-Bugün 8 Mart kadınlar gününün kutlanması gerekiyor.

-2017 yılında 437 kadınımız cinayete kurban gitti.

-2018 yılı şubat ayı içerisinde 42 kadınımız cinayete kurban gitti.

-Bu utanç verici tablo da hangi yüzle kadınlar günü kutlanacak.

Ülkemiz; gittikçe ağırlaşan sorunlarla karşı karşıya .

-Bu sıkıntıların hiçbirinin çözümüne yönelik çabada yok.

-Varsa da, yoksa da ittifak çırpınışları: Öylede anlaşılıyki, herkes paçayı nasıl kurtarırım hesabıyla meşgul koltuklar gidiyor.

-Kim kiminle ittifak kuruyorsa kurar, buna bir engel yok.

-İttifak kuranların, kendileri gibi düşünmeyenler hakkında iftiraya, şantaja, yeri geldiğinde tehdide varan beyanları da, milletimizde bir karşılığı olmadığı gibi, konuştukça batmakta. Güneşte eriyen kar misali ufalamaktalar.

-Milletimizin beklentilerini karşılayanlar, başarıya ulaşacaktır.

-Başkanlık sistemi ülkemiz şartlarına uygun değildir.

-Güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönülmesi gerekmektedir.

-Partili Cumhurbaşkanı veya başkan sadece partisince seçilendir. Cumhur ise 81 milyondan ibarettir. Taraflı başkan, tek adam özelliğinde, her şeye, her konuya yetkilidir.

-Yasama, yürütme ve yargı erkleri de başkan tarafından dizayn edilecektir. Demokrasi ağır yara alacak; güven bitecektir.

-milletvekili sayısının 600 olmasının hiçbir geçerli açıklaması yoktur.

-Meclis, başkanlık sisteminde zaten etkisizleştirilmektedir.

-Ayrıştırmalar, kutuplaşmalar ülkeye zarar veriyor.

-Adil olmak, kul hakkından korkmak israftan kaçınmak yüce dinimizin emirlerindendir: Zerrecik, samimi inanç varsa, bunlara uyulur toplumu yönetenlere de daha büyük veballer vardır.

-Adalet, her şeyin temeli. Geçen hafta Yargıtay başkanının bir açıklaması oldu. "Yargı bir silah gibi kullanıldı" diye feto terör örgütünün yargıyı nasıl kullandığını izah ettiler o hakim ve savcıları; bakanımız, müsteşarımız, HSYK'mız Başbakanlarımızda bu savcı ve hakimleri terfien atayanlardı. Koruyanlardı.

-Yargıtay başkanının açıklamalarına herkes katılır da; açıklamanın çok geç gelen bir açıklama olduğunu da kabul etmek gerek.

-Almanya Başbakanı Merkel, Deniz Yücel'in serbest bırakılmasını talep eder. Bir senedir ajan, terörist suçlamasıyla tutuklu bulunan Deniz yücel, daha 24 saat geçmeden tahliye edilir. Hazır bekleyen özel uçağıyla Almanya'ya döner. Bunun adı adalet mi?

-Hava alanında yaptığı açıklama ise daha vahimdir. "Tutuklanırken hukuk yoktu. Serbest bırakılmamda da hukuk yoktu" ifadesini kullanmıştır.

-Sayın Yargıtay Başkanımız bu gelişmeye nasıl yaklaşır merak konusudur.

Sevgi ve saygılarımla.