Yağıbasan Medresesi'nde düzenlenen 2. Olağan Kongre'de, Balkan göçmenlerinin birliği, dayanışması ve kültürel köprülerin önemi vurgulandı. Dr. Sadık Ahmet'in eşi Işık Sadık Ahmet'in konuşması duygusal anlar yaşattı.
Kongreye Katılım
Anadolu Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu'nun 2. Olağan Kongresi, Tokat'ın tarihi Yağıbasan Medresesi'nde gerçekleştirildi. Saat 10.00'da başlayan kongreye, federasyonun Genel Başkanı Yavuz Cemil Erdem'in yanı sıra; Vali Yardımcısı Onur Kökçü, AK Parti Tokat Milletvekili Cüneyt Aldemir, CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Dr. Sadık Ahmet'in eşi Işık Sadık Ahmet, BİSAV Başkanı Yüksel Özkale, iş insanı Levent Demir, çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve vatandaş katıldı.
Katılımcılar, bir yandan kaynaşırken, diğer yandan medresenin tarihi atmosferinde anı fotoğrafları çektirdi. Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Ardından, Batı Trakya Türklerinin efsanevi lideri Dr. Sadık Ahmet'in hayatını, mücadelesini ve Batı Trakya Türklerinin sorunlarını anlatan bir video izlendi ve salonda duygusal anlar yaşandı. Videoda, Dr. Sadık Ahmet'in "Ben Türk'üm" demekten asla vazgeçmeyeceğini haykırdığı tarihi görüntüleri, salondakileri derinden etkiledi.
Genel Başkan Erdem: "Cumhuriyetimizin ve Demokrasimizin Tarafındayız"
Açılış konuşmasını yapan Tokat Balkan Türkleri Dernekleri Başkanı ve Federasyon Genel Başkanı Yavuz Cemil Erdem, "Tokat Balkan Türkleri Derneğimizin önderliğinde üç sene önce kurmuş olduğumuz federasyonumuzun bugün ikinci olağan genel kurulunu hep beraber yapıyoruz." diyerek sözlerine başladı. Federasyonun 12 farklı ilden 20 dernekle yoluna devam ettiğini belirterek, kendileriyle birlikte yürüme kararlılığı gösteren tüm dernek başkanlarına ve üyelerine şükranlarını sundu.
Erdem, konuşmasının devamında önemli mesajlar verdiği açıklamasında, "Federasyonumuz tarafsız bir federasyon değil. Tabii ki biz bir şeylerin tarafındayız. Biz Cumhuriyetimizin tarafındayız. Biz demokrasimizin tarafındayız. Biz bölünmez bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti devletimizin yanındayız. Biz hemşehrisi olmaktan onur ve gurur duyduğumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün tarafındayız." dedi.
Işık Sadık Ahmet'i ağırlamaktan büyük onur duyduklarını belirten Erdem, bir ve beraber olunduğunda her zorluğun aşılabileceğini vurguladı. Programın 24 Kasım Öğretmenler Günü'ne denk gelmesi dolayısıyla tüm öğretmenleri de kutladı.
AK Parti Milletvekili Cüneyt Aldemir: "Sadık Ahmet Bizim Yol Önderimizdir"
AK Parti Tokat Milletvekili Cüneyt Aldemir, Balkanlardan göçüp gelen mübadillerin anavatanlarında bir bütün olduğunu ifade etti. Işık Sadık Ahmet'e hitaben, "Batı Trakya Türklerinin çok kıymetli temsilcisi, Yılmaz savunucusu Sadık Ahmet Beyefendi'nin eşi de buradalar. Öncelikle onlara hoş geldiniz diyorum." dedi. Aldemir, "Davasına yılmaz bir şekilde savunan, yıllarca bu ülküde canını veren, ismi gibi davasına sadık, doğruluğuyla, dürüstlüğüyle orada her zaman Türk milletini temsil eden Sadık Ahmet bizler için her zaman yol ve önder olmuştur." diyerek, onun bayrağını eşi Işık Hanım'ın devraldığını ve aynı kararlılıkla mücadeleye devam ettiğini söyledi. Derneğin dayanışmanın sembolü olduğunu belirten Aldemir, her türlü desteği vermeye devam edeceklerinin sözünü verdi.
CHP Milletvekili Kadim Durmaz: "Muhacir, Kaybedilmiş Toprakların Aziz Hatırasıdır"
“Muhacirler kaybedilmiş toprakların aziz hatıralarıdır." sözünü hatırlatan CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz ise, "Muhacir sadece yer değiştiren insan değildir. Muhacir, ardında bıraktığı her karış toprağın türküsünü, kokusunu, acısını, gururunu yeni vatanına taşıyan insandır. Balkanlar'dan, Rumeli'den, Kafkaslar'dan, Kırım'dan nice coğrafyadan kopup gelen bu insanlar, geldikleri yerde sadece sığınmamış, üretmiş, ticaret yapmış, şehirler kurmuş, kültür taşımış, cumhuriyetin harcına canıyla, alın teriyle karışmıştır." dedi.
Balkan coğrafyasında hala soydaş toplulukların kimliklerini korumaya çalıştığını ve federasyonun bu noktada bir gönül elçisi, bir kültür köprüsü işlevi gördüğünü vurgulayan Durmaz, "Balkanlar'dan göç etmiş aileler tarih boyunca pek çok acıyı yaşadı. Zorla yerinden edilmeler, mübadele, asimilasyon politikaları... Bugün hala Bulgaristan'da, Yunanistan'da, Makedonya'da, Kosova'da, Bosna'da, Romanya'da kısacası bütün Balkan coğrafyasında soydaşlarımızın sorunları bitmiş değildir. Buradan açıkça ifade ediyorum: Soydaşlarımızın her meselesi bizim meselemizdir." diyerek sözlerini tamamladı.
Işık Sadık Ahmet: "Türk Olmanın Suç Olduğu Bir Bölgeden Geliyoruz"
Kongrenin en çok dikkat çeken ve duygusal anlar yaşanan konuşması, Dr. Sadık Ahmet'in eşi ve Dostluk, Eşitlik ve Barış Partisi Onursal Başkanı Işık Sadık Ahmet'ten geldi. Heyecanı ve duygu yüklü ifadeleriyle dikkat çeken Ahmet, "30 yıldır rahmetliden sonra bir mücadele içerisindeyiz." diyerek başladığı konuşmasında, "Ben Batı Trakya'dan, Yunanistan'ın üç vilayetinden oluşan, Lozan Barış Antlaşması'yla hayatı garanti altına alınan bir topluluktan geliyorum. Ve Yunanistan'da Türk olmanın suç olduğu bir bölgede yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.
Eşi Dr. Sadık Ahmet'in sadece "Türk'üm" dediği için hapis cezasına çarptırıldığını ve 3 ay hapis yattığını anlatan Ahmet, "Toplumunda onu 'bizim liderimiz ol' diye yana iterek, daha çok insanların sorunlarıyla ilgilenmeye başladı. Tabii çok zor günlerdi Yunanistan'da. Batı Trakya'da Türklere karşı büyük bir nefret vardı, hala da var." dedi. Lozan'dan kaynaklanan azınlık haklarının hala tam olarak uygulanmadığını, Türkçe tabelaların indirildiğini ve kazanılan davalara rağmen yerine takılmadığını söyledi.
Mübadele acısını anlatırken duygulanan Işık Sadık Ahmet, "Mübadele deyince benim en çok üzüldüğüm, en çok beni düşündüren bir olay... Bir valizle, çok az bir eşyayla, kendi canınızı kurtarmaya çalışıyorsunuz. Bu topraklara gelmişiz. Mübadeleler doğdukları topraklarda ölemiyorlar. En acı, en benim çok üzüldüğüm bir olay." diyerek derin bir iç çekti. Kendi vasiyetinin de eşinin yanına, Batı Trakya'ya defnedilmek olduğunu belirtti.
Türkiye'ye olan bağlılığını, "Sağ olsun ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bizlere sahip çıktı ve yaşıyoruz. İnanın gerçekten bu ezan, bu bayrak çok kıymetli bizim için. Her zaman var olun, daim olun. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti!" sözleriyle dile getirdi. Mübadillerin vatanlarına son derece bağlı olduğunu ve hiçbir hainlik yapmadıklarını vurgulayan Ahmet, "Her zaman ne olursa olsun, ben de otuz yıl mücadele veriyorum. Yaşım da ilerledi tabii, ama ayakta durmaya çalışıyoruz." diyerek, davalarını anlatmak için her davete hazır olduklarını ifade etti.
Kapanış ve Hediye Takdimi
Tüm konuşmaların tamamlanmasının ardından, kongreye katkıda bulunan protokol üyelerine hediyeler takdim edildi. Hediye takdiminin ardından toplu fotoğraf çekimi yapıldı.
