Eski Türklerin renkleri yön isimleri kullanılmasından gelir. Sarı renk merkezi ve Kaan’ın otağını gösterir. Sarı iyimser bir renktir. Gençliği simgeler. Vitrinlere bakın müşterileri ikna etmek için sarı renk kullanılır. Siyah(kara) renk Kuzeyi gösterir. Bu yüzden Türkiye’nin Kuzeyinde bulunan denize Karadeniz denilmiştir. Kara( siyah renk ) Türklerde Kuzeyi gösterir. Karadeniz’e bir başka değişle; sürekli siyah bulutların ve yağışın olmasından dolayı renginin siyah olduğundan kara ismi söylenilmektedir. Eski Türk kültürüne dayanan inanışa göre siyah renk kötüyü, bütün felaketleri, kıtlıkları,  hastalıkları temsil eder. Doğu; yeşil(gök renk günümüz Türkiye Türkçesinde olduğu gibi bazen yeşil, bazen mavi anlamını ifade eder.) Yeşil; Umudun, barışın ve özgürlüğün rengidir. Bu yüzden birçok ulusun bayrağının rengi yeşildir. Mor Renk: Mor asaletin rengidir. Lüks hayatı zenginliği temsil eder. Aynı zamanda duygusallığın romantizmin ve tutkunun rengidir. Kırmızı: Gücün, tutkunun ve enerjinin rengidir. Kırmızı intikam, kin, öfke ve aşkın rengidir.

   Akdeniz isminin anlamı TDK’ da(Türk Dil Kurumu) yer alan bilgiye göre; Kuzeyde Avrupa, Doğuda Asya, Güneyde Afrika ile kuşatılmış denizin adına Akdeniz denilmiştir. Marmara Türkiye’nin Asya, Avrupa kısımlarını birbirinden ayırır. Marmara adasında bol miktarda mermer bulunması yüzünden adaya ve denize; Yunanca mermer anlamına gelen “Marmaros” denilmiştir.

    Akdeniz ve Karadeniz isimlerinin özü Türk algılamasının, adlandırılmasının sonucudur. Türlerin coğrafyayı anlamlandırırken renkler, yönler arasında kurdukları ilişki yaşadığımız coğrafyanın çeşitli bölgelerinin isimlendirilmesinde önemli etkilere sahiptir. Renkler ve yönler arasındaki ilişki renklerin bir yönünü ifade etmesine dayanır. Doğu; mavi, yeşildir. Batı; Ak (beyaz). Kuzey; Kara (siyahtır.) Güney; Kızıl (aldır.) Merkez ise sarı ve altın ile ifade edilmektedir.

     İsimlerin başına konan renk, yön ifade eder. Dağ, deniz, şehir, vadi, çöl, nehir isimlerinin başında yer alan renkler aynı zamanda yönü temsil etmektedir. Akdeniz( atı denizi), Karadeniz (Kuzey denizi) adı verilmiştir. Ak(beyaz) Türklerin en eski inançlarından Şamanizm dönemine dayanıyor. Ak; ululuk, adalet, güçlülük anlamına gelmektedir. Ülgen; Yüce, yüksek, ulu. Eski Türklerde iyilik tanrısı; Tek tanrı inancında Gök tanrı’nın oğlu ve gökyüzünün hükümdarı olarak görülmüştür. Ülgen’in altın kapılı sarayı, altından tahtı vardır. Şaman dualarında beyaz parlak ( Ak-Ayas), parlak hakan ( Ayas hakan) şeklinde hitap edilirdi. İnanışa göre ebemkuşağını ( Gök Kuşağını) da o yaratmıştır.

     Al (Kızıl-Kırmızı) Türklerin eski inançlarında “ Al Ruhu” “ Al Ateş” adı verilen ateş tanrısının yahut da hami( koruyucu) varlığını bildirmektedir. Türklerin eski devirlerden beri Al Bayrak kullanmalarının Al Ateş Kütlü ( inancı) olan bir gelenektir. “Kazak, Kırgızlar bayrak kelimesi yerine (yalav) kelimesi kullanılır.  Yalav= alevdir. Ruhunun adı ile al rengi (yalav-alev) eş değerdedir.

      Merkezi sarı, Doğu; yeşil, Batı; ak, Güney; kızıl ( kırmızı-al) , Kuzey; kara(siyah) renklerle ifade edilmiştir. “ Hun atlı birlikleri (Çin ordusunun çevresinde, şöyle düzenlenerek yer) almışlardır. Beyaz atların hepsi batı yönünde yer almışlar. Kırmızı (doru-al) atlar ise Güney de yer almışlar. Siyah atlar Kuzeyde yer almışlar. “Türklerden renklerin yön belirten sembolik anlamları konusuna ilk defa dikkatimizi çeken Ziya Göl kap, Türkiye Türklerinin Ak Deniz( batıdaki deniz) Kara deniz ( Kuzeydeki deniz) adlandırmalarının tesadüfî olmadığına, bu eski geleneğin bir uzantısı olarak ortaya çıktığına işaret etmiştir.”

       Eğe Denizi; Kral oğlunun başarısızlığa uğradığını düşünerek, kendini denize atarak intihar eder. Bu olay sonunda kralın atladığı yer olan Atina Körfezi’ne “ Aegeus Pontus” (Eğe denizi –Aegeus’un Denizi) denilmeye başlar. İsim yaygınlaşarak günümüze kadar gelir. Türkiye-Yunanistan arasında kıyısı olan bir denizdir. Ege’nin 360 adadan, dört tanesi Türkiye’ye ait adadır. Diğer adalar Yunanistan’a aittir. IV. Jeolojik zaman( kuvarterner)  yani 2 Milyon yıl önce ege it karasının çökmesiyle oluşan Ege Denizi’nin adı 1960’lara kadar Akdeniz olarak geçmiştir.

    Kaynakça; Selçuk Akarı Dil Tarih ve Coğrafya denkleminde Ege Denizi’nin adlandırma Tarihi, Ege kelimesinin anlamı Deniz Basımevi 2005.

    Prof. Dr. Ramazan Özey Dünya ve Türkiye ölçeğinde siyasi Coğrafya, Aktif Yayınevi 1999.

    Reşat Genç.

    Süleyman Erkan 20-05-2023 Cumartesi- Bedesdenlioğlu-Tokat.