YALOVA TARİHİ
Yalova Valiliğinin sitesinde Yalova tarihi için verilen bilgiler şöyle:
“Eski devlet salnameleri incelendiğinde, Yalova'nın 1530 yıllarında İzmit Vilayeti'ne (Liva) bağlı bir kasaba (Yalak-Abad) olduğu görülmektedir. Yalova, 1867 yılında Bursa Merkez Sancağı'na bağlı bir kaza iken, 1901'de bağımsız İzmit Sancağı'na bağlanmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan askeri birliklerince işgal edilen Yalova, verdiği büyük mücadele ile 19 Temmuz 1921 tarihinde düşman işgalinden kurtulmuştur. 2 Haziran 1929'da Atatürk'ün isteği üzerine çıkarılan bir kanun gereğince, ilçe yapılarak İstanbul İli'ne bağlanmıştır. Kurtuluş Savaşı sonrasında 19 Ağustos 1929 tarihinde ilk defa Yalova'ya gelen Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk, Termal'in yeniden inşaasını sağlamıştır. Atatürk, 22 Ocak 1938 tarihinde açılan Termal Oteli'nin ilk konuğu olmuş ve 9 gün süreyle Yalova'da kalmıştır. 1929 yılında yapılan Millet Çiftliği'nin yapılışı sırasında, ikinci kata gelindiğinde, batıda bulunan ağacın kesileceğini gören Atatürk, yapının temelini biraz doğuya alarak binayı kaydırmış ve ağacın kesilmesini engellemiştir. Bu nedenle köşk, Yürüyen Köşk olarak anılmaktadır. Atatürk'ün, 'Kurtuluşa öncü' ve 'Benim Kentim' olarak bahsettiği Yalova, adeta yazlık başkent haline gelmiş ve yine Atatürk'ün isteği üzerine 1930 yılında İstanbul'un ilçeleri arasına katılmış, 1995 yılında ise İstanbul İli'nden ayrılarak il yapılmıştır. Bursa'nın Gemlik İlçesi'ne bağlı Armutlu Beldesi ile Kocaeli'nin Karamürsel İlçesi'ne bağlı Altınova Beldesi ilçe yapılmak suretiyle il sınırları içerisine alınmıştır.”
YALOVA KAYMAKAMI KİMDİR? RİVAYETİ NEREDEN GELİYOR?
Öte yahdan Yalova Kaymakamı için kullanılan “kim takar Yalova Kaymakamını” sözünün nereden geldiği merak edilerek yapılan araştırmada Ekşi Sözlükte şu bilgiler geçiyor:
* Yalova'nın il olmasıyla tarihe karışmış kamu görevlisi.
* Zamanında bir kaymakam kadrosundakiler için atanılabilecek en kötü gorev.
* Bahtsız devlet adamı.
* Bir rivayete göre de vilayete çağırılan yeni kaymakam, resmî törenle karşılanma ümidi ile inmiş iskeleye. Hiçbir hazırlık göremeyince bir ayakkabı boyacısının ağzını arayarak durumu öğrenme yolunu seçmiş.
‘Bu gün Yalova Kaymakamı gelecekmiş, haberin var mı?’ demiş.
‘Kim takar Yalova kaymakamını’ diyen boyacının sözü kadar tavrı da incitmiş çiçeği burnunda Kaymakamı. Hiç beklemediği bir zamanda yaşadığı bu hayal kırıklığını bazı dostlarına anlatmış olmalı ki, zamanla kulaktan kulağa yayılan macerası halkın dilinde milletin devlet adamlarına bakışını gösteren canlı bir hayat tablosu haline gelmiş.





