FINDIK

İnsanlar bir şeyi sevince her zaman onu anmak ister. Fındık küçük, sevimli, besleyici, kırmızıya yakın rengiyle sevilen bir meyve olduğundan Anadolu’da ki insanlar kız çocuklarının adlarını fındık koyarlar. Sevdiği meyveyi çocuğunun adıyla sürekli anarak hatırlamak için.

       Fındığın ana vatanı Kara denizdir. Fındık her derde devadır. Tüm meyvelerde olduğu gibi besleyici değeri oldukça yüksektir. Yaklaşık beş bin yıldır bilinen fındık, meyvesinden, odunundan, yaprağından, çotanağından büyük yararlar sağlanmakta. Fındığın dallarından, kabuğundan yakacak yüksek kalorili yakarak elde ederiz. Kabuğunu ezip tutkalla karıştırıp sıkıştırarak sunta, tahta elde ederiz. Fındığın dallarından sepet, baston, sandalye, çit ve ev aletleri, süs aletleri yaparız. Sepet yaparken fındık dalları ısıtılır. Bıçağın ucuyla anlıdan yarılınca başa kadar eşit şekilde bölünür. Gerisi usta sanatçının ellerine emanettir.

       Fındık yapraklarıyla yün halı iplerinin boyanması yapılır. Fındık yapraklarının bitkisel boyacılıkta değerlendirilecek bitkilerden biri olduğu sonucuna varılmıştır. Fındık yaprağından çayda yapılır. Fındık antik çağdan beri hastalıkların tedavisinde halkın kullandığı biliniyor.

        İbn-i Sina kanun adlı eserinde; Hayvan ısırmalarında yaralara, lapa haline getirilmiş fındık ezmesinin iyi geldiğinden bahseder. Fındık ezmesinin içine incir veya üzümle dövülüp lapa halinde akrebin ısırdığı yere konulursa ağrıyı kestiği, şifa görüldüğü söylenir.

       Lokman hekim; fındık yemenin önemine işaret ederek “ Günde bir avuç fındık yiyende dert bulunmaz.” Demektedir. Eklüttinemanün minelkulunç adlı eserinde; “ fındık, ceviz, badem ezmesi, kuru incir ile karıştırıp yenirse kansız insanlara deva olur.” Demektedir.

         1800 yıl önce yaşamış olan yunan hekim DİCORİDES ; “ otlar kitabı” adlı eserinde fındığın faydalarından bahsetmiştir. Eserinde fındık yağının kalitesinin üstünlüğünden, özelliklerinden bahseder.  Fındıktan yapılan lapanın şeker, sütle karıştırılmasıyla elde edilen güzel, ferahlatıcı, öksürüğü kesen bir içkiden bahseder. Ayrıca fındık yaprağı ve kabuğunun saçıkıbrıs ve şap ile karıştırılmasıyla sarı boya elde edildiğini yazmıştır.

       Fındık tüketilirse; böbrek, mesane intihaplarına karşı iyi gelir. İdrar yollarında taş bulunan hastalar için ağrı kesici özelliği taşımaktadır. Kalp çarpıntısını keser, bağırsakları güçlendirir. Böbrek yetersizliğine iyi gelir. İdrar yanmasını önler. İkdidarsizlikta cinsel gücü artırır. Karaciğer hastalıklarında ve karaciğerin damarını açmak için faydalıdır. Kalın bağırsak ve rahim intihaplarına karşı iyi gelir.

        Fındıkkabuğu kaynatılıp suyu içilirse; nezle, gribe iyi geldiğini, öksürüğü kestiği, sıtma, sera hastalıklarına karşı faydalı olduğu belirtilmektedir. Fındık yaprakları suda kaynatılıp içilirse kanı temizleyici etkisi vardır.

       Fındık dallarının yakılmasıyla elde edilen hafif ve güzel kömür, toz edilip kahve kaşığı ile alınırsa, mide ve bağırsaklarda ki gazları giderir. İsale karşı güzel ilaçtır.

       Yüksek enerji, zengin besin öğeleri içermesi nedeniyle, vücudun günlük gereksinimlerine önemli katkıda bulunur. Fındık kalp-damar hastalıkları ve kanser gibi çağımızın korkulu hastalıklarında ki koruyucu özelliklerinden dolayı da önemli bir gıdadır.

        Çeşitli araştırmalar, her yaştaki insanların sağlıklı yaşam sürdürebilmesi için sert kabuklu meyveler, özellikle de fındık tüketmeleri önemlidir.