi ve Ballıca Mağarası’nı anlatmaya başladı. "Bu mağara Dünya’nın önemli harikalarından. Bunun tescilini yaptırıp, adını turizm tarihine yazdırın sayın Vali.” dedi. "Tokat'ın tarihi sizi yazar" dedi. Bunun üzerine Vali Bey, "Hocam ne yapalım?" dedi. "Baki Hoca "Sayın Valim, köylüler altın aramak için mağaraya giriyor, sarkıtları kırıyorlar onu gördük. Girişine kapı yapılmalı, yolu yapılmalı, giriş kısmı aydınlatılsın. Daha sonra kalan kısmı aydınlatılır." dedi. "Bu konuşmalardan sonra Vali Bey "Size yemek vereyim" dedi. Ben yedireyim dedim. Vali Bey, Tamam dedi makamdan ayrıldık.
Daha sonra görüşmek üzere Vali Bey'e döndüm. "Yol, kapı ve girişin aydınlatılması için keşif çıkartacağımızı söyledim. Vali Bey "hızlı davran" dedi. "Yol ve kapı için keşif hazırlanmasını Köy Hizmetleri İl Müdürlüğüne, aydınlatma için TEDAŞ İl Müdürlüğüne yazılan yazıları Sayın Valimizin imzası ile gönderdim."
Bir süre sonra İl Müdürlerinden keşif bedelini sordum. İl Müdürlüğünden toplam 400.000 TL'lik bir keşif bedeli olduğunu görünce, bu bedeli 200.000 TL'ye indirttim. Vali Bey'in 400.000'e itiraz edeceğini, başlamadan biteceğini düşündüm. Baki Hoca gelmeden önce, Vali Bey'e mağaranın güzelliğini kendisine anlattığımda sıcak bakmamıştı. "Bura boş bir mağara, Türkiye'nin her yerinde bir sürü mağaralar var, demesinden, oraya para harcamak istemediğini düşünmüştüm. Köy Hizmetleri ve TEDAŞ'tan aldığım keşif bedellerini 200.000 TL olarak, Sayın Valimize götürdüm. Bu rakamı görünce, “ooo! Bu çok, ancak 50.000 TL veririm." dedi. "Keşfi ona göre hazırlatın" dedi. Ben de, "Yeniden keşfe gerek yok, 50.000 verirseniz, o kadar yaparız, daha sonra bu keşif bedeli üzerinden devam edilir." dedim. "O zaman olur" dedi. Yazının üstüne hemen havale etti. Görüldüğü üzere, mağarayı işler hale getirmek için yoğun bir mücadele gerekiyordu.
Bir hafta sonraki encümen toplantısında görüşülecek dedik. Bu süreçte ben encümen üyeleri ile tek tek görüştüm. O zaman DYP-SHP koalisyon hükümeti iktidar olduğu için encümende koalisyondu. İki partiden encümen üyelerini ikna ettim. Encümen toplantısından önce 1 televizyon ve 1 kamera temin ettim. Vali Bey'e ve encümen üyelerine mağarada yaptığımız çekimleri izletmek istiyorduk. Hüsnü Küçükarslan Bey (İl Müdür Yardımcısı), toplantı günü, toplantı salonuna önceden ev kamerası ile televizyonu kurdu. Öğleden sonra encümen toplantısına biz de katıldık. Vali Bey, toplantı salonuna gelmeden, encümen üyelerine tekrar anlattım. 400.000 TL'lik keşfi 200.000'e indirttiğimi söyledim. Vali Bey salona geldiğinde, "Bu televizyon, kamera ne?" dedi. "Ben, Sayın Valim çekim yaptık, izleyecek, karar vereceksiniz" dedim. "Peki açın" dedi, Hüsnü Küçükarslan Bey televizyonu açtı. Sette yapılan 20/25 dakikalık çekim ve izleyici görüşlerini yayınladık. Vali Bey etkilenmiş olacak ki, Turizm Bakanlığı Müsteşarını aradı, ona mağarayı anlattı. "Harika bir mağara" dedi. Konuşmayı biz de duyuyorduk. Müsteşar Bey "Olur yardımcı oluruz" dedi. Sonra Vali Bey encümene döndü, "Arkadaşlar Duran Bey 200.000 TL istiyor, ben de 50.000 vereyim dedim ne diyorsunuz?" dedi. Encümen üyeleri de topluca "400.000 verelim" dediler. Bunun üzerine Vali Bey "200.000 verelim" dedi ve oylattı. Encümen kabul etti. Bu ödenekle yolunu, kapısını ve giriş kısmının aydınlatılmasını yaptırdık. Vali Metin TURCAN Bey'in tayini çıktı. Mehmet Özgün Bey Vali olarak Tokat'a atandı. Benim de Muş Turizm İl Müdürü olarak tayinim çıktı. Ben Bakanlık Müfettişi olarak Milli Eğitim Bakanlığı'na döndüm. 1994 yerel seçimlerinde Turhal Belediye Başkanlığına Aday oldum ve seçimi kazandım. Daha sonra, Turhal Belediye Başkanı olarak göreve başladım. Bu süreçte Vali Mehmet Özgün Bey, mağaranın yürüme yollarını tamamlattı. Mağara içi aydınlatmayı yaptırıp adını buraya yazdırdı. Daha önce Vali Metin Turcan’ın katkılarından bahsedilebilirdi, yapılanları yok saydı. Şu anda mağaranın ziyarete açılan yarısı (Ziyarete açılmamış yerleri var) bize bakıyor durumdadır. Yani yarısının aydınlatılması ve yolları yapılmış durumdadır. İlk başlarda verdiğim mücadele ve gelinen sonuca baktığımda ben bile inanamıyorum. Özellikle bayramlarda ve tatil günlerinde mağarayı ziyarete gelenlerin araçlarının bir kilometreyi geçen kuyruklar oluşturması benim için heyecan verici. Bu duruma nasıl gelindiği konusu ve çabası kimsenin aklına gelmez. Nereden nereye gelindiğini bir gazete bilgisiyle de olsa hatırlamak ve hatırlatmak istedim.
Ballıca Mağarası UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı. Mağaranın tamamı aydınlatılmalı, o zaman Dünyanın 8. Harikası olarak ilan edilir inşallah. Baki Canik hocayla mağaraya girdiğimizde, hayranlığını “Dünyanın 8. Harikası” diye ifade etmişti. Bu Mağara Tokat için çok önemli bir Turizm potansiyelidir. Tanıtımına ağırlık verilmeli, Bu yıl yüz seksenbin kişinin ziyaret ettiği söyleniyor, yetmez. Her yıl en az bir milyon kişinin ziyaret etmesi gerekir.
Sezai Kaymak: Duran bey, böylesi bir söyleşiyle tarihi yaşanmışlıkları birinci ağızdan dinlemek ve kamuoyuna aktarmak bizim için de önemli bir görev. Bu tarihi süreci aktardığınız için biz teşekkür ederiz.










