Ahmet Çetin yazdı

MEKKE

14.12.2023’te Medine’ye giriş yaptık, 17.12.2023 günü saat 11.00’da Medine’den ayrılırken Zülhuleyfe’de ihrama girdik.TELBİYE getirerek Mekke’ye hareket ettik. Yolda öğle, ikindi, akşam namazlarını kıldık. Her hareket anında “LEBBEYKE LA ŞERİKE LEKE LEBBEYK, LEBBEYKE LA ŞERİKE LEKE LEBBEYK, İNNEL HAMDE VENNİMETE LEKE LA ŞERİKE LEK” diyerek Mekke’ye doğru yol aldık. (Anlamı: Allah’ın emrine uyup sana geldim. Senin hiçbir ortağın yoktur. Davetine uyup geldim. Şüphesiz hamd, nimet ve mülk sana aittir. Senin hiçbir ortağın yoktur.”

KUR-AN’I KERİM’DE MEKKE

Kur-an’da “BEKKE” diye zikredilen Mekke şehri Hz. Adem ve Hz. Havva’nın yaşadığı şehir. İlk önce Hz. Adem ve Hz. Havva KABE’yi taşlarla yapmışlar, daha sonra Hz. İbrahim ve Hz. İsmail tarafından yeniden yapılmıştır.

Hz. İbrahim eşi Hacer annemizi ve oğlu İsmail’i bir dağarcık hurma ve bir kırba su ile Mekke’ye bırakıp Urfa şehrine dönerken eşi Hz. Hacer annemiz arkasında seslenir. “Ey İbrahim bizi bu ziraati olmayan vadiye bırakmanı sana Allah mı emretti?” Hz. İbrahim Peygamber “Evet, Allah emretti” der ve yoluna devam eder.

Bir çocuk, bir anne yapayalnız Mekke’de…

Kısa bir süre sonra su beter, Hz. İsmail çok küçüktür. Hz. Hacer su araştırır, su yok! Uzaktan SAFA tepesinde bir parıltı görür, Hz. İsmail’i kumlar üzerine yatırarak koşar SAFA Tepesi’ne, bakar ki SU YOK, sonra Merve tepesinde bir parıltı görür oraya koşar, bakar ki o da su değildir. Böylece SAFA – MERVE arasında 7 defa koşar. En sonunda Hz. İsmail’i bıraktığı kumluk yere bakar ki su fışkırıyor. Hemen oraya koşar, elleriyle suyun önüne kumları yığar bir set oluşturur, su seti yıkmasın diye “DUR, DUR” der, yani Arapça “ZEM, ZEM” der, suyun çağlaması durur, üstten aldıkça alttan çıkar. Daha sonra buraya bir kuyu yapılır, oradan bütün hacılara “ZEM, ZEM” ikram edilir. ZEMZEM suyunun kökünün Cennette olduğu rivayet edilir.

KABE, Beytullah, ev, Allah’ın evidir.

İnsanlar, kendi yaptıkları Kabe’nin etrafında dönerler, Melekler Beyti mamurun etrafında dönerler, tavaf ederler.

“Tavaf esnasında Hacer’ül Esved’e dokunmak günahları siler.” Hadisi Şerif

“Selamlamak da dokunmak hükmündedir.” Hadisi Şerif

“Semanın kapılarının açıldığı ve günahların affedildiği dört zaman vardır.

1)    Müminler Allah yolunda savaşırken düşmanla karşılaştığı an.

2)    Yağmurun yağdığı an.

3)    Namaz kılındığı an.

4)    Kabe’nin ilk görüldüğü an.

Hadisi Şerif

“Allah bu ev için gökten 120 rahmet indirir.”

1)    60 tanesi tavaf yapanlara

2)    40 tanesi namaz kılanlara

3)    20 tanesi Kabe’yi seyredenlere (bakanlara)

HACER’ÜL ESVED

            Allah taala Cennette ruhlarımızı yaratınca “Elestü birabbükum” diye hitap etti. Ruhlarımız “KÂLÛ BELA” dediler. Yani ben sizin rabbiniz değil miyim? Diye sorunca, bütün ruhlar “Evet, sen bizim rabbimizsin. Ne emredersen, nereye davet edersen oraya geliriz.” dediler.

            Cenab-ı Allah Cennetten ak yakuttan bir taş getirtti. Ruhlarımızın o sözünü Kâlû belayı oraya işletti.

            Daha sonra bu taş Hz. Adem Cennetten ayrılınca Ebu Kubeys dağına bırakıldı. Orada yıllarca kaldı. Cennetten ayrılmanın hüznü ve sıcak iklim nedeniyle karardı, siyah taş oldu. Yani HACER’ÜL ESVED oldu.

            Peygamberimiz 35 yaşlarında iken KABE hakemliği yaptı. Taşı kazağının üstüne koydu. Dört kabile reisine dört ucundan tutturdu tam yerine gelince bizzat kendi elleriyle yerleştirdi.

            Peygamberimiz Hacer’ül Esved’i öper, selamlardı. Hz. Ömer ey taş seni rasülullahın öptüğünü görmeseydim, asla öpmezdim” deyince Hz. Ali “Ya Ömer öyle söyleme.” Dedi. Benim anlattığım şeyleri Hz. Ömer’e anlatınca Hz. Ömer “Ali olmasaydı, Ömer helak olmuştu.” demiştir.

            MÜLTEZİM

            Hacer’ül Esved’le altın kapı arasındadır. Sıkı sıkıya yapışılan yer anlamındadır. Peygamberimiz göğsünü oraya yapıştırır dua ederdi.

            HİCR

            Diğer adı hatim. Hicri İsmail’dir. Hilal şeklinde Kabe’nin içinden sayılır.

            Hz. Aişe bir gün Kabe’nin içine girmek istedi. Peygamberimiz Hz. Aişe’ye “Kabe’yi girmek istersen burada namaz kıl” buyurdu.

                                                                                                                                                     (BİR SONRAKİ YAZI: PEYGAMBERİMİZİN DOĞDUĞU EV)