- Ülkemiz: son dönemlerde hiçte hak etmediği gelişmeleri yaşıyor.

Bu sütunlarda, defalarca teröre taviz verilemeyeceği, hiçbir şekilde pazarlık konusu yapılamayacağı amacın çok net olduğu ifade edilmişti. Saygıdeğer okuyucularımız çok iyi hatırlarlar.

- Siyasi çıkarlar ve koltuk hesapları, önceden verilmiş tavizler ülkemizi bugünkü durumuna düşürdü. Her gün şehit haberleri geliyor. Sonradan uyananlar gerçekleri çok geç görüyor.

- Verilen yüzlerce şehide karşılık bir delikanlı çıkıpta “hata yaptık aziz milletten özür dileriz” bile çok görüyor. “KANDIRILDIK, ALDATILDIK” açıklamaları, yaşatılan ve yaşanılan olaylara yüzlerce şehide sığınılacak ala bir savunmada değildir. Olsa olsa milletin aklıyla dalga geçmektir. Sorumluluk almamak suçu kolayca başkalarına yıkmaktır.

- Ahmet-Mehmet kandırılabilir, aldatılabilir, bir hükümetin bir devletin “ aldatıldık” açıklamaları çok üzüntü vericidir. 78 milyona da açıkça harekettir.

- Her neyse olanlar oldu mücadele zor şartlar altında devam ediyor. Geçte olsa.

- Ülkede ve çevremizde bir yığın sorunlar varken; Suriye’den, Irak’tan ülkemize gelen 3 milyona yakın insan barındırılırken, Avrupa ülkelerine gitmiş Suriye’lilerinde ülkemize geri iadeleri de ayrı bir sıkıntıdır. Ülkemizi adeta tampon, sığınmacıların toplama kampına çevirmektir. Bir parmak bal, yala yala dur, sonu nereye.

- Hani çok güvendiğimiz Suudi Arabistan, Katar, Emirlikleri, Şeyhlikler Suriye’li sığınmacılara kapılarını niçin açmazlar. Açamazlar çünkü bütün tezgahlar oyunlar ülkemiz üzerinedir. “Al parayı sığınmacılara iyi bak, böyle siyaset anlayışı olamaz.

- Balkonda çok oturuyorum. Evin önünde çöp tankı var. Sabahın erken saatlerinden başlayarak gecenin yarılarına kadar bir çöp tankının içini karıştırıp ekmek parası arayanların her geçen gün arttığını görünce de üzüntülerim kaygılarım biraz daha artıyor. İnsanımız işsiz Tokat ekonomisi felç halde siftah etmeyen esnaf gittikçe çoğalıyor işyerleri kapanıyor, el değiştiriyor. Nedenini araştıranda yok. Birilerine her şey tozpembe gibi geliyor. Unu tuzu kuru olanların derdi de yok.

- Aziz milletimizin canlarıyla kanlarıyla kazanılmış vatan topraklarında huzurlu mutlu yaşamaya hakkı yok mudur. Sıkıntılar, darlıklar, kadermidir. Bu aziz millete milletimizin haklarını gerekmediği kadar sığınmacılara aktarmak son derece yanlış ve sakıncalı gidişattır misafirperverlik, ayrı bir konudur. Bunlara iş vermek vatandaş yapmak düşünceleri gerçek vatan sahiplerine haksızlığın ta kendisidir.

- Sığınmacılara ülkemiz yeteri ilgili desteği göstermiştir. Misafirlikler ebedi değildir. Ülkelerine dönmeleri, hiç olmassa altın musluklarından su içen şeflerin, kralların ülkelerine kabul etmeleri bizim kadar elzem ve gereklidir.

- Bu konuda siyasi gelecekler, kıtlıklar ön plana çıkarılır ise; milletimizin sıkıntıları da artarak devam edecektir demektir. Gidişat doğru bir gidişat değildir.

- Huzur ve mutlu yaşamak herkesin hakkıdır. Bu hakka da herkes saygı duymalı gerekeni yapmalıdırlar. Hırslar aklın önüne geçirilirse felaket yolda demektir.

- Birlik beraberlik kardeşlik duyguları içerisinde Cumhuriyetimize, devletimize bayrağımıza saldıranlara karşı dimdik durulmalıdır. Türk’ten Türk’lükten rahatsız olanlarda akıllarını karıştırana toplasınlar, herkes aynı geminin yolcusudur. Saygılarımla,

Not: yazılarımı ısrarla takip eden değerli okuyucularıma;

Durumun elverdiğince, sizlerle olmaya devam edeceğim ilgilinize sonsuz teşekkürler.